Geçen günkü makalemi, “Yüce Meclis’in İşlevsizleşmesi” diye isimlendirmiştim. Dur otur Yasa Gücün-de Kararname yayınlayarak, Meclis’in Yasama görevini ortadan kaldırıyorlar. Ayrıca o alanla ilgili sivil toplum, halkın konu ile görüş, öneri sunması da engelleniyor. Yani Yürütme, demokrasinin en temel özelliği olan güçler ayrımını ortadan kaldırıp, Yasamanın görev alanına resmen darbe yapıyor. Şimdi Asgari Ücretle ilgili Yasa Gücünde Kararname çıkarttılar. Bu YGK ile yabancı uyruklu işçilerin Asgari Üc-reti ile KKTC ve TC uyruklu işçilerin Asgari Ücreti arasında fark olacak. Yabancı Uyruklu İşçiler; % 20 Beslenme ve %20 Konaklama kesintisi ile toplamda % 40; KKTC ve TC Uyruklu işçilerden daha az ücret alacaklar. Bu tam bir ayrımcılık ve ırkçılıktır. Fakat bu YGK de beslenme ve konaklama ile ilgili hiç bir kriter yok. Yani bu işçiler, onlar için yabancı bir memlekette tamamen işverenin insafına terk ediyorlar. Hele eski mandıralarda bile artık bu insanların kaldığını düşünürsek. Durumun nereye varacağı açıktır. Bunlar var diye Asgari Ücretten de % 40 kesinti yapacaklar. Ama ayrıca Devletten destek pirimi de ala-caklar. Yani “dondurmalı ekmek kadayıfı”.
Ancak ne ilginçtir ki; çıkarttıkları Yasa Gücündeki Kararnamede, Asgari Ücret Yasası’nın 5. Maddesine şu değişikliği koydular. Özet olarak; 1. işyerinde aynı işi yapan işçiler ve kadın erkek arasında Asgari Ücrette fark olamaz. 2. İşverenler, işçilere filli ücretler dışında; yemek yardımı, aile yardımı, elbise yar-dımı ve benzeri sosyal yardımlar olması nedeniyle Asgari Ücretten herhangi bir indirim yapamaz de-mektedirler. Ama maddenin en sonunda da bu yabancı uyruklu işçilere konaklama ve beslenme yapan işverenlere, Asgari Ücretten %40 kesinti yapmak hakkı veriyor. Tam bir çelişki yumağı. Bir yandan bes-lenme ve konaklama yardımı gerekçesi ile işveren Asgari Ücrette kesinti yapamaz deniyor, öte taraftan ise %40 kesinti yapma hakkı tanıyor. Zaten yasanın gerekçesinde “Asgari Ücretler” ifadesi var. Yani bizzat kendileri Asgari Ücrette ayrımcılık olacağını bu ifadeleri ile ilan ediyorlar. En ilginci ise, söz Konu-su YGK gerekçesinde neden bu yolu tutuklarına dönük yaptıkları açıklamadır. Bu açıklama gerçekte Meclis’in Yasama Yetkisini bile bile çiğnediklerinin itirafıdır. Bakın ne diyor? “Asgari Ücretler (Değişiklik) Yasa Tasarısı 7.1.2025 tarihinde KKTC Cumhuriyet Meclisi’ne sunulmuştur. Ancak KKTC Cumhuriyet Meclisi’nin yoğun yasama çalışması nedeni ile bu yasama yılında yasalaşmamış olup, bir sonraki ya-sama yılını beklemek gerekmektedir. Tüm bunlar ışığında ülke içinde asgari ücretle çalışanlar arasında adaletsizliğin önlenmesi amacı ile bu YGK hazırlanmıştır”. Yani o fıkradaki gibi. “Mazereti, kabahatin-den büyük”. Eğer bu kadar önemli ise konu. Yedi ay beklemezsiniz. Hükümetsiniz, Komitelerde çoğun-luk sizin. Muhalefet yok dese bile, söz konusu Yasayı öncelikle görüşebilirdiniz. Ama yapmadılar. Mec-lis’in tatile girmesini beklediler ve YGK ile konuyu hal etme yoluna girdiler. Neden bu yolu tuttular? Çünkü konu Meclis Komitesinde görüşülürse o zaman, sendikalar ve ilgili sivil toplum ile muhalefet konuyu değerlendirecek ve bu ayrımcılığı gözler önüne serecekti. Bunu engellemek için 7 ay sindiler ve Meclis tatile girince hemen YGK çıkarttılar. Kimse sorgulamasın, itiraz etmesin, tartışmasının, konuş-masın. Böylece Meclisi devre dışı bırakarak resmen Yasama organına darbe yaptılar. Kısacası Meclisi işlevsiz ve halkın iradesini ise temelsiz kılma amaçları yolunda bir tuğla daha koydular. Demokrat, yurt-sever tüm insanlar, bu darbeci anlayışa karşı gereken tepkiyi koymalıdır. Esas buradadır. Meclis işlev-sizleştikçe ekonomi, kamu yönetimi, demokratik hukuk devleti değerleri de yerlerde sürünür. Bu ne-denle YGK oyunu ile Meclisi ve halk iradesini es geçmeye çalışanlara karşı; yasal, Anayasal, demokratik yollarla tepki koymak meşrudur. Meşru ve önemlidir.
,