Seçim ertelemesi olmaz 

“Kıbrıs Cumhuriyeti” Başkanı ve Kıbrıs Rum Toplumu lideri Sayın Hristodulidis’e atfen, Kıbrıs Rum basınında; “Sayın Hristodulidis, Kuzeydeki Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde bir açılım istiyor” haberleri yer aldı. Bilindiği gibi gerçekleşen 5’li Zirve’nin bir sonucu da Temmuz ayı sonuna doğru, bir ikinci Zirve gerçekleşmesi kararıdır. Bu nedenle Sayın Holguin, Kıbrıs’ta liderlere ve Ankara, Atina temaslarına başladı. Gerçi bu Zirve öncesi ilk Zirvede karara bağlanan yeni geçiş kapıları, Ortak Güneş Enerji Santrali, Gençlik Komitesi ve diğer Güven Artırıcı Önlemlerle ilgili gelişmeleri ele almak için, Sayın Holguin’in iki lideri buluşturma çabası oldu. Ama Sayın Tatar’ın buluşmayı kabul etmemesi ile bu gerçekleşmedi. Ancak Temmuz sonu, Üç Garantör ülke ile BM’nin nezaretinde AB’nin gözlemci olduğu ortak karar olan, Temmuz sonu Zirve buluşması hala gündemdeki yerini koruyor.
İşte bu hal içinde yapılan perde gerisi temaslarda, Ekim - Kasım aylarında gerçekleşecek KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimleri öne sürülerek, Kıbrıs Sorununun çözüm sürecini ilgilendiren açılım konularını, seçim sonrasına erteleme konuşmaları yapılmaktadır. Bu nedenle Güney basınında, Sayın Hristodulidis’in açılım için seçim sonrasını değil, Temmuz Zirvesi öncesini talep ettiği haberleri yer alıyor. Sayın Hristodulidis de bir siyasetçi olarak zordadır. Çünkü, toplumu indinde çok geniş bir yelpazede, görüşme sürecini zora sokmakla eleştirilmektedir. Hele, Kıbrıs Türk Tarafı ile Türkiye’yi zorlayacak diye hukuku, siyasi bir pala haline döndürerek; emlak konusunda attığı adımlar, Güneyin etkili düşünür ve siyaset insanları tarafından da görüşmeleri çıkmaza sokan adımlar olarak eleştiriliyor. Üstelik Sayın Tatar’ın, Sayın Holguen’in buluşma girişimini reddetmesi de onu kendi kamuoyu önünde zorda bıraktı. Bu nedenle ihtiyaç duyulan açılımın, yapılmasını talebi öne çıktı. Çünkü, “40 Derviş’iz bir birimizi biliriz.” Yıllardır çözümsüzlüğe oynayan iki tarafın siyasi liderlikleri hep, aynı ipte cambazlık yaptılar. Çözüm girişimlerini, ya iki taraftaki seçimler ya da Türkiye ve Yunanistan’daki seçimler sonrası diyerek ertelediler. İşte bu nedenle şimdi Sayın Hristodulidis, yeniden aynı oyunun oynanmasının, kendi politik intiharı olacağını gördüğü için perde gerisi diplomasisinde açılımın, seçim öncesi olması gerektiğini ifade ediyor. Bu da basına servis ediliyor. 
Bu nedenle KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimleri propaganda dönemi için, tek bildiği Evliya’nın; içi boş dar milliyetçi söylemler olan Sayın Tatar ve destekçileri, seçim öncesi böyle bir açılımı yapmak istemez. Dolayısı ile açılımları, seçim sonrasına erteleme perde gerisi diplomasisi yaşıyorlar. Ama artık kimse bunu almıyor. Çünkü geçen CB seçiminde, “mülklerini, Maraşlı Rumlara iade edeceğiz” söylemleri eşliğinde, hamasetle gerçekleştirilen Maraş Açılımından sonra, bırakın küçük bir gelişmeyi, tam tersi söylemleri, “Maraş’ı Las Vegas yapacağız” diyerek, aynı Tatar yaptı. Hele on binlerce Filistinli insanın vahşice katledilip, Gazze’nin yerle bir edilmesinden sonra, Sayın Trump’ın, soykırımcı Netenyahu’nun desteğinde aynı retoriği yani, “Gazze’yi Las Vegas yapacağızı” kullanması, tüm inandırıcılığı yer ile yeksan etti. Bu nedenle Sayın Hristodulidis, açılım yapacaksan şimdi yap diyor. Seçilmek için halkına doğru olmayan hamaset söylemleri yapan, bırakın o ulusal sorunu çözmeyi; ülkesinin demokratik, ekonomik, sosyal, kültürel hiçbir sorununu çözemez. Çünkü dış siyaset içi, iç siyaset de, dış siyaseti belirler. Birindeki yalan, diğerindeki yalanları büyütür. Esas, gerçeğe dayalı mümkün olabilen hedeflerdir. Siyaset ciddi iştir. Yalana, dolana ve talana yer olmaması gerekir.