Son yıllarda hepimizin birçok iş alanında duyduğumuz bir kavram var “ game changer “ yani oyun değiştirici. Oyun değiştirici kimler olabilir?
Özellikle bizler gibi ada ekonomilerinde her şeyimizin bir pamuk ipliğine bağlı koşullarda yaşam süren Kıbrıs Türk turizmcisi ve yatırımcısı turizmde nasıl oyun değiştirici olabilir?
Adanın genel turizm yapısını incelediğimiz zaman, tabii ki Güneyli komşuların dünya ile daha fazla kurdukları network, siyasi ve turizm dünyasında yaptıkları hamleler ve açılımlar mutlaka adı üzerinin her iki tarafında “Game changer “olduklarımı göstermektedir.
Bu ne kadar mümkündür?
Geçenlerde bir turizmci otel genel müdürü arkadaşımızı dinlerken diyordu ki “ Rumlar bize turist taşıyan her tur operatörüne daha doğrusu en az 15000 turist getiren dört, beş yıldızlı otellere ertesi yıl reklam ve tanıtma ücreti desteği ayrıca otel konaklama ücretlerinden bizlerin verdiğinden daha düşük rakamlar vermektedirler. Ertesi yıla bizden bu misafirleri çalarak kendi destinasyonuna ve otellerine çekmektedirler. Bu bir ticaret. Bu iş yıllarca tekrar ediyor; bizim zor koşullarda anlaşarak iş yaptığımız ve bir sene çalıştığımız tur operatörleri ertesi yıl güneye kayıyor.”
Bu nasıl oluyor diye soran muhabire? “ E Bizim turistimiz genellikle Larnaka üzerinden geldiğinden dolayı; Rumlar bu tür operatörlerini takip ediyor, hangi otellerle çalıştıklarını mercek altına alıyor ve ertesi yıl bu tür operatörleri daha uygun koşullarla ulaşım , uçuş zamanı , sürat ve otele transfer , daha uygun kişi başı otel fiyatlarla güneydeki otelleri tercih ediyorlar.
Bizim turizm destinasyonu olarak bunu değiştirmemiz lazım yani engel olmamız lazım diyor.
Hal böyleyken adanın kuzeyinde neler oluyor bir bakalım.
Kimse üstüne alınmasın ama her gün manşetleri süsleyen Kıbrıs Türkünün hiç görmeye alışmadığı, duymadığı , en azından bizim çocukluğumuzda on yılda bir yaşanan cinayetler, kurşunlanma olayları, kara para aklama girişimleri, narkotik hadiseleri gazetelerin manşetlerinde, televizyon ekranlarının gündeminden hiç ama hiç eksik olmuyor.
Gerçekçi , akılcı uluslararası hukuka ve zemine uygun anlaşma çabalarını sürekli taca atan bir siyaset Rumların ekmeğine bal sürüyor .
Rumların haklarımızı 1963’ten beri gasp etmeleri ve bizleri 100 küsur köyden etmeleri bir yana; haklı olduğumuz hiçbir konuyu “ Adadaki Kıbrıslı Türklerin canını kurtarmaya geldik , barışı tesis etmeye geldik “ de dahil olmak üzere haklı müdahaleyi dünyaya anlatamadık. Turizm eriyor, ekonomi bitiyor, üretim, tarım azalıyor , Anavatan’dan gelen Su tarımsal arazilerde kullanılamıyor , eğitim, üniversiteler kan kaybediyor , çocuklarımız daha fazla göç ediyor. Nereye kadar?
. Gün geçtikçe de bu gerçekler daha fazla anlaşılmakta Kıbrıslı Türkler ekonomik ve siyaseten ezilmekte ve dünyadan uzaklaşmaktadır .
51 yıldır bizi uluslararası anlamda Türkiye’nin dışında hiçbir ülke tanımadı ve bırakın 50 yılı; Kıbrıs Türkü artık beş sene daha barış olmazsa bu koşullarda zor dayanır. Bu yüzden ( iki kesimli, iki toplumlu egemen eşit esaslara dayalı federal bir çözümün ) kapıları sonuna kadar zorlanmalıdır. Varsın bu anlamda biz masaya dönelim Rumlar kaçsın. O zaman da dünyaya diyelim ki bizden günah gitti…” Game changer “ olmak böyle bir şey..
Tamer Karadeniz 3 Hafta Önce
Asıl sorun ne zaman başladı? KTHY yok edildiğinde başladı.. KKTC de derhal milli bir seferberlik ilan edilerek para toplanmali ve hiç bir yolsuzluğa meydan vermeden, en az 3 uçak ile milli havayolu kurulmalıdır..
Mustafa Şah 3 Hafta Önce
Tek çare çözümdür hocam. Aksi takdirde biteriz!
Bu 3 Hafta Önce
İki kesimli, iki toplumlu egemen eşit esaslara dayalı federal bir çözümü GKRY asla kabul etmez. Bu sadece bizim haylimizdir, Rumların değil.. Ve önce hayaller ölur...!
Muslihiddin 2 Hafta Önce
Egemen eşitliği Rumlar hiç bir zaman kabul etmeyeceği için; sayın Tibuk rum kesimine de bir kaç otel açsın. İşte o zaman game-changer olunur belki..