Türk tarafının, Kıbrıs müzakerelerinde en önemli sorun olarak görülen mülkiyet konusunda yeni bir formül geliştirildiği iddia edildi. Buna göre, Rum mülkeri için öngörülen tazminatın, Türkiye’den gelecek su ve elektrikle karşılanması, ayrıca Kıbrıslı Türklerin doğal gazdan payına düşeni feragat etmesi öngörülüyor.
Kathimerini gazetesi “Mülkiyetle İlgili Paket” başlığıyla manşete çektiği haberinde Türkiye’nin, tazminatlar için bir kumbara oluşturmak ve bedelin büyük kısmının kendisine kalmaması için yeni formüller üzerinde durduğunu savundu.
Rum yönetiminin ise bu formüle ciddi çekinceler koyduğu ve mülkiyet konusunda ilk sözün gerçek mal sahibine ait olması koşuluyla değişik önerileri inceleyebileceği bildirildi.
Gazetenin haberinde şöyle denildi:
“Türkiye, yeni parametreler getirmek ve tazminatların büyük bedelinin kendisine kalmasından kaçınmak için mülkiyet değirmenine doğal gaz, su ve elektrik karışımını atıyor. Bunlar şimdilik Türk Dışişleri Bakanlığı’nda çalışılan ancak müzakere masasına konulmamış fikirlerdir. Bunlar, Eylül 2010’da (Derviş Eroğlu döneminde) sunulan Kıbrıs Türk öneriler paketinde halen var olan önerileri tamamlamayı amaçlamaktadır. Ancak detaylı tartışılıp tartışılmadığı veya Kıbrıslı Türklerin de onay verip vermediği kesin değildir.
Kısacası, Kıbrıslı Türklerin doğal gazdaki paylarının, yurtlarına geri dönmeyecek Kıbrıslı Rum mal sahiplerine ödenmesi gerektiğini öngörüyorlar. Boru hattıyla Kuzey’e getirilecek ve Kıbrıs Rum tarafında da tüketilebilecek ucuz Türk suyu ve elektrik enerjisinden elde edilecek tasarrufların da aynı maksatla kullanılması öngörülüyor. Yine Kıbrıs Rum mallarında kalacak olan Kıbrıslı Türklerin, malların eski sahibi Kıbrıslı Rumlara ödemesi gereken bir tür vergi de tartışılıyor.
Son yıllarda mülk değerlerinde artış söz konusudur. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu fikirler Nikos Anastasiadis’in müzakere grubunun bilgisinde değildir. Ancak bize, Türkiye’nin ve Kıbrıslı Türklerin mülkiyete kişisel hak olarak değil kolektif yaklaştığı söylendi.
Kıbrıs Rum tarafının ana talebi, her bir mal sahibinin, mülkünün akıbeti konusunda ilk söz hakkına sahip olmasıdır. Anastasiadis ve Mavroyannis, müzakere masasına konulacak veya daha önceden konulmuş alternatif önerileri ancak bu şartla görüşebilir.”
Güncelleme Tarihi: 30 Haziran 2014, 02:46