Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Sunat Atun, “Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiades’in BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’a gönderdiği mektubun, Rum tarafının Kıbrıs Türk Halkı’nın temel hak ve hukukuna düşmanlığının yeni bir belgesi olduğunu” söyledi.
Atun, Başbakan Yorgancıoğlu’nun gerçekleri bile bile Rumlar yerine Cumhurbaşkanı Eroğlu’nu suçlamaya kalkışmasının, CTP’nin ne denli takıntılı, sorumsuz ve Kıbrıs Türk Halkı’nın çıkarlarından uzak bir siyaset güttüğünü gösterdiğini” savundu.
Sunat Atun, koalisyon hükümetinin diğer ortağı Demokrat Parti’nin (DP), Başbakan ve Dışişleri Bakanı’nın açıklamaları karşısında suskun kalmamamsı gerektiğini de ifade etti.
Atun yazılı açıklamasında Rum liderinin sadece ve sadece sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamını, tek egemenliği gözetmekte ve tek yanlı olarak elde ettiği Avrupa Birliği’ne tam üyeliğin koşullarına uyumdan dem vurmakta olduğunu kaydetti.
“Siz benim istediklerimi yazın diyor”
Atun, Rum lider Anastasiades’in, BM Genel Sekreteri’ne adeta “siz benim istediklerimi yazınız, Türklerin istediklerini ise boşveriniz, görüşmeler ancak böyle başlar” dediğini ve böyle bir zeminde başlayabilecek görüşmelerin Kıbrıs Türk tarafını yeni dayatmalarla karşı karşıya bırakacağını kaydetti.
4 ayı aşkın bir süre devam eden ortak metin çalışmasının Kıbrıs Rum tarafının aşırı taleplerini metne koydurtmaya çalışmasıyla içinden çıkılmaz hale geldiğini ifade eden Atun, Rum tarafının şimdi yine aynı verimsiz sürecin tekrarını istediğini ve bunun en hafif tabirle “ayak sürüme” olduğunu belirtti.
“Rumları şımartmaktan vazgeçilsin”
“UBP olarak Rumların bu tutumu karşısında susmamız , sesiz kalmamız söz konusu olamaz.” diyen Atun, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile onun Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in bir an önce Rum tarafının ayak oyunlarına prim vermekten, onları şımartacak davranışlarda bulunmaktan vazgeçmesi gerektiğini bildirdi.
“KKTC tarihe şaka olsun diye ilan edilmedi”
Atun açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Ortak açıklama arayışı yerine taraflar bir an önce masaya oturmalı ve Kıbrıs konusunda nereye varılacağı bir an önce ortaya çıkarılmalıdır. Kıbrıs Türk Halkı’nı Rum uzlaşmazlığına ve oylama taktiklerine rağmen ambargo ve izolasyon altında tutmak BM ve AB için yüz karasıdır. Bir utanç kaynağıdır.
Kıbrıs Türk Halkı için egemenlik, siyasi eşitlik, iki kesimlilik, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamı, varılacak anlaşmanın Avrupa Birliği’nin birincil hukuku olması yaşamsal öneme sahiptir ve UBP her koşulda bunları korumakta, savunmakta kararlıdır.
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın ölümünün ikinci, Özgürlük ve Varoluş Mücadelemizin Lideri Doktor Fazıl Küçük’ün ölümünün 30’ncu yıldönümünde bir kez daha vurgulamakta fayda görüyoruz; KKTC tarihe şaka olsun diye ilan edilmedi.”