Rum Yönetimi, kuzeydeki mülklerin satışını yapmakla suçlanan kişiler hakkında tutuklama emirleri çıkarıp, bazı yabancıları yargılarken; güneyde kalan Türk mülkleriyle ilgili yolsuzluklar ve haksız vurgunlar da Sayıştay raporuyla ortaya çıktı. Rum Sayıştayı, bazı üst düzey devlet memurlarının Kıbrıslı Türklere ait mülklere el koyarak, bunları yüksek kar oranlarıyla devrettiklerini tespit etti.
 Raporda bazı bölgelerden örnekler verilirken, Türk mülkleri üzerinden en büyük vurgunun Larnaka’daki Mackenzy sahil tarafında yapıldığına dikkat çekildi. Buradaki yerlerin çok düşük miktarla torpilli kişilere kiralandığı, birkaç ay içinde milyonlarca Euro karla başkalarına devredildiği kaydedildi.

Miktarlar dudak uçuklatıyor
Politis gazetesinde yer alan soruşturma raporuna göre; Limasol'un Ayios Spyridonas kasabasında Kıbrıs Türklerine ait 7 bin 935 metrekarelik arazi, bir şirket tarafından 541 bin 627 Avro değer biçilirken 469 bin 865 Avro’ya satın alındı ve 11 ay sonra 2 milyon 904 bin Avro’ya satıldı.
Larnaka'nın Pervolia kentinde 13 bin 713 metrekarelik, değeri bir milyon 708 bin 601 Avro olan arsa, bir şirket tarafından bir milyon 537 bin 741 Avro’ya satın alındı ve üç ay sonra 3 milyon 613 bin 692 Avro’ya satıldı.
Sayıştay raporunda, yine Pervolia'da bulunan 33 bin 111 metrekare büyüklüğündeki bir diğer arsanın da bir şirket tarafından 7 milyon 346 bin 986 Avro bedelle satın alındığı, iki ay sonra da 8 milyon 884 bin 728 Avro’ya satıldığı belirtildi.
Pervolia'da 17.428 metrekarelik üçüncü arsa, bir şirket tarafından tahmini değeri olan 3 milyon 417 bin Avro’nun yarısından daha az bir bedelle bir milyon 537 bin Avro’ya satın alındı ve dört ay sonra 4 milyon Avro’ya satıldı.

Memurlar köşeyi döndü
Politis gazetesi, Baf'taki İçişleri Bakanlığı'nda Kıbrıslı Türklere ait gayrimenkulleri yöneten bir memurun, 1,8 milyon metrekare Kıbrıslı Türk arazisi ve bir evinin bulunduğunu, oğlunun ve kızının da kendi adlarına kiraladıkları birer Kıbrıslı Türk evi bulunduğunu, eşinin ise bir işyeri inşa etmek üzere Kıbrıslı Türk arazisi kiraladığının tespit edildiğini yazdı.
Emlak kirasının 'fındık' kadar olduğu ve yıllık on binlerce avroya alt kiraya verildiği bildirildi.
Olayla ilgili cezai soruşturma sürüyor.

Ioannou araştırmaya başladı
Constantinos Ioannou, İçişleri Bakanı olarak atandığında, yıllardır yanlış uygulamaların olduğunu tespit ederek, evler, işyerleri ve tarım arazileri de dahil olmak üzere Kıbrıs Türklerine ait mülklerin yönetimini araştırmaya başladı.
Daha sonra, aile yapısı ve yıllık gelir gibi ölçülebilir faktörler dikkate alınarak, uygun mültecilerin kullanımına sunulan Kıbrıs Türk mallarının daha adil bir şekilde dağıtılması için bir yasa tasarısını parlamentoya sundu.
Parlamentodan geçen tasarı, önümüzdeki haziran ayında yapılacak oylamanın ardından yürürlüğe girecek.

Ucuza alıp, pahalıya kiraladılar
Politis; Kıbrıslı Türklere ait mülklerin sömürülmesinin en karakteristik örneklerinden birinin Larnaka'daki Mackenzy Plajı olduğunu, burada birkaç kişinin mülkü hükümetten 'bozuk parayla' kiralayıp, ayda binlerce Avro’ya alt kiraya vererek servet kazandığının ve bu durumun Kıbrıslı Türk mülk yöneticisi ile Larnaka Belediyesi’nin zararına olduğunun yaygın olarak bilindiğini söyledi.
Yöneticinin hazırladığı eylem planı, sorunun kökünden çözülmesini amaçlıyordu.
Her mülk yeniden ele alındı ve 14 yararlanıcıdan 10’uyla yeni sözleşmeler imzalandı. Kalan dört kişiyle müzakereler henüz sonuçlanmadı.
Bu sayede devlet kasasına yıllık 960 bin Avro para aktarıldı ve Larnaka Belediyesi'nin bölgede iyileştirme çalışmaları yapabilmesi için kaynak sağlandı.

3 bin 500 sözleşmeden 500'den fazlası sorunlu
Ağustos 2023'te İçişleri Bakanlığı Kıbrıs genelindeki kira sözleşmelerini inceledi ve yaklaşık 3 bin 500 sözleşmeden 500'den fazlasının sorunlu olduğunu tespit etti ve durumu düzeltmek için önlemler alındı.
Kiralar yeniden değerlendirildi ve yeni sözleşmeler yapılması teşvik edildi.
Ayrıca Kıbrıslı Türklere ait mülkler yıllık 5 bin avronun üzerinde olması gerekirken, sadece 40 Avro’ya kiralandı.
Bakan, Politis'e yaptığı açıklamada, hükümetin amacının sömürüye son vermek ve mülteci barınma politikasını güçlendirmek olduğunu söyledi.