Diyalog Gazetesi
2016-06-27 09:56:32

45 derece sıcaklıkta yağmur yağar mı?

Alihan PEHLİVAN

27 Haziran 2016, 09:56

Eğer söz konusu yer Kıbrıs ise yağar. Hatta sadece yağmur değil doluda yağar, karda yağar…
Boşuna “tuhaflıklar ülkesiyiz” demiyoruz bu köşede. Hafta sonu ve sıcaklık birçok bölgede 45 dereceyi gördü.
Buna rağmen Haspolat’ta ve çevresinde yağmur yağdı. Ada’nın tek bir köyüne ve etrafına… O kadar yani...
Lefkoşa’ya yağmadı, Girne’ye yağmadı başka bir yere de yağmadı…
Daha düne kadar “Egemenlik uğruna ölünecek Leyla diyenler” bugün KKTC’nin egemenliğinden bahsediyor.
Daha düne kadar Rumlarla barış isteyenler Rum saldırılarına cevap verilmesini istiyorlar.
Daha düne kadar Anavatanla bütünleşmeden bahsedenler “bu kadarı da çok” diyorlar.
Daha düne kadar AB için yanıp tutuşanlar bugün AB olmasa da olur diyorlar. 
Daha düne kadar paranı bulunu istemeyiz diyenler bulacan canım diyorlar. 
Kısacası tuhaflıklar ülkesinde 45 derecede yağmur yağmamasına şaşmamak gerekiyor değil mi? 

Tecavüz
Bir dostumdan dinledim ve dinlediğim andan itibaren de psikolojim bozulmuş durumda. 
Yazmayacağım dedim ama yazmadan da edemedim. Geçtiğimiz günlerde Lefkoşa’da yaşanan iğrenç tecavüz olayı ile ilgili. 
Öyle ki minik yavrumuzun operasyonuna katılan doktor ve sağlık çalışanları ve kapıda bekleyen polis memurları gözyaşlarına hâkim olamamışlar gördükleri manzara karşısında.
Nasıl bir masumiyet bu hale getirilir. Bu yavrumuzu bu hale getiren çocuk yaştaki kişi nasıl bir psikolojik bir ortamda yetişti? Kendini insanlıktan nasıl bu kadar uzaklaştırdı?
Ve tüm bu çirkin olaydan sonra bu konu üzerinden ırkçılık yapmaya girişip başkalarının kişilik haklarına tecavüz eden sosyal medya kalemşörleri…
Nasıl bir ruh halindeler? Sosyal medyada yazılıp çizilenler en az olayın kendisi kadar çirkin nefretlenecek türden…
Umarım yargımız cezaların en ağırını verir, umarım bu minik kardeşimiz uzman psikologların desteği altında yaşadığı bu travmadan kurtulabilir. 

Zaman
Herkesin işi acele, herkesin işi öncelikle, herkesin işi kendince mühim. İyi de devlet makamları çay kahve içme yeri mi?
Gelenler anlayış göstermezse kabul edenler zaten bir şey diyemez durumda.
Ama kapıdan içeri giren vatandaş karşısında; bakanı, müsteşarı veya ilgili makamı görünce bir rahatlıyor. Kahvesini söylüyor başlıyor sohbete. Nasılsa o kapıdan içeri girdi ya kapıda bekleyenler onun için önemli değil.
5 dakikadan fazla sürmemeli ziyaretler. Derdini anlat çık, kahveni git başka bir yerde iç. Bırak ki senden sonrakilere de bakabilsin, iş yapabilsin.
Lütfen 5 dakikayı geçirmeyin devlet makamlarında… 

MESAJLAR
Mustafa AKINCI: Tamam biz geleceği AB’de görelim de bu gidişle gelecekte bir AB olmayacak gibi. O yüzden biz de politikalarımızı yenilesek nasıl olur acaba? 
Hüseyin ÖZGÜRGÜN: Devlet makamları önünde vatandaşların sırası uzayıp gidiyor. Bu konuda bir şeyler yapmalı. 5 dakika derdini anlatmak için yeterli değil mi? 
Serdar DENKTAŞ: Geçen gün kulaklarınız bir çınlamış pir çınlamış. Kimler neden çınlattı acaba kulaklarınızı. Neyse yakında fısıldarım size. 
Dr. Faiz SUCUOĞLU: İstanbul ziyareti sırasında sadece hastaneleri gezmekle kalmamış Reis’in yakın ekibi ile buluşma imkanınız olmuş. Hayırdır inşallah. 
Hasan TAÇOY: Son günlerde çok sinirli ve moralinizin bozuk olduğu yönde haberler geliyor. Üzmeyin canınızı bu kadar. Her şey olacağına varır. 
Hüseyin Avkıran ALANLI: KKTC tarihinde en uzun milletvekilliği yapmış kişilerden Mustafa Hacıahmetoğlu’nu ziyaret etmeniz kendisini ziyadesi ile memnun etmiş. Bundan sonra da benzeri ziyaretlere devam demek ki. 
Bekir KARADUMAN: Su konusunda en başından beri işin içinde olan birisi olarak nerelerde hata yapıldığını da söyleyebilir misiniz? Üstelik konunun da uzmanısınız. 
Dr. Ramadan KAMİLOĞLU: Yani yaz geldi ama hala daha sizin tekneyi denizlerde göremedik. Demek ki bu sene geçen yıl tuttuğunuz balıkların fotoğraflarına bakıp, kendinizi avutacaksınız. 
Hayri ORCAN: Dünkü Hürriyet Gazetesi hoş bir sürpriz yapıp MiniaKıbrıs’ı ön sayfadan verdi. Ülke ve bölge için büyük bir tanıtım yapıldı böylece. 
Hasan SADIKOĞLU: Bizim Sevdamız, Sizin De Sevdanız Olabilir sloganı ile 1-10 Temmuz 2016 tarihleri arasında büyük İskele Festivali için startı vermişsiniz. 
Yüksel ÇELEBİ: Pınarbaşı yolundaki ölmüş hayvan leşleri için birileri her gün sosyal medyada video yayınlamaya başladı. Konuya bir duyarlılık gösterecek misiniz? 
Hüseyin OSKAR: Bayram sonu ödüllü bir tavla turnuvası için hafta sonu ilk toplantı yapılmış. Bu arada çok kısıtlı kişide katılımın olacağı turnuva için adaylar ortaya çıkmaya başladı bile. 
Gürkan KARA: Hafta sonu Girne’de önünüze kim geldiyse tavlada devirmişsiniz. Şansınız bu kadar yerindeyse bir de piyango bileti alsaydınız. 
Cemal BULUTOĞULLARI: Oğlunuz Mustafa’yı dünya evine sokmanın mutluluğunu yaşamışsınız. Bu özel gecede bir ara şarkıda söylediğinize göre keyfiniz yerinde. 

GÜNÜN SÖZÜ
 “Bugünkü politikalarla bir yere gidilemez. Rum’un, kuyruğunda yapışılı kalmaktan kurtulamayız. Deve kuşu politikası ile Rum tarafının keyfinin gelmesini ve bizimle anlaşma yapmasını bekleyerek, Avrupa Birliği’nin gün gele bizi anlayacağını umut ederek bu halka hizmet etmiş olamayız. Yeni bir toplumsal atılım süreci için görev Cumhurbaşkanlığı’na Meclisimize ve hükümetimize düşmektedir. Unutmayalım ki, halkımız bizden, bazı kişilerin çıkarları için değil genelin menfaatleri için çok çalışmayı, çözümler üretmeyi beklemektedir.”
UBP Milletvekili Ersin Tatar
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.