Diyalog Gazetesi
2025-06-26 09:48:18

AB, İİT ve görüşmeme tutsaklığı

Ferdi Sabit SOYER

26 Haziran 2025, 09:48

Diyalog Gazetesi’nin haberine göre; AB’nin kurumlarından olan Avrupa Konseyi tarafından Mayıs ayında atanan Kıbrıs Özel Temsilcisi, Sayın Johannes Hahn Kıbrıs’ı ziyaret etmiş. Bu ziyarette, “Kıbrıs Cumhuriyeti” Cumhurbaşkanı ve Kıbrıs Rum Toplumu lideri Sayın Hristodulidis ile görüşmüş. Ama KKTC Cumhurbaşkanı ve Kıbrıs Türk Toplumu lideri Sayın Tatar’la randevu verilmediği için görüşmemiş. Ama KKTC Meclisi’nde yer alan Ana Muhalefet, CTP Genel Başkanı Sayın Tufan Erhürman ve ekibi ile görüşmüş. Burada soru bu görüşmelerde neyi görüşmüşler ve Sayın Tatar niye görüşmemiş?

Diyalog Gazetesi’nin haberine göre; Sayın Hristodulidis ile yapılan görüşmede ana hatları ile BM temelinde yapılan görüşmelerle Kıbrıs sorununa çözüm bulma çabasına vurgu yapılmış. Ayrıca Sayın Hahn da görevinin bu çabaya destek olmak olduğuna vurgu yapmış.

Habere göre CTP Genel Başkanı ile yapılan görüşmede ise şu esaslar görüşmenin esası olmuş. Kıbrıs sorunun çözüm sürecine dönük, CTP’nin Kıbrıs Türk Halkına açıklıkla anlattığı görüşleri, kendisine iletilmiş. Ayrıca Mülkiyet sorunu, Taşınmaz Mal Komisyonu, Schengen Vizesi alanına çözüm olmadan AB üyesi olan KC katılımı ile Kıbrıs Türk Toplumunun, 24 Nisan Referandumunda ‘Evet’ demesi üzerine, AB’nin karar verdiği Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında bulunan serbest dolaşım, ticaret, turizm aktiviteleri ve Ercan-Larnaka- Baf havaalanları üzerinden geçişlerin ne olacağı? Ayrıca Karma Evliliklerden doğanların, KC Anayasası ile AB ilkelerine aykırı şekilde vatandaş yapılmamalarına dönük, Güneyin Bağnazlarının uyguladığı ayrımcı politika anlatılmış. Bu arada AB üyesi olan KC’nin, Kurucu üyesi olan Kıbrıs Türk Toplumunun, AB ile ilişkileri konusunu gündeme getirmişler.

Peki Sayın Tatar bu görüşmeyi niye yapmamış? Diyalog’un haberine göre Sayın Tatar; bu atamayı, Sayın Hristodulidis’in halkına kişisel başarısı gibi takdim ettiğini. Bu konu ile ilgili Kıbrıs Türk Tarafının rızasının alınmadığını ve kendi savunduğu eşit egemenlik ile eşit siyasi temsil tezine uygun olmadığı için görüşmediğini açıklamış. Halbuki bizzat kendisi, BMGS başkanlığında gerçekleşen ve Garantör ülkelerin de katıldığı 5’li Zirvede, AB’nin de bu Zirveye, Gözlemci üye olarak katılmasına onay verdi. Üstelik Zirvenin ikinci toplantısının Temmuz ayı sonunda yapılmasını da kabul etti. AB yine gözlemci. Üstelik Avrupa Konseyi söz konusu Özel Temsilciyi, Mayıs ayında atadı. Bu atama öncesi ve sonrasında Sayın Tatar’ın buna dönük bir eleştirisini, bir önerisini, bir talebini ne duydum, ne de gördüm. Sen, AB’nin, 5’li Zirvenin Gözlemci üyesi olmasını kabul edeceksin. Sonra çıkıp, ben görüşmem diyeceksin. Hele Mülkiyet sorunu, tutuklamalar, TMK sorunu varken, ideolojik bağnazlık temelinde Sayın Hahn’la görüşmemek hataların en büyüğüdür.

Sayın Tatar, unutma ki başımıza ne olumsuzluk geldiyse, zamanın ruhunu değerlendirmemekten geldi. Baksana İstanbul’da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı, Orta Doğu’da meydana gelen savaşlara ve İsrail saldırganlığına dair değerlendirmelerinde hangi esaslar üzerinde durdu. Ülkelerin Sınırlarının Değişmezliği, Egemenliğine Saygı ve Toprak Bütünlüğü ilkesinin temel olduğu. Ayrıca Kıbrıs sorununda da “müzakere edilmiş ve karşılıklı kabul edilebilir, adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm bulma” gibi çözüm motivasyonun esaslarını ortaya koydular. Zamanın ruhu buradadır. Toprak Bütünlüğü ilkesi. Buna ters her girişim karşılık bulmaz. Üstelik Türkiye’nin 1960 Antlaşmalarına dayanan Garantörlüğü de Kıbrıs’ın Toprak Bütünlüğünün korunmasına dairdir. Ayrıca, izolasyonların kaldırılması haklı talebimize de işaret ettiler. Ancak Sayın Tatar ve Partisi, 24 Nisan Referandumunda sonra İİT’nin Evet diyen Kıbrıs Türk Toplumunu, Kıbrıs Türk Devleti ismi ve KKTC Bayrağı temelinde Gözlemci üye kabul ettiğini aklına dahi getirmedi. Bu zeminde 2006 itibarı ile Mağusa - Lazkiye feribot seferleri başlamıştı. Ancak Sayın Tatar ve partisi, tıpkı Taşınmaz Mal Komisyonu gibi bunu da o dönem yok saymışlardı. Bu nedenle 2009 yılındaki seçimlerden sonra geçen 16 yılın 14 yılında KKTC’de kendisi ve partisi hükümette idi. Bunların üzerine tek bir şey ekleyemedi. Yani görüşmemekle bir şey elde edilmez.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.