Biz, sağlıklı beslenme ve doğru bir çevre ile yaşam kalitemizi sağlayabiliriz. Bunun için de bu hafta et ile ilgili bilgileri sizinle payaşacağız....
Etler, soframızın en önemli bölümünü oluşturur.
Et, işitme ve görme duyumuzu geliştirir; aklı ve bedeni güçlendirir. Dana eti insan mizacına sertlik, koyun eti ise yumuşaklık verir. İnek, keçi ve deve etinin sindirimi zordur. Kurban eti herkes için şifadır ancak kesildikten 3 gün sonra bu özelliğini kaybetmeye başlar.
Hayvanın yağı, özellikle iç yağı, kuyruk yağı, yemeklerde ve ilaç yapımında; hayvan kemikleri ise şifalı çorba yapımında kullanılır. Biz de özellikle hastalık dönemlerinde hastalarımıza kemik suyuna çorba, hatta kele paça gibi çorbaları tavsiye ediyoruz. Sonbahar ve kış mevsimlerinde et tüketmek, ilkbahar ve yazda etten uzak durmak sağlığa daha uygundur. Sağlıklı insan haftada 1-3 hatta 5 defa et yiyebilir.
Izgara veya fırında pişirilen et, fırında pişirilen etten daha kuru olduğu için, salata ile yemekte fayda vardır. Eti yeşil salatayla yemek sinirilmesini kolaylaştırır. Pul biber, defne veya ardıç yaprağı, sarımsak, soğan, zencefil, kekik ve kimyon ile pişirilen etin besin değeri zenginleşir. Bir hayvanın eti, başka hayvanın yağı veya eti ile karıştırılmamalı, tek tip et tüketmemiz ve pişirmemiz gerekir. Yani, bugün tavuk yediysek, akşama tavuk çorbası yenebilir ama akşama oğlak eti ile pişirilmiş et uygun olmaz.
Daha önce bahsetmiştik, iki farklı et, onları parçalayan enzimler birbirine zıt çalıştığı için sindirim gerçekleşmez ve her iki et de vücütta sindirilmeden çöker, yararını göremeyiz...
Kan gruplarına göre yapılan çalışmalarda, A kan grubuna ait bireyler eti zor sindiriyor çünkü mide asiditeleri az. Bu sebeple, mide asiditelerine uygun olan tavuk, hindi, keklik, oğlak, kuzu eti ve balık ile beslenmeleri önerilmektedir.
Her hayvanın genç, erkek, siyah ve yağlı olanı tercih edilmelidir. Omuz, sırt eti ve kemiğe sarılmış et daha lezzetli ve daha hafiftir. Kuzu,oğlak ve buzağı eti, en hafif ve en iyi etlerdir. Bunların içinde en iyi hazmedilen ve en az kalıntı bırakan oğlak etidir. Kurutulmuş etin hazmı ağırdır fakat, buzlukta saklanan etten daha iyidir. Elektroşok verilerek kesilen hayvanın eti ile ölü hayvanın eti aynıdır ve yenilmesi sağlığa asla uygun görülmez. Elektroşok ile bayıltılıp kesilen hayvanda elektroşok ile hayvanın kalbi durur veya korkunç bir aritmiye girer; fakat beyin çalışmaya devam eder ve bedeni savunmak için korkunç miktarda farklı hormonlar üretir. Kan hariketsiz olduğu için içinde bulunan toksinleri, hormonları, atıkları, mikropları, kokuşmuş gazları etlere sızdırır. Kemiklerde ve eklemlerde bırakır. Böylelikle et, leş özelliği kazanır.
Domuz eti için, hiçbir insanda domuz eti için sindirim sistemi olmadığı söylenmektedir. Sosis, salam, pastırma ve sucukta birçok farklı hayvandan etler karıştırılmıştır ve içinde ömrünü uzatmak, bakteri üremesini engellemek için katkı maddeleri konmuştur bu yüzden ev yapımı olanlar hariç sağlığa uygun değildir.
Doğal beslenen hayvanın eti sağlıklıdır; günümüzde hormon, antibiyotik, vitamin kullanıldığı için ve yemek artıkları tarihi geçmiş cips, restorant yemek atıkları kullanılması hayvanı hasta yapar ve tabii ki hasta hayvanın etinin de tüketilmesi sağlığımıza uygun olmaz. Et alırken özellikle genç hayvanları almayı tercih edin ki, daha sağlıklı, daha az hastalanmış etler tüketmiş olasınız.
Gelişmeyi hızlandırmak için verilen östrojen, testesteron, kortizon ve progesteron gibi hormonlar kızlarda erken ergenlik, adet düzensizliği, erkeksi davranışlar ve kısırlığa neden olmaktadır. Erkeklerde ise iktidarsızlık, kadınsı tavırlar ve kısırlık riski taşımaktadır. ABD’de bu hormonların kullanımı yasaklanmıştır. İşin sırrı gördüğünüz gibi hep detayda saklı...
İyi Pazar’lar.....