Diyalog Gazetesi
2016-04-25 11:02:44

Gıdalar, Ambalajlar, Silahlar ve Açlar...

25 Nisan 2016, 11:02

Mebruke Bayram’ın kaleme aldığı kitabı, bu hafta sizinle paylaşmak istiyorum...
Sofranızdaki gıdanın gerçek gıda olduğunu mu sanıyorsunuz? Çocuğunuza içirdiğiniz sütün, ambalajın üzerinde görünen, yeşil çayırda otlayan mutlu ineklerden geldiğinden emin misiniz?
Niyetimiz sizi sofranızdan korkutmak değil, tüketicilerin farkında olmadığı gerçekleri, dile getirmek istiyoruz. Gıdalar aslında yabancılaşmış durumda, gıda olmaktan çıkıp başka birşeye dönüşüyor, uluslararası siyaset arenasında, yeri geldiğinde bir silah, yeri geldiğinde pazarlık masalarında bir araç olarak kullanılıyor.
Yabancılaşma yalnızca bundan ibaret de değil, gıdalar artık en temel özelliklerini yerine getiremiyor, beslemiyorlar. Soframıza gelen konuklara sahte gıdalar ikram ediyoruz, çocuklarımız gerçek gıdanın tadını bile bilmiyor. Belki de bu yüzden beslendiğimiz halde, sağlığımız gün be gün bozuluyor.
Dünyanın yarısı obezite, hipertansiyon, diyabet, kanser gibi beslenmeyle yakından ilgisi olan sağlık sorunlarıyla boğuşmaktayken, diğer yarısı yetersiz beslenmeden muzdarip.
Soframızdaki gıda, birileri tarafından gasp ediliyor. Gaspın yalnızca köylünün emeğinin sömürülmesi yada yükselen gıda fiyatları yoluyla yapıldığını düşünmeyin.
Yeni nesil gıdalarda, gıdanın içeriğinde doğal olarak bulunması gereken maddeler birer birer azalırken, gıdayla ilgisi olmayan katkı maddeleri ve koruyucu maddeler çoğalıyor. Gıdanın her alanında bir standartlaşma, zapturapt altına alınma süreci yaşanıyor. Dünya halklarının zengin gıda çeşitliliği ve kültürü yavaş yavaş yok edilirken soframızı tek tipleşmiş, standart, hijyenik, şık ambalajlı ancak içi boş gıdalar ele geçiriyor.
Gıdanın gasbı üretim sürecinde kullanılan tekniklerden tutun, genlere kadar pek çok alanda sürdürülüyor.
Gıda, ağır bedeller karşılığında üretiliyor. Asıl üretici konumunda olan köylüler açlığa mahkum edilirken, gıdanın ticaretini yapan ulus ötesi tekeller akıl sınırlarını zorlayacak büyüklükte paralar kazanıyor. Dünyada herkesi doyuracak miktardan fazla gıda üretilmekteyken açların ve yetersiz beslenenlerin sayısı her geçen gün biraz daha artıyor. Dünyanın bir yanında buğday dağları, süt nehirleri varken diğer yanı açlıktan kırılıyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), dünyada yetersiz beslenmekte olan 800 milyon insan olduğunu söylüyor.
Bütün bunların oluşmasında, tarımın şirketleşmesi, tekelleşeme, ekolojik kriz, küresel ısınma gibi pek çok faktörün etkisi var. Gıdanın üretim sürecinde geçirilen aşamaların her biri, gıda konusu etrafında oluşan sorunları etkiliyor.
Yeşil devrim yani endüstriyel tarım ile çiftçilerin ölüm fermanı imzalanıyor... Tarımda yapay gübrelerin, yabani ot ve böcek öldürücü ilaçların, çaprazlama deneyleri sonucunda elde edilen yeni nesil (hibrit tohumlukların ve tarım makinalaranın kullanılması ile birlikte yaşanan sürece 'yeşil devrim' adı veriliyor. Bu devrim ihtiyacı için gösterilen sebep “dünya nüfusu arttı, yiyecek artık insanlığa yetmeyecek.”
Rockfeller Vakfı ve Meksika hükümeti 1942 de gübrelemeye cevap verecek buğday türelerinin geliştirilmesi için bir program hazırladı. Ve üretim 1970’lere geldiğine 4 kat arttırıldı.
Peki, üretim arttırıldı ama ürünün kalitesi, besin değeri, içerdiği zararlılar hiç mi düşünülmedi... Maalesef, ürünler, zarar verilecek şekilde, resmen genetik yapıları ile de oynanarak diyazyn edildi.
Tabi ki yeşil devrim ile tarım ilacı satan firmalar, bahçe araçları ve makineleri satan şirketler ve gübre satanlar korkunç kazançlar elde etti. Ve tabi ki köylerdeki çifçiler fazla barınamadı; sonuçta kazanç kat be kat artacaktı ama bunun bedeli çok ağırdı, çünkü kullanılan tohumlar kısırdı her yıl alınması gerekirdi, daha çok ilaç gerekirdi çünkü hastalıklar arttı, sulama daha çok gerekirdi. Birşey bu kadar cazipse ve çok büyük fırsatlar getireceği izlenimi vermişse ordan hiç birşey beklemeyin. Bu hayatta her şeyde geçerlidir. Fırsatlar ve bu kadar kısa sürede kazanılan kazançlardan hayır gelmez... Bu kadar hızlı kazanç o kadar da hızlı kaybettirir insana. Yavaş yavaş, az az, emekle, alın teriyle kazanılandır ki, hak edilmiş olur ve bize de temas eder. Milli piyangodan kazanılan gibi ya da kumardan kazanılan gibi, hiçbiri durmuyor o kişide, eninde sonunda toz olup gidiyor...
Tabi ki hayvancılık da aynı nasibi yaşadı, o da endustrinin tekeline geçti, kimyasal gübreler ve o hayvanların tonlarca atığı çevreyi ve ekolojik dengeyi de altüst etti. Zavallı hayvanlar daha fazla et, daha fazla süt ve yumurta adına zulme uğratıldı.
Pek çok araştırma doğayla dost tarım teknikleriyle yapılan üretimin kısa vadede az verim sağladığını, ancak uzun vadede endüstriyel tarım tekniklerine göre verimli olduğunu ortaya çıkardı. Küçük köylünün binlerce yıldan beri uyguladığı geleneksel tarım teknikleri, toprağı ve çevreyi daha az tükettikleri için uzun vadede endüstriyel tarım tekniklerine göre daha fazla izin verdikleri için uzun vadede endüstriyel tarım tekniklerine göre çok daha fazla verim sağlayabiliyor. Yani, küçük köylünün uyguladığı tarım ile toprak bir sonraki nesiller için de kullanılabilir kalabiliyor...
Gelelim neticeye... ABD Tarım Bakanı Earl butz tarafından, 1974 yılında Roma'da düzenlenen Dünya Gıda Konferansı’nda niyet çok açık ve net söylendi: “GIDA BİR SİLAHTIR.” 
Butz, konuşmasının devamında, gerçeği ama barındırdığı şeytanın gerçeğini açıklıyor.' Gıda pazarlık sandıklarındaki en önemli araçlardan biridir. İnsanların size güvenip dayanmalarının size bağımlı olmalarının ve bu şekilde sizinle iş birliği yapmalarının yolunu arıyorsanız, onları gıdaya bağımlı hale getirmek bana kalırsa mükemmel bir yöntem.
'İşte, bugünümüze kadar gelinen süreçler artarak onların istediği şekilde devam ediyor. Şu anda bizden bir çiftçi ile görüşsek “olmaz, ilaç koymazsak olmaz, nasıl kazanırız” diyecek...
Çünkü yıllardır bağımlı olduk... Aslında bağımlılığımızı haykırıyoruz.... Dileriz kendi bahçemizde olsun yetiştirme ve sağlıklı besin tüketme imkanımız her zaman olur... Allah, bizim ve bizden sonraki gerçek besini mumla arayacak olan yavrularımızı korusun...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.