Dikkatli olmak lazım

Ama güvenlidir benim ülkem. Turistlerin terör korkusu olmadan gezip görebileceği ören yerlerimiz, beş yıldızlı hizmette sınır tanımayan dünya standartlarında otellerimizle birlikte sokakta yürüyen güzel yürekli insanlarımız, hepsi birer turizm elemanı gibidir. Seviyeli, saygılı, yardım sever. 

Eğitimde ise özellikle Yüksek öğretimde gelişen ve büyüyen güzide üniversitelerimiz var. Hemen her yıl üniversitelerimizde artan öğrenci sayımız ülke ekonomisine katkı sağlamakla birlikte mezun olup giden her bir birey, kendi memleketlerinde birer elçimiz ve tanınmayan, ambargolar altında olan ülkemizi ve insanımızı tanıtmıştır, tanıtmaya da devam etmektedir. 

Ulaşım sıkıntıları nedeniyle bazı güçlükler yaşansa da turizm faaliyetleriyle KKTC maliyesine hiç de azımsanmayacak miktarlarda vergiler ve katkılar girmektedir. Bu kaynaklar doğru yerlere planlı bir şekilde kullanılması halinde bugün şikâyetçi olduğumuz birçok sorun ortadan kalkar. Yüksek öğretimin de ülkemize getirdiği öğrenci ve ailelerinin katkıları düşünülünce küçücük bir ada ülkesinin ekonomisinin şimdiye kadar uçması gerekmiyor muydu? 

Bazı bireysel veya kurumsal çıkarları bir kenara bırakıp ülkemiz için, çocuklarımız, gençlerimiz için hep beraber çalışmalıyız. Şikayetçi olduğumuz tüm sorunların düzelebilmesi için siyasetten tutun da, sivil toplum örgütlerine, sendikalara, küçük, orta, büyük işletme sahipleri ve çalışanlarına kadar her birimiz bu ülke için geleceğimiz için çalışmalı fikir üretmeliyiz. Uygunsuz, yasa dışı veya yanlış olduğunu düşündüğümüz konularla ilgili uyarmalıyız. Ama uyarılarımız yapıcı olmalı, seviyeli ve saygın olmalı. Yıpratıcı, bölücü, ötekileştirerek veya birilerini, bir şeyleri karalayarak, kullanılarak olmamalı. Ülke çıkarları, halk sağlığı, sosyal düzen ve adalet önceliğimiz olmalı, en önemlisi de ülkemizde iç barış, iç huzur olmalı. 

Birbirini tetikleyebilecek, nelere yol açabileceğini, ne kadar çok canımızın yanabileceğini bile hayal edemediğimiz üzücü olayların meydana gelebilmesine zemin yaratacak haberler, söylemler, yorumlar yapmamalıyız. Her ülkenin kendine özgü sosyal yapısı, ekonomisi, kültürü vardır. Her ülkenin yapısına göre riskleri de var. Örneğin, Tsunami, deprem, kasırgalar, seller, açlık, hastalıklar, sefalet vs. bu felaketler başka ülkeler için her an olabilecek felaketler. Ama terör tüm dünyanın sorunu. Neyse ki bizim ülkemizde böyle bir durum yok. Patlamalar, polisime, askerime kurşun sıkmalar, ev basmalar, okullara, hastanelere saldırılar, masum insanların cesetleri vs… 

Allah korusun ve çok şükür ülkemde huzur var. 

Zaten ambargolar, izolasyonların altında ezilen ülke ekonomimiz, insanımız, gençlerimiz varken bir de ülkemde terör olduğu iddiaları ne kadar ürkütücü. Bir ülkeye seyahat edecek turist internetten o ülkenin ilk olarak ne kadar güvenli olduğuna bakar, terör eylemleri var mı, hastaneleri yeterli mi, ulaşımı nasıl sağlanır gibi ilk sorular bunlar. Türkiye’nin bugün turist sayısı gerek dış politikanın etkisi gerekse içte yaşanan terör eylemleri nedeniyle az da olsa zarar görmüştür. Fakat Türkiye büyük bir ülke bununla baş edebilir. Ya biz, biz de olsa? Kaç sektör etkilenir hiç düşündünüz mü? 

Başta üniversiteler. Kim çocuğunu göndermek ister ki, üniversitenin adı ne olursa olsun ülke güvenli değilse kim evladını göndermek ister? Turistler için de aynı şey geçerli. Ülkemizi korumalıyız. İnsanımızı korumalıyız. Güzel ülkemde Kürt, Türk, Arap veya Rum, Ermeni, Maronit, kardeşçe barış içinde yaşamaktadır. Çok şükür ki her şeye rağmen, hâkim olduğumuz topraklarda barış ve beraber yaşama kültürünü geliştirmiş, sosyal adaleti tesis etmiş bir devletiz.