Aslında çok uzun zamandır biliyorduk konuyu ama bekledik, bakalım baklayı ilk kim ağzından çıkaracak diye. Ve beklediğimiz açıklamayı Diyalog Gazetesine 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat yaptı ve “Türkiye ile KKTC arasında yaşanan mali krizin “teknik sıkıntılardan kaynaklandığı” yönündeki iddialara inanmadığını söyledi.
Konu çok açık çok net. Türkiye Cumhuriyeti’nin en başındaki isim Recep Tayyip Erdoğan, KKTC’deki dörtlü koalisyon Hükümetinden ve özellikle bazı isimlerden rahatsız… Bu yüzden teknik çalışması Ağustos 2018’de yapılması ve yılsonunda da imzalanması gereken 2018-2020 Mali Yılı protokolü imzalanamadı. Ve en önemlisi “Henüz Türkiye Cumhuriyeti’nden protokolü hazırlaması için “Teknik Ekip” KKTC’ye gönderilmedi.
2016-2018 yılında iki yıl geçerli olmak üzere hazırlanan TC-KKTC Ekonomik Ve Mali İşbirliği Protokolü 82 sayfadan ve onca maddeden oluşuyordu. İçinde özeleştirme ve özerkleştirmesi gereken kamu kurum ve kuruluşları yer alıyordu.
TC-KKTC Ekonomik Ve Mali İşbirliği Protokolü’nün imzalanmasından ötürü bir yıldır, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, KKTC hükümetine mali yardımlarda bulunmuyor.
Savunma giderleri dâhil, son bir yıldır tüm giderleri KKTC Maliye Bakanlığı ödüyor. Burada Maliye Bakanlığı’nın son birkaç yıldır yerel gelirlerimizi artırdığını ve kendi ödemelerimizi kendimiz yapar hale getirdiğini de vurgulamakta fayda var.
Sadece hükümetin değil, belediyelerin kullandığı bazı fonlarda bu aşamada kapalı kaldığı için yatırımların tümü durdu. Karayolları, Merkezi Ceza evi, Yeni Hastane yapılması gibi büyük projelerin tümü uzun bir süredir ödenek yüzünden beklemeye alındı.
*** Siyasetin içinde olan birçok kişi veya ekonomi ile ilgili olan birçok kişi aslında konunun sebebini ve nedenlerini çok iyi bilmesine rağmen bir türlü kimse aklından baklayı çıkartmıyordu.
Bütçe görüşmelerinin mecliste başlaması ve rakamların konuşulmaya başlanması ile birlikte ve özellikle de Ana Muhalefet lideri Ersin Tatar’ın bütçe üzerine yaptığı genel konuşmada bu konuya değinmesi, uzun süredir ağızda ıslanan baklanın ortaya çıkmasına neden oldu.
Dörtlü Koalisyon hükümetinin mimarlarından 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, ağızlarda ıslanan baklayı açık açık ifşa eden ilk siyasetçi oldu. Çünkü yine Mehmet Ali Talat çok kısa bir süre önce ruhani lideri olduğu partisine seslenmiş ve “CTP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendi adayı ile yarışması gerektiğini” söylemişti.
Bu açıklamanın ardından da erken seçimi gündeme attı ve TC-KKTC Ekonomik Ve Mali İşbirliği Protokolü’nün imzalanmayacağını ima etti. Zira protokol olmadan hükümet açısından işler 2019 yılında iyi gitmeyecek. Maliye ancak Şubat 2019’a kadar dayanabilir.
Şubat 2019’dan sonra ne maaş ödemeleri nede başka bir ödemeyi kendi imkânları ile Maliye Bakanlığının gerçekleştirmesi teknik olarak mümkün gözükmüyor.
Dün Diyalog Gazetesine konuşan Ana Muhalefet lider Ersin Tatar ve YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı’da gelmekte olan Erken Seçimin kokusunu aldılar. Bakın dünkü açıklamalarda Tatar ve Arıklı ne demiş Diyalog Gazetesine;
Tatar: “Türkiye’den kaynak gelmemesi halinde bütçe açığı 2 Milyar TL’ye ulaşacak. Erken Seçim Hükümeti gündeme gelebilir”
Arıklı: “Hükümet bu açıkla en fazla birkaç ay dayanabilir”
*** Yazının bu kısmına kadar size yaşanan süreçleri ve değerlendirmeleri paylaştım. Yazının bu son kısmında ise size kendi öngörülerimden bahsetmek isterim…
Kuvvetle muhtemel bu bir iki hafta içinde yine 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’tan veya o kanattan “Başkanlık Sisteminin” fitilini ateşleyecek bir açıklama gelecektir.
2020’de yapılması gereken Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce “Erken Genel Seçim Hükümeti ve Başkanlık Sistemi önerisi” gündeme gelecek ve böylece şuan yıpranmaya başlayan Dörtlü Koalisyon hükümeti ve hükümetteki her partinin bir kurtuluş reçetesi doğacaktır.
CTP ve HP kısa bir süre önce kamuoyu araştırması yaptılar. Sonuçlar ellerinde zaten. Bu hafta Ana muhalefette bir anket çalışması başlatacak. Tüm hazırlıklar Erken Seçime en hazır bir şekilde girebilmek adına yapılıyor.
Bakın yukarıda meclisteki muhalefet liderleri olan Ersin Tatar ile Erhan Arıklı’nın açıklamalarını paylaştım sizlerle. İkisi de aynı şeyi söylüyorlar ama bir fark ile…
Tatar, Eken seçim hükümetinden bahsederken (ki bu en az bir yıllık bir hükümet olacak) Erhan Arıklı ise 2019 yazını erken seçim olarak işaret ediyor.
*** İşte bu yüzden gazeteciler her buldukları ortamda hükümet yetkililerine “hükümetin ömrü” ile ilgili sorular soruyorlar. Daha bir yılını tamamlamış bir hükümete “ ömrü” ile soru sormak hiçbir gazetecinin haddine değildir…
Haydi Hamdi haydi, tam sırası şimdi… Var mısın? Yok musun? Bir dönem Acun’un ekranlarda reyting rekorları kıran yarışma programıydı. Hamdi Bey program yapımcısı Acun’u arayıp teklifini yapıyordu yarışma boyunca.
Rum liderde, Hamdi Bey misali ilk teklifin yaptı; Doğal gaz kaynaklarının bölüşümü için “4 bize 1 size” dedi. İlk teklif genelde kabul edilmiyordu yayınlanan programda da. Kıbrıs Türk tarafı da kuvvetle muhtemel Hamdi Bey’in, aman Rum liderin bu teklifini elinin tersi ile itecektir.
Peki, kutumuza mı gideceğiz? Yoksa ikinci teklifi mi bekleyeceğiz?
Rum tarafı Kıbrıslı Türkler ile bir devleti paylaşmak (eşit olarak yarı yarıya) istemediklerini her ortamda dile getiriyorlar. Eğer Kıbrıslı Türkler olarak “azınlık” olmayı kabul edersek, ancak o şartla yeni bir devlete tamam diyorlar.
Yıllardır devam eden süreçte şimdi farklı bir aşamaya gelindi. Çünkü artık Ada’nın büyük yer altı zenginlikleri var. Herkesin gözü bu zenginliklerde.
Bu zenginliklerin çıkarılması bir dert, Avrupa’ya ulaştırılması ayrı bir dert. İşte bu yüzden Rum tarafı bir şekilde Kıbrıslı Türkler ile anlaşmak istiyor. Anlaşma isterlerken de bugüne kadar savundukları tezden bir adım da geri atmak istemiyorlar.
Bu yöndeki ilk teklifi işte bu yüzden Rum lider yaptı. “Gelin anlaşalım, gene siz o yanda biz bu yanda. Satalım gazı, biz 4 alalım sizde 1…” Müzakere sürecinde de böylece yeni pazarlığın başlangıcı yapıldı.
Bugüne kadar masada Toprak, Mülkiyet, Yönetim Paylaşımı gibi konular var iken yepyeni bir paylaşım konusu da ortaya çıkmış oldu. Doğal Gazın paylaşımı…
Hamdi Beyin ilk teklifi Kıbrıslı Türkleri memnun etmedi. Hadi ama Hamdi Bey, biraz daha arttır teklifi. Haydi Hamdi haydi, tam sırası şimdi…
Dükkânı açık bıraktık
Birkaç günlüğüne yurt dışında olacağımızdan köşemizde “Mesajlar” “Günün Fotoğrafı” ve “Polemik” bölümlerimiz olmayacak. Anlayışınız için şimdiden teşekkür ederiz.
Kuzey Kıbrıs’ın “en çok okunan” köşesini kapatmamak için “dükkanı sizler için açık” bıraktık. Yurt dışından dönene kadar yazılarımız sizlerle olacak yine bu köşede.