Fransız rivierası ve Kuzey İtalya turumuz

Tur ile gezmek biraz yorucu olsa da farklı insanlarla bir arada olmak, tanışmak çok güzel bir duygu. Dört gece beş gün süren Fransız Rivierası ve Kuzey İtalya turumuz 37 kişi ile Travel Time sayesinde şahane bir tecrübeye dönüştü. Metehan Sınır Kapısı’nda öncelikle tanışmayla başlayan ilk dakikalardan sonra, Larnaka Havaalanı’na doğru seyahat ederken herkesi zaten artık tanımış oluyorsunuz.

Uçağımız yaklaşık üç saatlik bir uçuştan sonra İtalya, Milano’ya indi. Akşamüstü beş civarında uçaktan Milano’ya baktığımızda, ne kadar yeşil, derelerin ve ırmakların aktığını, yeşilin tüm tonlarını gördüğümüz inanılmaz bir manzara ile karşılaşıyorsunuz. Tabii ki Alp Dağları’nın eteklerinde olan bu güzel coğrafya, yeşilin tüm renklerini kendi içerisinde barındırıyor.

Genova Turu

Daha önceleri ticaretin merkezi olan Genova, denizcilik ve balıkçılığın yapıldığı, önemli cruise gemilerinin yanaştığı güzel bir limana sahip. Ferrari Meydanı’nda St. Lorenzo Katedralini ziyaret ettikten sonra Carlo Felice Opera Binası’nı gördük ve St. Paul de Vence & Cannes turumuz için yola çıktık. Akdeniz’e tepeden bakan bir köy olan St. Paul de Vence’e geçiyoruz.

1850’lerden itibaren Miró, Picasso ve Marc Chagall gibi birçok sanatçıya ilham kaynağı olan köy, günümüzde de sanat galerileri ile meşhur ve Fransa’nın en çok turist ağırlayan noktalarından biri. Tepede bulunan bu şahane yer, temizliği ve binlerce turist ile sizleri büyülüyor.

Cannes – sosyetik ve tertemiz bir destinasyon

Fransız Rivierası (Côte d’Azur) bölgesinde bulunan Cannes, en meşhur sanatçı ve aktörlerin evlerinin bulunduğu ve dünyanın en prestijli film festivali ile ünlü bir yer. Temizliği, kafeleri ve restoranları ile sizi bekliyor. Dünya jet sosyetesinin en gözde beldelerinden biri olan Cannes’da Marina ve Film Festivali’nin yapıldığı sarayda kırmızı halının serildiği yerde fotoğraf çektikten sonra Cannes’dan ayrılıyoruz.

Nice

Nice inanılmaz bir şehir. Nice turumuzda Promenade des Anglais Caddesi, Eski Nice bölgesi, Massena Meydanı ve Çiçek Pazarı gibi en güzel yerleri gezdik. Turist yoğunluğu fazla, belediye halk plajları tertemiz ve şehir ile iç içe bir konumda.

Nice – Eze Parfüm Müzesi

Monte Carlo, Fransa’nın güney sahillerini tepeden görebileceğiniz bir konumda yer alıyor ve “kartal yuvası” olarak biliniyor. Eze ortaçağ köyü ise bir fotoğraf tablosu gibi. Daracık taş sokakları, sakin kafeleri, suvenir dükkanları ve ortaçağdan günümüze kadar gelen eşsiz ortamı ile turist akınına uğruyor.

Eze köyü girişinde bulunan Parfüm Müzesi, her türlü parfüm, cilt bakım ürünleri ve sabunları ile dikkat çekiyor. Monaco Prensliği ise Côte d’Azur bölgesinin inanılmaz villaları, tekneleri ve sosyetik boat’larına ev sahipliği yapan koy ve yamaçları ile çevrili; turumuz için bambaşka bir turizm cenneti.

Avrupa sosyetesinin gözde tatil merkezi olan Monaco Monte Carlo’daki casino ve hemen bitişiğinde bulunan Café de Paris, yüzlerce turistin Ferrari, Lamborghini ve diğer lüks araçları sıraladığı ve fotoğraf çekmek için yarıştığı özel bir yer. Dünyanın en pahalı markalarının satıldığı Gucci, Dior, Prada gibi alışveriş yerlerini de unutmamak gerek. Tabii ki parası olanlar için.

Portofino Köyü

“I Found My Love in Portofino” gibi ses getirmiş şarkılara konu olmuş, jet sosyetenin göz bebeği Portofino’ya hareket ediyoruz. Portofino yolculuğu, 20-25 dakikalık turumuza dahil olan bir vapur seyahati sonrası ulaşılıyor. Yeşilin tüm tonları ve en az 250-300 yıllık butik oteller ve villalar ile çevrili bu saklı köy; gerçekten de sizi kafa dinlemenin Nirvana’sına ulaştırıyor.

Milano ve Dönüş

Ertesi gün Milano’nun Duomo Katedrali ve inanılmaz güzellikteki Galleria ziyareti ile Veichi dondurmasını tattıktan sonra ülkemize dönmek için Milano Havaalanı’na hareket ettik. Bu tur, Venedik’ten sonra beni en çok etkileyen seyahat oldu. Rehberlerimize çok teşekkür ediyorum. İmkanı olanlar, hayatınızdan dört gün çalın ve mutlaka gidin derim.