Sayın Hristodulidis, “Kıbrıs Cumhuriyeti” Cumhurbaşkanı olarak, Ürdün Kralı Sayın Hüseyin’i Kıbrıs Türk toplumunun Ürdün’e ihraç ettiği hellim ürünlerinin ihracatını yasaklaması nedeniyle tebrik etti. Bu bir garabettir. Çünkü olayın Sayın Hristodulidis açısından vahim yanı şudur. 1 Ocak itibarı ile AB Dönem Başkanı olacaktır. AB Dönem Başkanı olarak, aynı zamanda AB’nin daha önceden aldığı karar-ların da ilerletilmesinden sorumludur. Bu kararlardan biri de hellim, hallumi ile ilgilidir. Buna göre AB; Kıbrıs Türk toplumunun hayvan üreticilerin ürettiği sütten, süt ürünleri üreticilerinin alın teri ile ürettik-leri hellimin, AB standartlarına uygun üretilip, Avrupa’ya da ihracı için gereken standardın oluşması için mali ve bilgi desteği yapma kararı verdi. Bunda da belli yollar alındı. Bazı firmalar standart belgelerini aldı. Geçtiğimiz günlerde bu işle doğrudan bağı olan AB yetkilisi, bu ihracatın önünü açmak için, hay-van sağlığı ve mandıra ıslahı ile ilgili de kaynak yaratmak amacında olduklarını açıkladı. Böylece Kıbrıs Türk toplumunun hellim ihracatının artmasını amaçladıklarını açıkladı. Şimdi işe bakın. AB Dönem Baş-kanı olacak olan Sayın Hristodulidis, AB’nin bu politikasına taban tabana zıt bir işi yapan, Kuzey Kıb-rıs’tan yapılan hellim ihracatını yasaklayan Ürdün Kralını kutluyor.
Peki Sayın Tatar’ın bu konuda gıkı çıktı mı? Hayır. Garabetin kendisi nasıl da sırıtıyor. Sayın Hristodulidis AB Dönem Başkanı olacak, ama AB’nin adanın birleşmesi ve çözüm dinamiğinin gelişmesi için Kıbrıs Türk toplumuna dönük aldığı ve bütçe ayırdığı bu konuya, yani hellim ihracatının önünü açmaya dö-nük karar ve uygulamalarına ters tutumunu tebrikle açıklıyor. Yani bu değerli zatı muhterem, samimi-yetten uzak. Peki Sayın Hristodulidis’in durumu buda, çözümsüzlük siyasetindeki ahbabı, Sayın Ersin Tatar’ın durumu ne? KKTC bayrağı ile İslam İşbirliği Teşkilatının üyesiyiz. Onun beğenmediği ve tükendi dediği Federal çözüm tezinin geçerli olduğu 2020 öncesinde, Ürdün Parlamentosu’nun değerli üyeleri, Kuzey Kıbrıs’ı ziyaret ederlerdi. Bu satırları yazan kişi olarak ben, Ürdün’de yapılan IPU toplantısı vesi-lesi ile Amman’da KKTC Meclis Heyeti ile birlikte, Ürdün Sarayı’nda devlet yetkilileri ile görüşmeler yaptık. Çok da verimli oldu. Çeşitli milletvekilleri Kuzey Kıbrıs’a geldi. Ama 5 senedir Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Sayın Ersin Tatar, güneyin bağnazlarının Kıbrıs Türk toplumunun bir nefes borusu-nu tıkama çabasına seyirci kaldı. Bunu da toplum Sayın Hristodulidis’in Ürdün Kralına teşekkür etmesi ile öğrendi. İşte müzakerelerden kaçarak Sarayönü’ne kendini hapis eden zihniyetin, topluma getirdiği budur. Şimdi AB başta olmak üzere Ürdün ve İİT üyelerine, Kıbrıs Türk toplumunun nefes borularını tıkayarak, Kıbrıs sorunun çözümüne ulaşılamayacağını anlatmak gerekir. Ancak Sayın Hristodulidis’in çözümsüzlük yolunda ahbabı olan Sayın Tatar’a attığı bu destekler de işe yaramayacaktır. Sayın Hris-todulidis ve Sayın Tatar; hellim ve hallumi Kıbrıslı Rumlar ile Kıbrıslı Türklerin ortak değeridir. Adada çözümsüzlüğü uzatarak ne biri ne öteki, ada insanının ekonomik ve demokratik ortak çabasını engel-leyemeyecek.
Hellim, Hristodulidis ve Tatar
Paylaş