Diyalog Gazetesi
2025-06-23 09:25:40

İran’la anlaşma olmuştu

Ferdi Sabit SOYER

23 Haziran 2025, 09:25

Bölgemizin kaderi haline dönen savaş; yine halklar için can almaya, yıkım yapmaya; ama silah tekelleri için de servet dökmeye devam ediyor. “İsrail hepimiz için kirli işi yapıyor” diyen Almanya Başbakanı; bu görevi almadan evvel, Almanya’nın önemli silah üretimi yapan işletmelerinin CEO’su imiş. Uluslararası kural ve değerleri göz ardı eden ve herkese tehdit dili ile konuşan ABD Başkanı Sayın Trump için, “o zaten tüccar” diyorlar. Şimdi, İran’da atom bombası yapılıyor diyerek; ABD, İsrail ve AB’nin önde gelen üyeleri İran’a savaş açma gayretine girdiler. 
Halbuki 2015 yılında aynı kampanya yine yapılmış ve İran, BM Güvenlik Konseyi’nin 5 Daimi üyesi ve Almanya ile birlikte bir anlaşma yapmıştı. Bu anlaşmaya göre; İran, tüm nükleer tesislerini Atom Enerji Komisyonu’nun denetimine açıyor. Atom bombası yapmayacağını deklere ediyordu. Üstelik tüm santrallerde yapılan çalışmalar da TV kaydı ile belirginleşiyordu. Ancak Sayın Trump, 2018 yılında ABD Başkanı seçilince, ilk yaptığı işlerden biride, kendinden önce yapılan bu antlaşmayı fes etmek olmuştu. Şimdi ise “İran atom bombası yapamaz, yaptırmam“ diyerek İsrail yönetiminin saldırganlığını azdırıyor ve savaşı devam ettirmeye gayret ediyor. Peki İran bu nedenle, Sayın Trump’a ve İsrail’e niye güvensin? Çünkü kısa süre önce yaşananları yok sayıp, savaşı meşru göstermek için ileri sürülen bu atom bombası yapım meselesinin uydurma olduğu ortada iken, neden güvensin? Bu, tıpkı Irak’ta Saddam Hüseyin’i devirmek için icat edilen kimyasal silah bombaları masalı gibidir. Bu nedenle esas niyetlerinin ise, “Mollalar rejimini” devirmek olduğunu daha açık bir şekilde ifade ediyorlar. Evet, İran’daki yönetim sorunludur. Özellikle başörtüsü meselesinde kadınlara yapılan dayatma kabul edilemezdir. Ancak İran’da kadınların eğitim ve toplum yaşamına katılımı çok ileridedir. Özellikle sağlık, eğitim ve pek çok sektörde kadın çalışanların oranı pek çok Müslüman ülkeden daha ileridedir. Eğer ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya gibi ülkeler İran’a bu nedenle savaşı meşru kılmayı gerekli görüyorsa; o zaman kadına daha yakın zamanda araba sürme izni veren, ama kadının yanında ailesinden bir erkek birey olmadan sokağa çıkması mümkün olmayan Suudi Arabistan için ne derler? Ya da kadının eğitim almasına bile tahammül edemeyen Afganistan yönetimine ne derler? Üstelik temel müttefikleri olan İsrail’in Hükümetinin dinci ve aşırı dinci 7 partiden oluşmasını nereye korlar?
Kısacası bu savaş, Orta Doğu’yu Batı’nın büyük güçlerine ve “kirli işlerinin taşeronluğunu” yapan İsrail’e itirazı olmayan rejimlerin olduğu bir alana döndürmek için bu savaş icat edildi ve acımasızca sürdürülüyor. Bugün güç sarhoşluğu içinde bu savaşı ileri götüren muktedirler; diyelim ki İran’ı da Esat ve Gazze’deki Hamas ya da Lübnan’daki Hizbullah gibi ezip elediler. Peki, bu kısa süreli onlar için başarı olan olay huzur getirecek mi bölgeye? Hayır, çünkü daha da serpilip büyüyecek olan öfke, intikam, kin ve nefret zemini bu bölgede daha da gelişecek. Bu nedenle bu savaş durmalı ve bir anlaşma olmalıdır. Ama bu Sayın Trump’ın dediği gibi İran’ın ellerini kaldırıp teslim olması ile olmaz. 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.