Gazeteci Sayın Serap Şahin, araştırmacı gazetecilik temelinde Yenidüzen’de önemli bir habere imza koydu. Haber, seçim yasakları gelmeden, son 35 günde UBP-DP-YDP Hükümetinin bin 445 kişiyi va-tandaş yaptığı tespitini ortaya koydu. Üstelik vatandaş olan bu sayının 386’sı, Bakanlar Kurulu kararı ile istisnai vatandaş yapılan insanlar. Yani istisnai vatandaş yapılanların sayısı, son 35 günde vatandaş yapılanların üçte biri kadar. Gerçek ise şudur. Seçim öncesi iktidarda olan partiler, yasal olarak kendile-rinde olan bir yetkiyi istismar ederek, seçimde halkın iradesini pervasızca etkilemeyi maharet saymak-tadır. Kısacası toplumun çıkarları değil, kendi siyasi çıkarları önemli.
Üstelik bu partiler, “Kıbrıs Türk halkının egemenlik haklarını alacağız” diyorlar. Peki bir seçim için bu topraklara tırnağını geçirmek isteyen, bu toprakları vatan bilen kendi yurttaşlarının iradelerini, böylesi ayak oyunları ile sulandırmayı maharet sayanlar; bu toplumun adadaki ve Doğu Akdeniz’deki ve Avru-pa ile Dünya’da var olan haklarını ilerletmeyi başarabilir mi? Siyasi ikbal için bir ülkenin vatandaşlık hukukunu eğip bükenler, bu ülkenin halkının haklarını ne içerde, ne dışarda koruyamaz. Baksanıza Güneyin bağnazlarına. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına, AB değerleri ile İnsan Haklarına ve BM’nin aldığı kararlara rağmen bunlara ters; anne veya babanın birinin Türkiyeli olduğu Karma Evliliklerden doğan çocuklara ve gençlere vatandaşlık vermemek için elinden geleni yapıyor. Neden? Gasp ettiği KC olgusunu korumak için. Ama bunu da kaybedecek. Çünkü ona bu kolaylığı sağlayan, kendi insanlarının bu hakkını Güneyin Bağnazlarına karşı koruyamayan ya da korumak istemeyen bu erk sahipleri kay-bedecek. Üstelik bu hakkı savunmak istemeyenler; KKTC vatandaşlığını seçim öncesi oy hesabı ile “Go-lifa” gibi dağıtmayı marifet sayanlardır. İşte bu nedenle, ne isterlerse yapsınlar, eğer bu toprakları va-tan bilen insanlar, seçim günü sandığa gidip oylarını kullanırlarsa ve demokratik itirazlarını yaparlarsa, o zaman halkın iradesini sulandırmak isteyenlere geçit vermemiş olurlar.
Unutmayın, 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde seçime katılım oranı %58 idi. Bu oranın gerçekleştiği seçimde kimin kazandığını unutmamak gerekir. Bu nedenle 19 Ekim’i 2025 CB seçiminde katılım ora-nını, %58’den % 85’e getirmek, bu topraklarda bu halkın özne olmasını isteyen her görüşten insanın asli görevidir.
Özne olma, katılımla bağlıdır
Paylaş