Somaliland, Hint Okyanusu ile Kızıldeniz’i birbirine bağlayan Aden Körfezine hakim, yüzölçümü 176.000 km kare ve nüfusu 6 milyona yakın, Afrika Boynuzunda bir ülkedir. Burası Somali devletin-den ayrılan ayrılıkçıların kurduğu, BM tarafından hukuk dışı olarak ilan edilen tanınmamış bir devlettir.
İsrail’deki Netanyahu Hükümeti, bu tanınmayan ayrılıkçı devleti tanıdığını açıkladı. Bunun üzerine Tür-kiye, Netanyahu hükümetinin bu kararını, Somali’nin toprak bütünlüğünü ihlal ettiği ve BM hukukuna aykırı olduğu için kınadı. Peki, Kıbrıs’ta benzer bir konuda aralarında derin çelişkiler olan, “Kıbrıs Cum-huriyeti”, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Yunanistan’ın, Dışişleri Bakanları ne dedi? Gıkını çıkartma-dı. AB üyesi olan “Kıbrıs Cumhuriyeti”, AB ile Orta Asya ülkelerinin ilişkiye girmesi için; KKTC ilanını kınayan, BM’nin 541 ve 550 sayılı kararlarına bağlılık açıklaması yapması dayatması yapmıştı. Peki, “Stratejik Ortağı” İsrail’in, BM’nin Somaliland’ı tanımayan kararına karşı, bunu tanımasına gık çıkart-maması, oportünizmin Yunanca versiyonu değil mi? Aynı şekilde tüm dünyadan, iki ayrı devletin ta-nınmasını isteyen KKTC Dışişleri ve UBP ağırlıklı Hükümet, BM’nin tanımadığı Somaliland’ı tanıyan İs-rail’i kınayan, Türkiye Hükümetinin bu tutumuna yönelik, ‘sesiz tayyare’ rolü yapması da oportüniz-min Türkçe versiyonu değil mi? Peki, Kıbrıs adasının toprak bütünlüğünün Garantörü olan Türkiye; Somali’nin toprak bütünlüğüne aykırı, BM’nin tanımadığı Somaliland’ı tanıyan kararını kınarken, Kıb-rıs’ta iki ayrı devlet tezini dile getirmekle doğan çelişkiyi nasıl izah edebilir? Aynı şey İsrail’in ikinci stra-tejik ortağı olan Yunanistan için de tersten geçerli değil mi? Ayrıca, “1960 Garanti Antlaşmaları” kalk-sın demeçlerini çok okuduğumuz güneyin ve Yunanistan’ın politik yetkililerinin, Kuzey Kıbrıs’ın ve Tür-kiye’nin politika yapımcılarına; öne sürdüğünüz iki ayrı devlet tezi, adanın toprak bütünlüğünü koru-mayı temel alan, 1960 Garanti Antlaşmalarına aykırıdır diyen bir eleştiri yaptığını hiç okudunuz mu? Çünkü 1960 Garanti Antlaşmalarının ikinci esası da Kıbrıs’taki 1960 Anayasal Düzenin korunmasıdır. Bu nedenle, 1964 Darbesi ile değiştirip, iki toplumlu yapı yerine, tek toplumun hakimiyetini kurdukları bu fiili durum değişmesin diye toprak bütünlüğüne aykırı bu tutumu eleştirmek yerine, 1960 Garanti Antlaşmaları kalksın diyorlar. Kıbrıs Ortodoks Kilisesi Başpiskoposunun, ‘Federasyon, Konfederasyon ve İki Ayrı Devlet Ötenazidir’ demesinin de bundandır. Peki kendi değerleri temelinde ilkesel olan kim? Adanın toprak bütünlüğünü ve siyasi eşitlik içinde siyasi bütünlüğünü sağlayacak Federal Çözümü sabote etmeye uğraşan Netanyahu. Somaliland için attığı bu adımı da Kıbrıs sorununda karşılıklı kabul edilecek bir çözüm için, BM şemsiyesinde müzakereleri başlatma çabası olan bu döneme denk getir-mesi de anlamlıdır...
Somaliland ve oportünizm
Paylaş