Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sayın Bertan Özerdağ, 19 Ekim tarihinde gerçekleşecek Cumhurbaşkan-lığı seçimleri öncesinde seçmen sayısı ve seçime katılımla ilgili açıklamalar yaptı. Sayın Özerdağ, 2020 yılında gerçekleşen CB seçiminde, 198 bin 867 olan seçmen sayısının, o günden günümüze; 18 bin 189 kişi arttığını ifade etti. Ayrıca Haziran 2023’te gerçekleşen Milletvekili Ara Seçiminden, Temmuz 2025 sonuna doğru seçmen sayısının 6 bin 935 kişi arttığını ifade etti. Bu rakamlarla birlikte herkes haklı olarak seçmen sayısındaki bu artışın, ne kadarını oy verme yaşına gelen KKTC yurttaşları ve ne kadarının da sonradan vatandaş yapılan insanlardan oluştuğunun açıklanmasını istiyor. Ancak bunun-la ilgili olarak, eldeki verilerle konu hakkında kaba taslak bir kanaat oluşturmak mümkündür. Daha önceki nüfus sayımları ve 2006’da gerçekleşen nüfus sayım verileri ile birlikte, KKTC’de çağ nüfusu ortalama, 3 bin kişidir. Yani her yıl liselerimizden 3 bin veya onu aşan sayıda genç, mezun olma yaşına gelir. Bu çağ nüfus verisini temel alırsak; Sayın Özerdağ’ın açıklamasına göre; 2020 CB seçimlerinde 198 bin 867 olan seçmen sayısı, Temmuz 2025’te 18 bin 189 kişi artmış oldu. 5 yılda çağ nüfusunu 3 bin olarak ele alırsak, KKTC yurttaşlarının doğal seçmen yaşına gelmesinin üzerinde, 3 bini aşkın seç-men fazlalığı var. Kaba hatları ile 3 bin fazlayı ben, Bakanlar Kurulu kararları veya yasalar çerçevesinde, sonradan vatandaş olan insanlar olarak okurum. Ancak, bu bilimsel verilerle incelenmeden kesin ola-maz. Benim yaptığım hesap, kaba taslak bir hesaptır. Ama bu hesap da göz ardı edilemez. Evet, doğal yollardan seçmen olma hakkına ulaşan insan sayımızın üzerindeki bu 3 bin kişilik artış, bu küçük ülke-de ciddi bir olaydır. Ancak bundan daha vahim olan nokta var.
Bu da YSK Başkanı Sayın Özerdağ’ın açıklamasında yer alan seçime katılım oranı ile ilgilidir. Sayın Özer-dağ, 2020’deki CB seçimlerine katılım oranının %58 olduğu gerçeğine işaret etti. Yani seçmen sayısın-da, doğal seçmen sayısı artışından, sonradan vatandaş olmanın yol açtığı, 3 bin fazlalığın, irademizin sulandırılmasına yaptığı olumsuz etkiden daha fazlasını; işte bu seçime katılım oranı yapmaktadır. Açık olan bir gerçek var. Seçime katılım oranın düşüklüğü, en başta statükonun devamından yana olanlara yarar. İşte bundan ötürüdür ki; siyasi yaşamın olumsuzluklarını öne çıkararak, herkesi ve her gücü aynı potaya koyarak, “bu memlekette bir şey olmaz, müdahale var. Hepsi aynıdır” nakaratı ile sandığa git-meme söylemi, gerçekte bu topraklarda var olmaya çalışan halkın iradesine darbe vurur. Ben buna “teslimiyetizm” ideolojisi derim. Solcu, sağcı, liberal olalım ne istersek olalım. Ama önce bu “teslimiye-tizm” yaklaşımına karşı diklenmek gerekir. İradeye sahip çıktıkça, seçime katıldıkça, bu memlekette özne oluruz. Seçime katıl. Bu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde katılımı; %58 değil, % 85 yapalım. Bu olursa, değişim isteyen güçler ve onun adayı kazanır.
‘Teslimiyetizm’
Paylaş