banner564

Akıncı’nın çağrısına Güney Kıbrıs’tan tepkiler

Akıncı’nın çağrısına Güney Kıbrıs’tan tepkiler
banner598

 Prodromu: Güvenlik sistemi kaldırılmalı

   Rum Hükümet Sözcüsü Prodromos Prodromu, Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı’nın açıklamasını yorumlayarak, “Eğer Türk tarafı Guterres çerçevesini görüşme niyetindeyse, Kıbrıs’ın hegemonyadan nasıl kurtulacağını görüşmesi gerekir. Zira Guterres çerçevesi, eski garantörlük sisteminin kaldırılıp, yerine farklı bir güvenlik sistemi getirilmesini öngörmektedir” dedi.

**********

AKEL:Garantiler sona erer 

   Komünist AKEL partisi’nin değerlendirmesi şöyle:
   “Akıncı’nın Guterres çerçevesi zemininde stratejik anlaşma önerisi, özlü müzakerelerin yeniden başlamasına ilişkin perspektif yaratmaktadır.
Anastasiadis’in bu öneriyi yapıcı bir şekilde değerlendirmesi gerekir.
Guterres çerçevesinin, Garanti Anlaşmalarını ortadan kaldırdığı, müdahale haklarını sona erdirdiğini ve Güzelyurt’u Kıbrıs Rum yönetimine iade ettiği açıktır.
Genel Sekreter anlaşmayı değil, iki liderin müzakere edecekleri çerçeveyi belirliyora. Eğer Anastasiadis Akıncı’nın önerisini yapıcı bir şekilde değerlendirmezse, çıkmaz ilanihaye olacak ve sorumluluk Kıbrıs Rum tarafına yüklenecek.
 
**********

Çevreciler: Sürpriz olmadı
   Çevreciler Hareketi’nin, Akıncı’nın açıklamasına ilişki yorumu söyle:
Akıncı’nın Guterres çerçevesini ara anlaşma haline getirme talebi, yeni değildir ve sürpriz olmamıştır. Üstelik Akıncı bunu, bir sene önce, Crans-Montana’da da istemişti. Kıbrıs Rum liderliği Kıbrıs halkına, hiçbir durumda ara anlaşma imzalamayacağı sözü vermişti.
Ara anlaşma, Kıbrıslı Rumların yönetim konusundaki tüm tavizlerini yasallaştırırken, Türkler garantilerin kaldırılması ve askerin ayrılması konusunda hiçbir taahhütte bulunmadı.
Akıncı çok kurnazdır ve konfederasyon olasılığını nihai olarak dışta bırakmadan, Kıbrıs Rum liderliğinin tereddütlerini ve DİSİ ile AKEL liderlerinin, Guterres çerçevesi lehindeki görüşlerini istismar ediyor. Akıncı yaptığı öneri ile iki büyük partiyi zora sokuyor.
 
*********
Vatandaşlar İttifakı
“Akıncı yaptığı son açıklamalarla, Ankara ile aynı çizgide olduğunu bir kez daha göstermiştir. Akıncı gerçekte bizi, Türkiye’nin, garantilerin kaldırılması ve Türk askerlerinin ayrılması konusunda hiçbir taahhüdü olmadan, Kıbrıs Rum tarafının tavizlerini sağlamlaştıracak bir ara anlaşma tuzağına düşürmeye çalışıyor.
Eğer Akıncı adil ve yaşayabilir bir çözüm istiyorsa, Ankara’nın kabul edilemez taleplerinden kurtulsun. Yalnızca, etkin bir şekilde bir hukuk devleti olarak çalışacak bağımsız bir devlet, Kıbrıslıların çıkarlarına hizmet eder.”

********** 

EDEK’in yorumu

“İşgalin temsilcisi Akıncı’nın yeni açıklamaları, Türkiye’nin ve işgal rejiminin izlediği yeni taktik çerçevesi içindedir. Akıncı bu açıklamalarla, müzakerelerin yeniden başlama olasılığı ile ilgili çerçeve belirlenmesi yoluyla yeni çıkarlar elde etmeye çalışıyor.
Akıncı ve Türkiye bir yandan, “sıfır garanti, sıfır asker” önerisini kabul edemeyeceklerinde ısrar ederken, diğer yandan Genel Sekreterin çerçevesinin ara strateji anlaşması olarak kabul edilmesini istemeleri, başka türlü izah edilemez.
Cumhurbaşkanının ve çalışma arkadaşlarının yeni Türk taktiğini fark etmelerini ve tuzağa düşmemek için, gerekli tüm önlemleri almalarını umut ediyoruz. Cumhurbaşkanı geçmişte bunu yapmamış, kelimenin tam anlamıyla Türk yayılmacı politikasına hizmet eden sonuçsuz bir sürece sürüklenmişti.
 
*******
******** 
 
Prodromu: Stratejik anlaşma olmaz
   RİK’in “Trito” programına konuşan Hükümet Sözcüsü Prodromos Prodromu, Genel Sekreterin çerçevesini kabul etmeyenin Türkiye olduğunu ve Kıbrıs Rum tarafının, önerilerini yazılı olarak da sunduğunu belirtti.
   Sözcü, bu nedenle Akıncı’nın Kıbrıs Rum tarafından Guterres çerçevesiyle ilgili görüş belirtmesini isteyemeyeceğini söyledi.
   Prodromu, Mustafa Akıncı’yı, Kıbrıs sorununun BM’nin mevcut parametreleri temelinde sonlandığını ifade eden Türkiye ile uzlaşmaya varmaya ve müzakerelerin yeniden başlamasını kabul edip etmeyeceği konusunda yanıt vermeye çağırdı.
Prodromu, Cumhurbaşkanı Anastasiadis pek çok kez müzakerelerin yeniden başlamasına hazır olduğunu belirtirken, Kıbrıs Türk tarafının bu dönemde müzakerecisinin bile olmadığını hatırlattı.
   Hükümet Sözcüsü, Türkiye’nin yaptığı tek şeyin, Kıbrıs’ın karasularında savaş gemileriyle müdahalede bulunmak olduğunu sözlerine ekledi.
******** 
Kiprianu:Türkiye de niyetini açıklamalı
 
AKEL, Mustafa Akıncı’nın Guterres çerçevesi temelinde stratejik bir anlaşmaya ilişkin önerisinin, müzakerelerin yeniden başlaması perspektifini açtığını düşünüyor ve Cumhurbaşkanı Anastasiadis’i, bunu değerlendirmeye çağırıyor.
RİK’in “Trito”  programına konuşan Andros Kiprianu, en azından hükümetin Sayın Akıncı ile bir görüşme talep edip, tam olarak neyi kast ettiği konusunda açıklamalarda bulunmak isteyebileceğini söyledi.
Aynı zamanda Kiprianu, Türkiye’nin de Akıncı’nın açıklamasına benzer bir açıklama yapmasını isteyebileceğini kaydetti.
Öte yandan, hükümetin, açılan bu umut ışığını değerlendirmek yerine, müzakerelerin Guterres çerçevesi temelinde müzakerelerin yeniden başlamasına hazır olduğunu ifade etmesinin, köşeye sıkıştığı ve kaçmaya çalıştığı izlenimini verdiğini kaydetti.
 
********

Çelebis’in açıklaması
   Politis radyosuna konuşan AKEL Kıbrıs bürosu başkanı ve müzakere heyeti üyesi Tumazos Çelebis, “Mustafa Akıncı’nın stratejik paket anlaşması önerisinin ardından sergilediğimiz tutum, kararsızlığın ve panik halinin bir göstergesidir” ifadelerini kullandı.
Çelebis, Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıslı Türk liderin bu hareketine karşılık vermemesi halinde, -her ne kadar hükümet, Genel Sekreterin raporunu farklı yorumlayarak bunu kabul etmese de- var olan sorunun, daha da büyüyeceğini kaydetti.
Çelebis şöyle devam etti:
“Akıncı’nın açıklamalarını takip etmeliyiz. Sonunda Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin geri adım atması halinde, onların zor durumda kalacağını kabul etmemiz gerekir. Akıncı, bize, Türkiye’nin ne istediğini görme fırsatı veriyor ve biz bunu değerlendirmiyoruz.
Tarafımız, müzakere zemini olarak çerçeveyi istediğini söylediği andan itibaren, Hükümet Sözcüsünün söylediği anlaşılmazdır. Tek söyleyebileceğim, değirmene gitmek istemeyen beş gün un eler”.
 
*******

Papapetru, Rum liderini uyardı 

   Rum Hükümeti Eski Sözcüsü Mihalis Papapetru “Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı’nın, iki tarafın Guterres Çerçevesini imzalamasına ilişkin önerisini kabul etmekten yana açık tavır takınmaması halinde, daha düne kadar Cumhurbaşkanı çerçeveyi kabul ettiğini iddia ettiği için, güvenilmez olmakla kalmayacağız, aynı zamanda Kıbrıs’ın bir federasyon çerçevesinde yeniden birleşmesi yönündeki her türlü imkanı da etkisiz hale getireceğiz” dedi.
Yazılı açıklama yapan Papapetru, Akıncı’nın sunduğu önerinin çok önemli bir gelişme olduğunu, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin yolu açtığını ifade ederek, Kıbrıs Rum liderliğinin bir kez daha tarihle karşı karşıya kaldığını kaydetti.
Papapetru, “eğer Kıbrıs Rum tarafı öneriyi kabul etmezse, o zaman resmen çözümsüzlüğün sorumlusu olacağız. Bu da 45 yıldır işgalin etkilerini yaşayan halkımız için çok büyük haksızlık olacaktır” dedi.
 
********
Çevreciler: Siyasi tuzak
   Rum Çevreciler Hareketi-Vatandaşlar İşbirliğinin açıklaması şöyle:
   Hükümetin, Guterres çerçevesini ve Akıncı’nın önerisini ele alacağı yöntem konusunda çok dikkatli olması gerekir.
Bu, siyasi bir tuzaktır, çünkü Akıncı, Crans Montana’dan Guterres çerçevesinin bir ara anlaşma olmasını istiyordu. Bir yandan Kıbrıs Rum liderliği, ara anlaşma imzalamamaya söz verdi, öte yandan da böyle bir ihtimal, Kıbrıslı Rumların yönetim konularında başka bir tavizini daha teşkil edecek.
Dolayısıyla, hükümetin, çeşitli konularda gerek görüşlerini, gerekse bakış açısını net bir şekilde bilirken, işgal liderinin Guterres çerçevesini ele alacağı yönteme çok dikkat etmesi gerekir.

*********

Sofokleus: Cevap “tabi ki” olmalı

Cumhurbaşkanlığı Dairesi eski Müdürü Mihalis Sofokleus facebook’taki paylaşımında Nikos Anastasiadis’in Akıncı’nın önerisine vereceği yanıtın “tabi ki” olması gerektiğini söyledi.
Belirttiği üzere, bizim tarafımız bu kadar zamandır eğer herşeyde anlaşılmazsa hiçbir şeyde anlaşılmış sayılmayacaktır ilkesini görmezden gelmeyerek sadece Guterres çerçevesini değil ayrıca müzakerelerde başardığımız yakınlaşmaları da istedi. Sofokleus, “başka herhangi bir notla herhangi bir cevap bizi zor durumda bırakacak. Crans Montana’dan beri her şekilde diyaloğun Genel Sekreter’in, Türkiye’nin Kıbrıs üzerindeki egemenlik – “hegemonya” haklarından şüphe duyan ilk metin olan, çerçevesi temelinde kaldığı yerden devamını isteyen bizim tarafımızdır” dedi.
 
   Akıncı’nın önerisi ile ilgili olarak verilmesi gereken açık bir cevap ve yapılması gereken ayrıntılı bir analiz vardır.
Ve cevap “tabi ki”dir. Uzun zamandır bunu istiyoruz. Eğer herşeyde anlaşılmazsa hiçbir şeyde anlaşılmış sayılmayacaktır ilkesini görmezden gelmeyerek sadece Guterres çerçevesini değil ayrıca müzakerelerde başardığımız yakınlaşmaları da.

********
DİKO yine olumsuz
   DİKO’nun, Akıncı’nın önerisine ve Guterres çerçevesine ilişkin açıklaması şöyle:
Crans-Montana’daki beşli konferansta ortaya çıkan ve BM Genel Sekreterinin Eylül 2017’deki Kıbrıs sorununa ilişkin raporuna da dahil olan Guterres çerçevesi, Türk amaçlarına hizmet etmektedir. Bu nedenle Mustafa Akıncı, Türkiye ile uzlaşı içinde, çerçevenin Kıbrıs Rum tarafınca da resmen kabulünü istemektedir.
DİKO en başından, Guterres çerçevesini kabul etmediğini açıklamıştı. Çünkü Guterres çerçevesi ile:
Anastasiadis’in, dönüşümlü başkanlık, göçmenlerin malları konusunda ilk söz sahibinin kullanıcıda olması, Türk vatandaşlarına 4 özgürlük verilmesi, veto hakkı ve sayısal eşitlik gibi tehlikeli tavizlerini “kilitlemektedir.”

***********
 Neofitu:Memnuniyetle karşıladık
DİSİ Başkanı Averof Neofitu’nun açıklaması şöyle:
4 Temmuz 2017’de, Crans Montana’da, Guterres Çerçevesinin parametrelerini netleştirdiler. O zamandan beri bunu memnuniyetle karşıladık.
Guterres Çerçevesini reddeden Türkiye ve Kıbrıs Türk toplumudur.
Görünen o ki, Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı yaptığı son açıklamayla Guterres Çerçevesini kabul ediyor. Bu, olumlu bir gelişmedir.
Gerçekten, BM Genel Sekreterinin tezleriyle yani 4 Temmuz 2017 tarihli Çerçevede ifade edilenlerle hem fikirse, o zaman Kıbrıs sorununa ilişkin müzakerelerin yeniden başlamasına ilişkin yol açılır. 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474