banner564

Pazarlık dönemi

Rum Hükümet Sözcüsü Hristodulidis, Kıbrıs konusunda zor sürecin başladığını söyledi

Pazarlık dönemi
banner598
Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, “Kıbrıs müzakerelerinde karşımızda ortak belge ve çapraz müzakere şeklinde iki yeni unsur var” dedi.
   Kathimerini gazetesinde yer alan söyleşisinde Hristodulidis, Kıbrıs sorununun çözüm çabaları ve müzakerelere ilişkin açıklamalarda bulundu.
   Hristodulidis, Kıbrıs sorununun çözümü müzakerelerinde sonbahara kadar ne beklenmesi gerektiği şeklindeki soruya, “artık zor sürecin başladığı, ciddi ve temkinli iyimserlikle müzakerelere hazır oldukları” yanıtını verdi.
   Hristodulidis, ön hazırlığın yapıldığını ve artık müzakere masasındaki gelişmeleri görmeyi beklediklerini belirterek, “Şimdi önümüzde iki yeni unsur var. İlki, nihayet önümüzde artık ortak bir belge var. İkinci yeni unsur ise çapraz müzakeredir” şeklinde konuştu.
   Hristodulidis, ikinci yeni unsurun ise çapraz müzakere olduğunu ve ilk kez “bir tarafı daha çok ilgilendiren konuyla, diğer tarafı daha çok ilgilendiren çift konuların paralel müzakeresinin gerçekleştirileceğini” açıkladı.
   Hristodulidis şöyle dedi: 
   “Örneğin Yönetim’in (başlığı) önemini asla küçümsemiyoruz ancak bu Kıbrıslı Türklerin alması (kazanım elde etmesi) beklenen bir konudur. Mülkiyet ve toprak konusunda da bizim almamız (kazanım elde etmemiz) bekleniyor. Bunun sonucunda çapraz müzakere, almamız ve vermemiz beklenen konular müzakere masasında bulunacağı için ciddi bir müzakereye imkan tanıyor. Çapraz müzakere güçlü teşvik içeriyor.”

Toprak konusu

   Toprak konusunda neyin müzakere edileceğinin sorulması üzerine ise Hristodulidis şunları söyledi:
   “Toprak konusunda şimdi harita teatisi yapmayacağız. Bu konu üzerindeki anlaşmayı düzenleyecek kriterleri görüşeceğiz. Örnek vermem gerekirse, kriterler dediğimizde, önemli dini ve kültürel öneme sahip bölgeler, bölgelerin bağlanılabilirliği, yaşayabilirliği vs. Şimdi görüşülecek tüm bu konular bir sonraki aşamaya, yani anlaşılacak kriterlerin kağıda dökülmesine, haritalara götürecek.”
   Hristodulidis, kayda geçirilmiş uzlaşılardan daha da ileriyle gidilmesini ve önemli görüş ayrılıklarının olduğu konularda ilerleme sağlanmasını hedeflediklerini belirtirken, BM’nin köprü kurucu öneriler sunması konusunda ise, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ve Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin, iki taraf da istemediği sürece herhangi bir rol talep etmeyecekleri yönündeki açıklamalarını hatırlattı.
  
AB’nin sürece katılımı

   Şu ana kadar sağlanan uzlaşı noktalarının Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in onayını aldığını ifade eden Hristodulidis, Avrupa Birliği’nin sürece katılımına da değindi.
   AB’nin sürece katılımını iki aşama olarak gördüklerini, ilk aşamanın çözüme varma olduğunu belirten Hristodulidis, AB normlarının müzakerelere ilişkin birçok konuya çözdüm sunduğunu iddia etti.
   AB’de “Siz aranızda çözün biz kabul edeceğiz” şeklinde geçmişte var olan anlayışın artık olmamasının kendileri için önemli olduğunu vurgulayan Hristodulidis, AB’nin de, kendi normlarıyla tam uyumlu bir çözüm istediğini savundu.
   Hristodulidis: “Bu gelişme bizim ısrarımızın, Sn. Akıncı’nın AB’nin daha etkin katılımının ek değerini görmesinin ve büyük olasılıkla AB’nin kendi içersindeki gelişmelerin bir sonucudur” şeklinde konuştu.

Hristodulidis, AB’nin rolü konusunda ikinci aşamanın ise, çözümün uygulanması aşamasında olduğunu ve Kıbrıs halkının, Kıbrıslı Rumlarla, Kıbrıslı Türklerin önemli bir kısmının çözümün uygulanmasından endişe duyduklarının unutulmaması gerektiğini belirtti.
   Hristodulidis, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin; AB üyesi bir ülke olduğunu ve çözümden sonra da, ekonomi, insan hakları, genel anlamda AB normlarına ilişkin tüm konulara ve özellikle de temel özgürlükler gibi taviz verilemeyecek temel normlara bağlı olduğu AB üyesi olmaya devam edeceğini” ifade etti.
   Mülkiyet konusunun en kritik unsularından birinin göçmenlerin geri dönmeleri olduğunun hatırlatılması üzerine ise Hristodulidis, AB’ye atıfta bulundu ve “müzakerelerde AB faktörünün, sadece AB kurumlarında temsiliyet ya da devletin yapısının AB’yle ilişkisine dair olmadığını, görüşülmekte olan tüm başlıklarda etkili olduğunu” savundu.

Güncelleme Tarihi: 22 Haziran 2015, 09:39
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474