Ufuk ÇAĞA
İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda baskı yapmak amacıyla adaya geleceğini söyledi.
Diyalog’a konuşan Talat, emperyalist bir ülke olmasına rağmen ABD’nin Kıbrıs konusunun çözümüne katkı koyabileceğini ancak bunun öncesinde her iki tarafın da çözüm parametreleri konusunda ayni dili konuşması gerektiğini vurguladı.
Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ziyaretini normal karşılayan Talat, “Çünkü Türkiye’den dışında buradan başka bir ses çıkması doğru değildir” dedi.
Talat, Biden’in ziyaretini değerlendirirken de şöyle dedi:
“Biden’in gelmesi çok önemlidir, Rum tarafının birçok itirazına rağmen geliyor ve çözüm için de önemli bir adımdır. Rum tarafı ne kadar itiraz etse de ABD’nin dinlemediği ortadadır ve her iki toplum da ABD’nin bu ilgisini doğru yorumlayarak çıkarlar elde edebilir. Kısacası ABD’nin Kıbrıs konusuna ilgisi benim beklediğimin üzerinde oluyor ve baskılarını da artıracaktır görüntüsü veriliyor, belki de bir çözüm için bu da gereklidir diye düşünüyorum.”
Taraflar çözüme hazır
İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Diyalog’un sorularını şöyle yanıtladı:
Soru: Sizce her iki taraf da artık çözüme hazır mı? Hazır değilse neler yapılmalı?
Talat: Benim görüşüme göre her iki toplum da fikir olarak çözüme hazırdır ve samimiyetle de çözümü istiyorlar. Ama önemli olan ayni tür çözüm mü istiyorlar, ki bunun cevabı da maalesef şu anda olumlu değildir.
Toplumların ayni tür çözümü istemeleri için, ayniliği sağlayabilmek için bir diyalog ve barış kültürünün oluşturulması lazımdır. İki toplum her kesimi ile diyalog içerisine girmelidir. Bu liderler seviyesinde ve diğer seviyelerde olmalıdır, ki her iki toplum da biribirini tanısın ve anlasın.
Bunun için de örneğin, her iki tarafın okullarında da dil eğitimleri yapılabilir, her iki dilin kullanıldığı ortak televizyon yayınları olabilir, sivil toplum örgütleri değişik ortak faaliyetler düzenleyebilir.
Bunlar toplumların biribirini anlamasına yardımcı olacaktır ve çözüm parametrelerinde ayni dilin konuşulmasına büyük katkı koyacaktır. Liderlerin de siyasi irade göstererek buna önderlik etmesi gerekir. El yordamı ile bu yakınlaşma sağlanamaz. Ama maalesef şu anda Rum liderliği yakınlaşmalara mesafe koyma çabaları, bizde ise özellikle Cumhurbaşkanlığı makamından çıkan değişik sesler, görüşmeleri olumsuz etkilemektedir
Her yerde Müzakereci
Soru:Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun şu anki tavrını nasıl karşılıyorsunuz?. Görüşmeler konusunda pek umutlu konuşmuyor.
Talat: Sayın Cumhurbaşkanı özellikle heyecana kapıldığı zaman aslına döner ve olumsuz şeyler söyler. Bunları da kendisini ziyarete gelenleri bahane ederek yapar. Ancak sayın Davutoğlu geldiği zaman tabi ki olumsuz demeç veremezdi ve olumlu açıklamalarda bulundu. Aslında şu anda sayın Cumhurbaşkanı siyasi mesajları artık görüşmeciye bıraktı diyebiliriz. Görüşmeci artık her şey haline geldi. Görüşmeleri yürütüyor, siyasi açıklamaları yapıyor, diplomasiyi yürütüyor ve bilgilendirme toplantılarını da yürütüyor.
Soru:Yapılan görüşmelerde hükümetin bulunduğu nokta nerededir?
Talat: Malesef halkın iradesinin onay verdiği merciler tamamen devre dışıdır. Yani Kıbrıs konusunda şu anda hükümet tamamen devre dışındadır. Sayın Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti dahil gittiği hiçbir yurtdışı seyahatine Dışişleri Bakanını götürmedi ve tamamen devre dışı bırakıldı. Bana göre Cumhurbaşkanlığı şu anda Dışişleri Bakanını ve dolayısı ile hükümeti görmezden geliyor.
Kıbrıs konusu gibi tüm halkı ilgilendiren bir konuda, halkın iradesini temsil eden makam, malesef şu anda devrede değildir. Bütün yükü görüşmeci alarak işleri yürütürken, Cumhurbaşkanı da bir köşeye çekilerek fırsatını bulduğu anda olumsuz açıklamalar yapıyor.
Yeni kapı açılması elzem değil
Soru: Yeni sınır kapıları açılsın mı? Nereleri olabilir?
Talat: Tabi ki yeni sınır kapılarının açılması taraftarıyım. Ancak şu anda çok da elzem olmadığı kanaatindeyim, çünkü geçmişte özellikle Yeşilırmak kapısı açılacakken görüşmeciler esas görüşmeleri gereken konular yerine, bu kapının açılması üzerine yoğunlaştılar ve esas konudan uzaklaşılmış oldu. Yani yeni bir kapının açılması bütünlüklü bir çözümün parçasıdır, bunun için de sınır kapılarına yoğunlaşmak yerine çözüme konsantre olmaları gerekir.
Soru:Geçmişte ortak GSM operatörü ve tek sigorta konuları görüşüldü, bunlar niçin hayata geçmedi?
Talat: Bence her iki konu da çok önemlidir ve güven yaratıcı önlemler içerisindedir. Ortak dil eğitimi, ortak GSM operatörü, ortak araba sigortası, ortak lise ve üniversite, ortak TV programı güven artırıcı önlemlerdir.
Kapılar da önemlidir ancak kapı konusu liderler seviyesinde çözülebilecek bir konudur ve bu esas konudan uzaklaşılmasına sebebiyet verir. Diğer konular ise tam da Teknik Komitelerin çözeceği işlerdir. Aslında GSM operatörlüğü konusunda bayağı da bir yol alınmıştı, umarım yeniden gündeme gelir ve çözülür.
Maraş çözümle birlikte
Soru: Sayın Davutoğlu geldi, bugün de Biden geliyor ve Maraş’ı gezeceği ve buradaki binalarla ilgili liste hazırlandığı söyleniyor. Maraş’ın verilmesi konusundaki düşünceleriniz nedir?
Talat: Maraş’ın verilmesi konusu kapıların açılmasından 10 misli daha fazla bir müzakere gerektirir, bu da bütülüklü bir çözüme büyük darbe vurur. Bana göre Maraş konusunun çözümü Kıbrıs sorununun çözümünden daha zordur. Neden?..Çünkü şimdiki statüko; tanınmamış bir KKTC tarafı ile tek başına tanınan Rum tarafının egemenlik iddiaları vardır. Rum tarafı, “gaz benim egemenlik meselemdir hiç kimse buna karışamaz” durumundadır. İşte biz bu şartlar altında oturup Maraş’ı konuşacağız ve çözüm bekleyeceğiz. Maraş, bütünlüklü bir çözümün parçasıdır ve boşuna bir çabadır. Hatta Kıbrıs sorununun çözümüne engel teşkil edebilir, ben açılmasına karşı değilim ama savunucusu da değilim.
Soru: Bu durumda Maraş verilirse Rum tarafı bütünlüklü çözüm yerine parça parça çözümü tercih edebilir mi?
Talat: Kesinlikle edebilir, eğer Maraş verilirse Rum tarafı bu kez başka bir yeri isteyecek ve Kıbrıs’ta bütünlüklü bir çözüm de rafa kalkmış olacak.
Soru: Maraş verilirse Türk tarafı ne tür taahhütler istemelidir?
Talat: Maraş’ın karşılığının çok iyi hesaplanması lazımdır. Dediğim gibi ben taraftarı değilim ama bunun olması halinde Türk tarafı örneğin limanların açılması, havaalanının uluslararası trafiğe açılması ve diğer izolasyonların kaldırılması gibi konularda istekli olmalıdır. Ha eğer Maraş iyi niyet göstergesi olarak verilip hiçbir şey istenmezse, Rum tarafı kesinlikle bütünlüklü çözüm yerine parça parça çözümü tercih edecektir.
Soru: İyi niyet göstergesi olarak bir miktar askerin çekilmesine ne dersiniz?
Talat: Kıbrıs sorununun özü Türk askerinin varlığı değildir, bir miktar asker çekilirse önce alkışlanacak ancak bir ay sonra Filelefteros Gazetesi bir başlık atacak ve giden askerlerin yerine yüzlercesi geri döndü diye yazıp uluslararası gözlemci isteyecek. Bu konu ile ilgili olarak asker çekme yerine ilk olarak yapılması gereken şey, askerin bu ülkede bulunma sebebi olan gerekçeleri ortadan kaldırmaktır. İşte bunun için de çözüm şarttır.
Güncelleme Tarihi: 21 Mayıs 2014, 04:13