banner564

“Kuzeydeki market fiyatları, güneyden yüzde 60 daha ucuz”

Devpa Süpermarket’in Satış ve Pazarlama Direktörü Deniz Nizam, KKTC’deki rekabet ortamını ve piyasadaki gelişmeleri Diyalog’a anlattı:

“Kuzeydeki market fiyatları, güneyden yüzde 60 daha ucuz”
banner598
Cemre AKAR

Kuzey Kıbrıs’ın tanınmış Süpermarketlerinden, Lefkoşa’daki Devpa’nın Satış ve Pazarlama Direktörü Deniz Nizam, sınır kapılarının açılmasının önemine değindi.
   Diyalog’un bu haftaki konuğu olan Nizam
“Sınır Kapılarının açılmasının avantajlarından en önemlisi tedarikci firmalarımızın artık monopol bir atmosferde alış-veriş imkanlarının olmadığının farkında olması ve gerek fiyat, gerekse de marka kalitesi olarak kendilerini daha iyi geliştirmişlerdir” dedi.

   Soru:Deniz Nizam’ı yakından tanımak isteyen okurlarımız için kendinizden bahseder misiniz? 

 Nizam: Amerika’da Ekonomi, Matematik, ve İstatistik üzerine lisans eğitimimi tamamladıktan sonra  yine Amerika’da bir sigorta şirketinde Fiyatlama, Araştırma-Geliştirme, ve Pazarlama bölümlerinde 4 sene boyunca çalıştım. Ayni zamanda İşletme/Pazarlama üzerine Yüksek Lisansımı tamamladım.Sekiz sene Amerika deneyimimden sonra Kıbrıs’a geri dönüş yaptım ve bir buçuk sene büyük bir işletmeler grubunun Genel Müdürlüğünü yaptıktan sonra, son 3 senedir bir aile şirketi olan DEVPA Süpermarket’te Satış ve Pazarlama Direktörlüğünü sürdürmekteyim.  

Soru:Devpa Süpermarket’in Satış ve Pazarlama Direktörlüğünü yürütmekte olduğunuz bu 3yıl içerisindeki çalışmalarınız neler oldu ? 

Nizam: Çalışmalarımız her zaman için müşteri odaklı yatırım ve projelerdir. 
Bu süreç içerisinde başlıca yaptığım projeler içerisinde müşterilerimizin daha kolay alış-veriş yapabilecekleri raf düzenleri oluşturmak, mağaza içerisinde kampanya ürünlerin miktarlarında artış yapmak, Devpa Avantaj programını oluşturmak, Internet sitemizle müşterilerimize daha kolay ulaşıp hizmet vermeyi sağlamak bulunuyor. 
   Teknolojiyi iyi kullanmak artık çağımızda bir ek hizmet değil bir gereksinim haline gelmiştir. 

   Soru: “Internet marketing” son beş-altı senede dünyayı etkisi altına alan geniş bir pazar oldu. Internet Pazarı “süpermarket işletmeleri” için ne durumda ? 

   Yanıt: Daha önce de söylediğim gibi, internet artık bir lüks değil, hayatımızın bir parçası olmuş durumda. Sosyal yaşantılarımızda, arkadaşlarla olan haberleşmelerimizde, iş hayatımızda, kısacası hayatımızın her noktasında teknoloji ve internet hayatımızın olmazsa olmazları. 
  Dünya pazarına baktığımızda da genel alışverişlerde internet üzerinden alışveriş çok yaygın bir durumda. 
   Ülkemizde ise daha yeni yeni başlıyor! İnternet üzerinden gerçekleşen alış-veriş sektör ve Pazar olarak de genişliyor.
   Bunun en önemli nedeni hayatımızda zamanın değeri giderek artması. 
    Artık insanlar mağza mağza gezip vakit harcamak yerine pratik olarak alışverişlerini tamamlıyor, ki geriye kalan zamanlarını daha önemli işleri yapmakla ve sevdikleriyle daha fazla zaman geçire bilmekte kullanıyorlar. 
   Online alışveriş, süpermarket alanında, KKTCde daha çok yeni bir konsept ama alışılacak  bir konsept.
   Biz de emarket konseptini başlatalı daha 3 ay olmasına rağmen müşterilerimiz bu kolaylığa iyi ayak uydurdu ve hayatlarını daha da kolaylaştırdı. Bizim işimiz servis vermekse biz de bu servisi müşterilerimize sunuyoruz ve dolayısı ile de müşteri memnuniyetini de artırıyoruz.  

Soru:Halkımızın birçoğunun bazı market alışverişlerini Güney Kıbrıs’tan yapması konusundaki görüşleriniz nelerdir? Bu miktar ne orandadır veya ülke ekonomisine etkisi nedir bilginiz var mı ? 

Nizam: Tam olarak Güney Kıbrıs’dan yapılan alış-veriş oranını bilmesemde ciddi miktardaki bir kesimin oradan alışveriş yaptığını hepimiz biliyoruz. 
Aslında bu alış-veriş imkanının halkımıza sağlanması bir şekilde sektörü geliştirse de ekonomimizde ciddi kayıplara da neden ola biliyor. 

Bu olanağın yapılmasının avantajlarından en önemlisi tedarikci firmalarımızın artık monopol bir atmosferde alış-veriş imkanlarının olmadığının farkında olması ve gerek fiyatsal gerekse de marka kalitesi olarak kendilerini daha iyi geliştirmişlerdir.
 Sınır kapılarının açılması ile marketlerimizde bulunan fiyatlarımızda ciddi düşüşler gerçekleşirken, kaliteli marka ve ürün çeşitliliğinin de arttığını gördük. 
   Fiyat konusunda da araştırma yaptığımızda da şu anda market fiyatlarında Güney Kıbrıs’tan yüzde 60 daha ucuz olduğumuzu bazı verilerle halkımıza da 3-4 ay önce sunmuştuk. 

Halk el ele vermeli

   Fakat bu alış-veriş imkanın da sunulması çoğu alış-verişlerin Güney Kıbrıs’ta yapılması anlamına gelmez. Ülke ekonomisindeki çarkın döne bilmesi için ülkeye giren paranın ülkeden çıkan paraya oranda çok daha büyük olması gerekmektedir.
   Günün sonunda devletimiz de özel şirketlerimiz de bu maaş ödemelerini, yatırımları ve ülkemizi büyütme yönünde geliştire bilmeleri için de ekonomimizdeki bu çarkı sadece döndürme değil daha da hızlı döndüre bilmeleri gerekmektedir. Eğer ülke anlamında gelişip dünya standartlarındaki konforu, refahı, gelir düzeyini, ve teknolojiyi yetişmek istiyorsak halkımızın el ele verip Güney Kıbrıs’ta çok abartılı alış veriş yapmaları yerine aslında güneydekileri bizim tarafmızda daha çok harcama yapmalarını sağlamaları gerekir ki; ekonomimiz daha da hızlı bir döngü içine girsin, yatırımlar ve pratiklikler de çoğalsın.

   Soru:Yurt dışında eğitim gördünüz ve uzun bir süre yurt dışında yaşadınız. 
KKTC’nin şu anki hizmet sektörünü ve iş yapılabilirlik piyasasını nasıl değerlendiriyorsunuz? 

   Nizam: Gerek halkımızın ciddi anlamdaki sıcak kanlılığı, gerek nufusumuzun az olması ve çoğu işlerin feodal ilişkilere çok bağlı olması aslında Kıbrıstaki hizmet sektörünü müşteri memnuniyeti açısından yurt dışından daha ileride görüyorum aslında. 
   Fakat iş yapılabilirlik yönünden de çok daha geride görüyorum. Büyük ülkelerde feodal ilişkilerin çok yoğun olmamasından dolayı, belli bir sistem kurulmuş, ve insanların bu sistemden beklentileri de bellidir, sistemin sunabilecekleri de. Bu yüzden işler aslında en verimli şekilde yüyüyor ekonomik açıdan bakıldığında. Bizim gibi küçük bir ülkede ilişkilerimizden dolayı sistem kurmak çok zor. Kurulmaya bile çalışılsa feodal ilişkilerin ağırlığı daha ağır bastığı bir ülkede, bizler gibi özel şirketler tarafından verilen hizmette gerçekten sınır yok, fakat ekonomik açıdan bakıldığında da gerek zamanın kısıtlı olmasından dolayı, gerek bütçelerin kısıtlı olmasından dolayı, gerek iş yeri açılabilirlik kurallarının tam oturmamasından dolayı, gerekse de etik rekabet kurallarının konmamasından dolayı, özel sektörümüz diğer ülkelere göre çok daha geridedir ve gelişe bilmeleri de çok zordur. Tabii ki bu gelişememedeli sorun ve sıkıntılar da yine ekonomiye işsizlik oranları, ve verilen hizmet kalitesi (çeşitliliği değil) yönünden yine halka olumsuz yönde geri dönüyor.  

Sınır yok, kural yok
   Soru:Rekabet ortamını nasıl buluyorsunuz? Bu konudaki düşünceleriniz ve çalışmalarınız nelerdir? 

   Nizam: KKTC geneline baktığımızda, özellikle marketçilik sektöründe rekabet ve çatışmalar diğer sektörlere göre çok daha yoğun. 
   KKTC’de belli bir nüfus ve sınır var, fakat açılan market sayısında ne bir sınır var, ne kural. 
   Bu yüzden bu kadar küçük bir yerleşim yerinde her gün yeni bir marketin açıldığını görüyoruz. Rekabetçi bir ortam iyidir, ekonomik anlamda dengeyi kurar ve halkımıza hem hak ettikleri servisi almalarını sağlar hem de sektörün gelişmesini. Fakat rekabetçilikte belli kurallar konmadığı ve piyasanın kapasitesine göre yatırım yapılmadığı taktirde bu rekabetçilik kontrolden çıkar ve artık işletmelere zarar vermeye başlar. Ben bugün zararına satılan ürünleri biliyorum. Fakat bu çok uzun sürmeye devam ederse ileride öyle bir patlak verilir ki; hem kapanan işletmelerin sayısı, bununla beraber de işsizlik oranları ve dolayısı ile de ülkenin gelir ve refah seviyesi. Çünkü ekonomi aslında bir sürü faktörün bir birine bağlı olduğu bir sistemdir. Bu sistemin içindeki halkaların kontrolleri tam yapılmazsa ve bir tanesi bile kopar o zaman yavaş yavaş sistem çökmeye başlar, mağdur olan da sadece işletme sahipleri değil aslında halkımızdır da. O yüzden bu rekabetçi ortamdan kurtula bilecek olanlar kendini diğerlerinden bir şekilde farklı kılabilecek firmalardır. Biz de o yüzden bazı yeniliklerle uğraşmaya çalışıyoruz.   

   Soru:İş yapılabilirlik ve rekabet ortamını canlandırmak ve özel sektörü geliştirmek için neler yapılmalı ?
   Nizam: Rekabetin kontrol edilebilirliği olduğu sürece faydası var, kontrol edilemediğinde ise ekonomiye de, dolayısıyla halkımızın yaşam standardlarına da ciddi zararları doğar. 
   Bu yüzden devletimizin yapması gereken şeylerden bazıları, bizim gibi nüfusu küçük olan bir ülkede sektorsel olarak Pazar kapasitelerini belirlemesi ve bunları belli tüzük ve yasalarla idare ve kontrol etmeleri gerekmektedir. 
   Ancak o zaman rekabetçi ortam bir şekilde ekonomiye faydası olur.
   Rekabeti halka verilen fiyat, ve hizmet kalitesini iyileştirmek yönünde kullandırmak gerek, ve bunun da mevcut iş yerlerine kazanç olarak geri döndürmesi gerekir. Böyle olursa işletmeler de yatırımlarla daha iyi hizmet vere bilecek servisler getirir, mekanlar geliştirir, ve iş olanakları sağlar.  

   Soru: Son olarak neler söylemek istersiniz? 
   Nizam:  Müşteri odaklı ve sizi diğerlerinden farklı kılacak yatırım ve projeler yapan her işletme mutlaka kazanır. 
   Gelişen hayat standartları, ve beklentileri rekabetin içerisinde karşılayan mutlaka iyi bir geri dönüşüm alır. 
    Müşterilerimize hesaplı fiyatlar sunmak çok önemli olsa da, yeterli değil, bunun yanında avantajlar sunmak, ve o kişilerin firmalarla olan deneyimlerini güçlendirmek gerekir. 
Bunun için de yaratıcılık, teknolojinin kullanımı, ve bu alt yapıları yönetmek en önemli faktörler içerisinde. 

Güncelleme Tarihi: 13 Temmuz 2014, 08:15
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474