banner564

‘Koltuk kavgası’

Küçük hükümetinde Çalışma Bakanlığı yapan Şerife Ünverdi, halktan kopuk bir siyaset yürütüldüğünü söyledi

‘Koltuk kavgası’
banner598

Çiğdem AYDIN

   İrsen Küçük hükümeti döneminde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yapan Şerife Ünverdi, bugünkü siyaseti çok samimiyetsiz bulduğunu söyledi. Ünverdi “Güvenilirlik kaybediliyor. Bizim dönemimizde de kurultay kavgalarımızdan doğan çirkinliklerden dolayı UBP gereksiz zarar görmüştür. Herkes koltuk kavgası peşinde, halktan kopuk bir siyaset yürütülüyor” dedi.

   “Muhalefette iken söylenilenin aksi şeyler yapılıyor” diyen Şerife Ünverdi,  halkın hayal kırıklığı içinde olduğunu söyledi.

   Ünverdi, Diyalog muhabirinin sorularını şöyle yanıtladı:

   Soru:Siyasete nasıl ve ne zaman başladınız?

   Yanıt: 1980 yılında başladım siyasete. Eğitimimi tamamladıktan sonra Ulusal Birlik Partisi’ne (UBP) üye oldum. 1994 yılında Lefkoşa Türk Belediyesi meclis üyeliğine seçildim ve1998 yılına kadar bu görevim devam etti. Daha sonra Parti Meclisi üyeliği yaptım. Ve Ulusal Birlik Partisi’nde çeşitli görevlerde bulundum. 2003 yılında UBP’nin parti kontenjanından seçimlere girdim ve kazandım. 10 yıl milletvekilliği yaptım. Bu 10 yıl içerisinde iki buçuk yıl da Bakanlık yaptım. Daha sonra 2013 seçimlerine girdim ve kaybettim.

 

Şimdi herkes daha mutlu

 

   Soru:Seçimi kaybedince yeniden diş hekimliğine döndünüz. Hangisinde daha çok mutlusunuz?

   Yanıt: Kendi kliniğimde diş hekimi olarak çalışıyorum. Seçimi kazanmayışım ilk önce herkesi üzmüştü ama sonrasında insanlar daha mutlu oldu. Kliniğimde ve kendi işime, dostlarıma daha fazla vakit ayırır noktaya geldim. Önemli olan halka hizmet vermektir. Bu mecliste olur, kendi mesleklerimizde de olur. Şimdi ben de hekim olarak halka hizmete vermeye devam ediyorum. Bunun  dışında partimle de alakamı kesmiş değilim. Aktif olmasa da yine partim için çalışmaya devam edeceğim.

   Siaysette aktif iken ekonomik durumumda kötüye doğru bir gidişi olmuştu ama şimdi çok şükür daha iyidir. Şu anda kliniğimde hizmet vermeye başladım.Böyle çok mutluyum.

   Soru:Bakmakla yükümlü olduğunuz kimseler var mı?.

   Yanıt: Bakmakla yükümlü olduğum birileri yok. İki oğlum ve 3 torunum var. Biri muhasebeci diğeri de hukukcudur ve kendi hayatlarını kazanıyorlar. Son bir buçuk yılda üç torun sahibi oldum hayattan daha ne isteyim bu benim için büyük bir mutluluk.

 

Dostların sayısı daha da arttı

 

  Soru:Son zamanlarda ciddi bir sağlık sorunu yaşadınız mı?.

   Yanıt: Hayır yaşamadım. Bunu insanları sevmeme ve pozitif olmama borçluyum diyebilirim. Uzlaşmacı bir yapım vardır. Yüksek sesi ve tartışmayı sevmem. Ayrıca da oturmayı sevmem. Sürekli hareketli olmaya özen gösteririm.

    Soru:Siyasetten ayrıldıktan sonra, özellikle de bakanlık dönemi bitince  dostlarınızın size karşı ilgisi değişti mi?.

   Yanıt: Aksine benim dostlarımda artış oldu. Gerek mesleğimden ötürü gerekse meclisten ayrıldıktan sonra ve içinde iken hiç dostlarımda değişiklik olmadı. Toplumdan kopuk bir yapım yoktur benim belki de bu nedenledir. Her daim insanlarla iletişim içerisindeyim.

 

UBP gereksiz zarar gördü

 

   Soru:Bugünkü siyaseti nasıl buluyorsunuz?. Yanlışlar nedir?.

   Yanıt: Bugünkü siyaseti çok samimiyetsiz buluyorum. Güvenilirlik kaybediliyor. Bizim dönemimizde de kurultay kavgalarımızdan doğan çirkinlikler yüzünden UBP gereksiz yere zarar görmüştür. Herkes koltuk kavgası peşinde, halktan kopuk bir siyaset yürütülüyor şu anda. Muhalefette iken söylenilenin aksi şeyler yapılıyor ve halk hayal kırıklığı içindedir. Hayat giderek pahalılaşıyor ve halk ekonomik bunalım içerisindedir.

   Projeler, yeni değil. Hala bizim dönemimizde yapılan projeler yeni bir projeymiş gibi toplumun önüne sürülüyor. Örneğin kadınların sosyal yaşamdaki statüsünün yeri, yerli iş gücünün artırılması ve desteklenmesi gibi.

   Soru:Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?..

   Yanıt: Elbetteki çözümün olmasını isterim. Yaklaşık yarım asırdır süren bir sorundur. Fakat bu çözülürken Kıbrıs Türk halkı da kazanılmış haklarından geriye gitmemelidir. Sırf çözüm uğruna çözüm olmamalı kanısındayım. Kıbrıslı Türkler bir daha toplu göçlere maruz kalmayacağı bir çözüm şekli olmalıdır diye düşünüyorum. Süreç devam ediyor izleyip göreceğiz.

 

Asker ‘kırmızı çizgimiz’

 

   Soru:Kıbrıs Türk tarafı çözüme hazır mı?. Değilse ne yapmalı?..

   Yanıt: Toplumda bir istek vardır. Fakat aynı zamanda tedirginlik de vardır. İki kesimliliğin sulandırılmadan ve Türkiye’nin garantörlüğünün devamı önemlidir. Türk askerinin bizlerin güvenliğini sağlaması çok önemlidir ve bana göre Türk tarafının kırmızı çizgisi bu olmalıdır. Bu endişeler giderildiği takdirde eminim ki daha da bir hazır olacağız.

   Soru:Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak?

   Yanıt: Toprak en önemli sorundur ve egemenlik. Tabi bunun yanısıra mülk de önemli sorunlarımızdan biri olacak gibi görünüyor. Sorun eski bir sorundur dolayısıyla her iki tarafı da tatmin edecek bir mülk politikası üretebilmek bana göre zordur.En kötü ihtimal Annan Planı çercevesindeki bir çözüme evet diyeceğiz.

   Soru:Çözüm olursa siz ne yapacaksınız?..       

   Yanıt: Mesleğime devam edeceğim. Ve yeni kurulacak olan kurucu devlette halkımız yararına olabileceğim bir konu olursa da görev alacağım.

 

 

Yarın:Mehmet Civa

Güncelleme Tarihi: 19 Nisan 2014, 15:58
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner473