Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete. Bir taraftan turizm Çevre ve aklımda bir türlü tutamadım birçok daha dairenin sorumluluğundaki Bakanlığımız, bir diğer yandan TC Kültür ve Turizm Bakanlığının ev sahipliğini yaptığı “ Ada Kıbrıs “ tanıtım günleri Türkiye’de gerçekleştirildi.
Bunlar güzel adımlar, herkesin destek olması lazım. Sebebi gerekçesi; eğer ki siz adanın kuzeyine yüzde 70’i aşan bir oranda anavatan Türkiye’den turist getiriyorsanız demek ki bizlerin birinci pazarı Türkiye’dir. Bu kadar net.
Ha bu turistler ister şans oyunları, ister eğlence, ister kültür, ister konferans kongre, ister IVF (yumurta dölleme) amaçlı gelsin kabul etmek gerekir ki eğer ki adada en az bir gece konakladı ise bizlerin önemli pazarı anavatan Türkiye’dir. Eskiden yanlış bir hesap yapılırdı. İşte 80 milyonluk Türkiye’den Kuzey Kıbrıs’a yüzde 5’i gelse yılda 4 milyon turist yapar. Herkes düz mantıkla bunu konuşurdu.
Aslında şunu sorgulamak lazım. Bu 85 milyonun yapılan hesaplamalara göre sadece yüzde 15’i turist olarak dolaşıyor bu da aşağı yukarı 13 milyonluk bir sayıya denk gelmektedir.
Peki bu 13 milyonun içerisinden kaçta kaçı Türkiye’den KKTC’ye gelmektedir? İşte sorunun cevabı geçen yılki istatistiklere göre bir milyondan fazla bir milyon 122 bin Türk yani toplamda yabancı turist ile birlikte bir milyon 388 bin turist 2024 yılında adada bulunmuştur.
Esas mesele nedir?
Esas mesele burada bir milyonu 2 milyon yapabilir miyiz bunun üzerine bütün senaryolar üzerinde durulmalıdır. TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan alacakları bir talimatla 2026 yılını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yılı ilan ederek turizmde tur operatörleri acenteler uçak şirketleri ile birlikte müthiş bir tanıtım ve pazarlama ağıyla birlikte bu 2 milyon rakamı yakalanabilir. Buradaki müze ve Ören yerleri tarihi ve kültürel miraslar bu süreç içerisinde rehabilite ve düzenlenerek Türk turiste adanın güzelliklerini yansıtabilme imkanı yaratılabilir.
Sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iki dudağının arasından çıkacak “ bu yıl turizmde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yılı ilan ediyoruz” dese bu iş bitti. Herkes buradaki yerel yönetimler de dahil olmak üzere, başta hükümet edenler hummalı bir çalışmanın içerisine girerek; yollardan tutunda ışıklandırmalara kadar adanın kuzeyinin turizmde altyapısını genişleterek 2026 yılına hazırlanılabilir.
Çok mu zor bence değil.
Yıllarca sektörde de aktif olarak çalışan bir insan olarak burada bir uyarı yapmak istiyorum ki otellerin doluluğu yüksek sezonda yüzde 80 -85’te olması çok bir anlam ifade etmez. Önemli olan bütün diğer maliyetler çıktıktan sonra odabaşı elde ettiğiniz gelirdir . Bunun da açıklaması literatürde ( REVPAR ) olarak bilinmektedir. Dolulukların yüzde 42’yi 43 seviyesinde olan bir ülkede turizm sektörü asla gelişemez. 4-5 yıldızlı oteller normalde yapmaları gereken karları asla elde edemez. Kim isterse gelsin tartışalım .
Adada artık akil insanların konuşması gerekmekte. Bu ülke hepimizin. Turizm bu ülkenin lokomotifi ise ona göre hesabımızı kitabımızı , stratejimizi doğru belirlememiz gerekmektedir. Belirlerken de bunları yıl yıl aksiyona yani fiiliyata dökmek de işin maharet kısmıdır.
Tamer Karadeniz 1 Ay Önce
TC, KKTC'nin en büyük pazaridir doğru. Ama asıl cozum diğer yabancı ulkelerden, özellikle de AB, ABD ve UK den turist getirebilmekle gerceklesir. Uçak bileti fiyatlarıyla TC den buraya adayı dolasacak turist getirmek pek mümkün gorunmemektedir. KKTC devleti derhal "kendi imkanlariyla" en az 3 uçak almalıdır.
NM 1 Ay Önce
Great analysis..
Mustafa Şah 4 Hafta Önce
Herşeyden önce hava ulaşımı! Ardından hedef Avrupa ülkeleri!
Beyza Akgün 4 Hafta Önce
Turizmde hâlâ günü kurtaran politikalarla ilerliyoruz. Türkiye bizim en büyük pazarımız ama bu potansiyeli doğru kullanamıyoruz. Tanıtım zayıf, altyapı eksik, planlama yok. Oteller dolu ama kazanç düşük çünkü sistem verimli değil. Eğer KKTC turizmde gerçekten bir atılım yapacaksa, böyle güçlü ve sembolik adımların arkasını doldurmak şart. Aksi halde bu da sadece bir “fikir” olarak kalır. Buna rağmen ulaşım konusunda büyük bir problem var: Uçak biletleri aşırı pahalı. Bu fahiş fiyatlar, turizmi geliştirmek isteyenlerin önüne ciddi bir engel çıkarıyor. Ulaşım kolaylaşmadan, turiste uygun maliyetler sunulmadan turizmde gerçek bir sıçrama yapmak mümkün değil. Bir diğer önemli eksiklik ise müze ve ören yerlerinin yeterince tanıtılmaması. Tarihi ve kültürel zenginliklerimizin hak ettiği değeri görmesi için bu alanlara daha çok yatırım ve dikkat şart. Ancak o zaman adanın farklı güzellikleri turiste anlatılabilir.
Tamer Karadeniz 3 Hafta Önce
Sayın Beyza Hanım, KKTC müze ve ören yerlerinin: cumartesi + pazar + milli bayramlar + dini bayramlar + resmi tatil günlerinde kapalı tutulmaya devam edilmesi, bu yerlerin kazanç getirmesine en büyük engeldir. Kapalimaras acilen bir giriş ücreti olan açık hava müzesine donusturulmelidir..