banner564

Kredi faizlerinin yüksek olmasının tek sorumlusu bankalar değildir

Prof.Dr. Mete Feridun Eski Bank of England (İngiltere Merkez Bankası) uzmanı 

Kredi faizlerinin yüksek olmasının tek sorumlusu bankalar değildir
banner598

Ülkemizde banka kredi faizlerinin mevduat faizlerine oranla aşırı yüksek olduğu ve bankalarımızın reel sektöre yeterince kredi kullandırmadıkları yönünde uzun yıllardır yaygın olan genel bir kanı olduğu hepimizin malumudur. Bilindiği gibi, bu konu özellikle ekonomik daralma yaşanan dönemlerde sık sık gündeme gelmektedir.
Hükümet yetkililerinin de bu durumdan şikayetçi oldukları, hatta geçtiğimiz günlerde yapılan bir açıklamada kredi faizleri ile mevduat faizleri arasında bir “uçurum” olduğu ve bu durumun “bankacılık sistemine olan güveni zedelediği” şeklinde bir değerlendirme yapmış oldukları görülmektedir.
Banka mevduat ve kredi faizleri arasındaki farkın aşırı derecede yüksek olup olmaması, ve eğer gerçekten yüksekse, bu farkın sisteme olan güveni zedeleyip zedelemediği elbette ki yoruma açık konulardır. Bu konudaki değerlendirmeler bankacılık sektörüne hangi perspektiften bakıldığına göre değişebilmektedir. Dolayısıyla, herkesin bu konuya ilişkin kişisel görüşleri olması ve bunu dile getirmesi son derece doğaldır.
Farklı perspektiflerden bakıldığı zaman, bir ülkede banka kredi faizlerinin yüksek olmasının bankacılık sistemine olan güveni sarsabileceği gibi, belli durumlarda, bunun tam tersine söz konusu güveni güçlendirebileceğini iddia etmek de mümkündür. Benzer şekilde, mevduat ve kredi faizleri arasındaki farkın bankaların kar marjlarının yüksek olması kadar, ülkemize özgü bir takım yapısal eksiklikler, siyasi sorunlar ve ekonomik dinamiklerden kaynaklandığını ifade etmek de mümkündür.
Bu konular hakkında sağlıklı bir değerlendirme yapmak ancak bilimsel ve objektif bir araştırma ile mümkündür. Bu yazıyı kaleme alırken iddiam bunu gerçekleştirmek olmamakla birlikte, birkaç kişisel görüş ortaya koyarak bu konudaki değerlendirmelere bir katkı sağlamayı ümit etmekteyim.
Bu konuda bilinçli bir değerlendirme yapabilmek içim öncelikle bir takım verilere sahip olmak gerekmektedir. Ülkemizde bankacılık sektöründeki ortalama faiz marjlarını yansıtacak rakamlar mevcut olmamasına rağmen, Dünya Bankası diğer ülkeler için bu istatistikleri yayımlamaktadır. Bu istatistiklerden bahsetmeden önce, ülkemizdeki bankaların mevduat ve kredi faizlerine ilişkin genel bir değerlendirme yapılacak olursa, söz konusu faiz marjının bireysel mevduat ve ihtiyaç kredileri açısından genellikle 8-10 puan civarında olduğu görülmektedir.
Bilindiği gibi, ticari kredilerde çok daha farklı kredi faiz oranları uygulanabilmekte ve bu makas bazı farklı uygulamalar da dikkate alındığı zaman daha da fazla açılabilmektedir. Ancak, elimizde ortalama veriler olmadığından, KKTC için yaklaşık 8-10 puanlık bir farkı geçerli bir gösterge olarak kabul etmek sanırım makul bir yaklaşım olacaktır. Elbette ki, bu bir bilimsel saptama olmayıp herkesin kendi kişisel görüşüne ve deneyimine göre bu rakamı daha farklı kabul etmesi mümkündür. Nitekim, bu yazıdaki amacım bu rakamı tespit etmek değildir.
Dünya Bankası istatistiklerine kısaca bir göz attığımız zaman, ortalama net daiz marjları açısından en yüksek rakama sahip olan ilk birkaç ülkenin Madagaskar (43 puan), Brezilya (32 puan), Tacikistan (23 puan) ve Kongo (20 puan) olduğu görülmektedir. Aynı istatistiklere göre dünyada söz konusu marjın ortalama olarak 10 puanın üzerinde olduğu 25 civarında ülke olduğu dikkat çekmektedir. Her ne kadar da bu istatistiklerde kullanılan faiz tanımları ülkeden ülkeye farklılık gösterse ve sağlıklı bir mukayese yapılması tam olarak mümkün olmasa da, en azından Dünya Bankası istatistiklerine göre bu konuda dünyanın en kötü durumdaki ülkelerinden biri olmadığımızı söylemek mümkündür.
Ancak, objektif olmak adına şunu da belirtmek gerekir ki, aynı istatistikler dünya ortalamasını 5 puan, düşük gelirli ülke ortalamasını 9 puan, küçük devletler ortalamasını 7 puan ve en az gelişmiş ülke ortalmasını ise 9 puan olarak göstermektedir. Kısacası, rakamsal bir değerlendirme yapılacak olursa, net faiz marjları açısından ülkemizin dünyanın en yüksek ortalamasına sahip ülkelerinden biri olduğunu iddia edemesek de, ülkemize ait 8-10 puanlık gösterge rakamın dünya ortalamasının oldukça üzerinde olduğunu kabul etmek durumundayız.
Dolayısıyla, herşeyden önce bunun ekonomimiz açısından bir “sosyal maliyet” arz ettiğini anlamak ve bu durumun sebeplerini iyi tahlil etmemiz gerekmektedir. Kredi faizlerindeki yüksek risk priminin kredi müşterilerine bir maliyet olarak yansıdığı bir gerçektir. Ancak, yukarıdaki rakamsal değerlendirmelere bağlı olarak bankacılık sektörümüzün reel sektöre yeterince kredi kullandırmamasının sebebinin yüksek kredi faizleri olduğu sonucuna ulaşmak mümkün değildir. (Devamı yarın)

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474