banner564

‘AB’den tam destek aldım’

Anastasiadis ‘Dönüşümlü Başkanlığa da garantilere de’ karşı olduğunu açıklayarak Cenevre öncesi moral bozdu

‘AB’den tam destek aldım’
banner598
 Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Kıbrıs sorununun çözümü sonrasında AB üyesi olan bir ülkenin üçüncü bir ülkeyi garantör edinmesinin söz konusu olmayacağını belirterek, bu görüşün AB ülkelerinden de tam destek gördüğünü iddia etti. Anastasiadis, dönüşümlü başkanlığın ise benimsenmemesi gerektiğini vurguladı.
   Kathimerini gazetesindeki söyleşisine “boşlukların bulunduğu 103 maddelik bir liste olduğu ve bunun azalıp azalmadığı” şeklindeki bir soruyu yanıtlayarak başlayan Anastasiadis, “bu listenin BM listesi olduğu ve daha ziyadesiyle teknik konulara ilişkin olduklarını” belirtti.
   Anastasiadis, “bu konulardan bazılarının çözüldüğünü ancak önemli denebilecek sayıdaki maddelerin çözümden sonra hazırlanmak üzere kaldıklarını” ifade etti ve buna örnek olarak “anayasaların yazılmasını” gösterdi.
   Anastasiadis: “Merkezi hükümetin ve federal hükümetlerin anayasalarının nasıl yazılacaklarına ilişkin kesin koşullar olmalı” şeklinde konuştu.“O halde çözümün ilk gününün bir geçiş dönemi sonrasında olmasının daha iyi mi olacağı?” şeklindeki bir soruya olumsuz cevap veren Anastasiadis: “Anlaşmanın ardından anayasaların yazılması gelmeli, eksik kalanlar gerçekleşmeli ve referandumlar belirlenmeli. Mevcut durum devam edecek ancak referandumlar belirli bir zaman diliminde belirlenecek ve mevcut boşlukları halletmemiz gerekecek” şeklinde konuştu.

Halkın onayına sunulacak

   Anastasiadis, “bir ara çözümün olmayacağını, çözüm anlaşmasının olacağını ve gerek çözüm anlaşması, anayasaların yazımı, gerekse bayrak ve milli marşın kabulü konularında uzlaşılanların kağıda geçirilmesi talimatının verileceğini” belirterek “bunun devamında, boşluklar ve belirsizlikler olmaksızın halkın onayına sunulacaklarını” vurguladı.
   “Siyasi çözümün gerçekleşmesi durumunda bir ön hazırlık döneminin gerekli olacağını” ifade eden Anastasiadis, “ancak bunun statükoyu değiştirmeyeceğini, Kıbrıs Cumhuriyetinin lağvedilmesi ya da dönüşümünün söz konusu olmayacağını, çözümün halk tarafından onaylanmasının gerektiğini, ancak bu şekilde çözümün ilk gününün olabileceğini” belirtti.
   Anastasiadis, “anlaşmada Türk askerinin çekilmesine ilişkin takvimin, iç güvenlik, çözümün uygulanmasının güvenliği, garantilerin kaldırılması vb. ilişkin düzenlemelerin de yer alacağını” vurgulayarak “biri çözülürken bir diğerinin kalması söz konusu olamaz” şeklinde konuştu.

Çözüm altı başlık altında

   “Çözümün altı başlık hakkında olacağını ve BM’nin listesindeki gibi askıda kalan konuların düzenleneceğini mi kastediyorsunuz?” şeklindeki bir soruya ise Anastasiadis: “Evet, doğrudur. Örneğin, federal hükümetin memurlarının isimleri, milli marş, bayrak vs.” yanıtını verdi.
   Bir anlaşmaya varılması ve örneğin Türk askerinin geri çekilmesi için dört yıllık bir takvim öngörülmesi sonrasında, iki yıl sonra Türkiye’nin herhangi bir sebepten ötürü geri adım atması durumunda “Kıbrıs Rum Devletinin” elinde herhangi bir koz olup olmayacağının sorulması üzerine ise Anastasiadis: “Bu yüzden BM’den güçlü bir karar istiyoruz” yanıtını verdi.
   Anastasiadis sözlerini “Bu yüzden Barış gücünün rolü, askerlerin çekilmesini ve uygulamanın normal gerçeklemesini sağlamaktır” şeklinde konuştu.
   Güzelyurt’un iade edilmesinin kesin olup olmadığının sorulması üzerine ise Anastasiadis: “Hassas olunan konular ve bölgeler olduğunu, bunlar karşılanmasa bir çözümün söz konusu olmayacağını söylemiştim” ifadesini kullandı.

Dönüşümlü Başkanlık ve Cenevre

   Anastasiadis, “Dönüşümlü başkanlığa nasıl bakıyorsunuz?” şeklindeki bir soruya karşılık, “Bizim görüşümüz elbette dönüşümlü başkanlığın benimsenmemesi yönündedir. Ancak ‘dayanaksız’ yapılan müzakerenin yardımı yoktur ve bu kritik dönemde faydalı değildir” şeklinde konuştu.
   Anastasiadis söyleşinin devamında, BM ve AB üyesi olacak bir devletin, vatandaşların ve de çözümün uygulanmasının sağlanması için ne garantilere ne de ordulara ihtiyacı olacağını iddia ederek, AB çerçevesinde gerçekleştirdiği temaslarda bu görüşünü ortaya koyduğunu ve üye ülkelerin de, AB üyesi olan bir ülkede üçüncü bir ülkenin garantör olmayacağı tezini net biçimde benimsediklerini öne sürdü.
   Cenevre’deki konferansın “beşli değil kesinlikle çoklu olacağını ve BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinin katılımının sağlanması yönünde müzakerelerin olduğunu” ifade eden Anastasiadis, bu konuda Kıbrıs Türk tarafının görüşünün sorulması üzerine ise şunları söyledi:
   “Karşı tarafın anlayışı ister olsun, ister olmasın çoklu konferans kesindir. Her şeyden önce, beşli konferans değildir. AB hazır bulunacaktır. Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin de olma ihtimali vardır. Garanti anlaşmalarına ilişkin olarak eğer müzakere, katılan taraflar arasında olacaksa o başka bir şeydir. Ancak AB’nin ve hatta Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin katılmasını gerektirecek unsur, eğer çözüm bulunursa, anlaşılanların hayata geçirilmesini ve bu hayata geçirilme sürecinde barış gücünün üstleneceği yükseltilmiş rolü sağlayacak güçlü bir BM kararının gerekli olmasıdır.”

Toprak ve harita

   “Toprak konusunda uzlaşı olmazsa dahi 12 Ocak zirvesinin yapılma ihtimalinin bulunup bulunmadığı” şeklindeki bir soruya karşılık ise Anastasiadis, “varılan anlaşmanın haritaların sunulmasıyla 12 Ocak tarihinde konferansın başlayacağı şeklinde olduğunu, görüş ayrılıklarının azalması ve konferans öncesindeki üç günlük sürede anlaşmaya varacak bir konumda olmak için Kıbrıs’ta devam eden bir süreç bulunduğunu” söyledi.
   Anastasiadis: “Eğer askıda kalan konular olursa devamında da görüşülebilir. 12 Ocak’ta sonuca ulaşamamamız, müzakerelere geçici bir ara verilemeyeceği ve devamında yeniden başlamayacağı anlamına gelmez” şeklinde konuştu.
    “Harita sunulmasının 12 Ocak konferansının koşulu olduğunu, harita sunmanın başka uzlaşıya varmanın ise başka şey olduğunu” belirten Anastasiadis: “12 Ocak konferansına toprak konusunu görüşmek için gitmiyoruz. 12 Ocak konferansı sadece garantiler ve güvenlik konularına ilişkindir. Geri kalanlarını çözmek sadece biz Kıbrıslılara kalmıştır. Yani 11 Ocak tarihine kadarki görüşmelerde ya çözülmüş olmalılar ya da sonuçla orantılı bazı konular açık kalmış olmalıdır” dedi.
   Anastasiadis, “açıkta kalmış konuların güvenlik ve garantiler başlıklı görüşmeye getirilemeyeceği” iddiasında da bulundu.

Güncelleme Tarihi: 26 Aralık 2016, 08:43
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474