banner564

“Devlet bize sahip çıkmalı”

Kuzey Kıbrıs’ın enginar cenneti Mormenekşe'deki üreticiler de mutsuz

“Devlet bize sahip çıkmalı”
banner598
Pelin Yükselay DAL
Kuzey Kıbrıs’taki enginar üreticiliğinin merkezi olan Mormenekşe halkı, üretimdeki sorunlardan dert yandı. KKTC’den yurtdışına gönderilen ender ürünlerden birisi olan enginara siyasi iradenin gerekli ilgiyi ve desteği sağlamadığını ifade eden üreticiler, “Devlet bize sahip çıkmalı” dedi.
Diyalog TV’de her hafta Salı akşamı yayınlanan ve sadece Kuzey Kıbrıs’ta değil uydu aracılığı ile tüm dünyada beğeni ile izlenen Halk Meclisi Programının geçen haftaki durağı, Gazimağusa’ya bağlı Mormenekşe Köyü idi…
Mormenekşe Spor Kulübü’nde gerçekleştirilen programa bölge halkının yoğun katılımı oldu. Enginar üreticiliğinin merkezi olan Mormenekşe’de üretimdeki sorunların yanı sıra yakın köylerdeki su ve ağıl sorunları ile kırsal kesim arsası sorunları anlatıldı.   
Atlılar Muratağa ve Sandallar köyündeki şehitliğin daha bakımlı bir hale gelmesini talep eden bölge sakinleri Kıbrıs müzakere sürecindeki durağanlıktan memnun bir tavır ortaya koydu. 
Diyalog TV’den canlı olarak yayınlanan Halk Meclisi programına, CTP Milletvekili Erkut Şahali, UBP Milletvekili Zorlu Töre, Eski Tarım Bakanı Kenan Akın, Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğluları ile Mormenekşe Muhtarı Saim Aytürk ve bölge sakinleri katıldı. 

Programda söz alanlar şunları kaydetti: 

Hasan Sesigüzel: Ben enginarla ilgili bir konuda konuşmak istiyorum. Geçen yıl Ankara’da çarşıda enginar gördüm. Biri solmuş, diğeri canlı. Baktım, solmuş olan daha pahalıydı. Sordum niye pahalı? Abi dedi bu Kıbrıs’ın enginarıdır. Şimdi bu köyden enginarlar geçtiğimiz yıllarda bu aylarda on tır gidiyordu, şimdi bir tır bile gitmiyor. Yer altı suları kurudu. Bütün enginar üreticileri başka bölgelere gitti, 400-500 ayak aşağıdan su aranıyor. Gidilen yerlerde de artık enginar üreticilerine kötü gözle bakılıyor. ‘Geldiler burayı kurutuyorlar’ diyorlar. Biz şunu istiyoruz, su projesi bu bölgelere de gelsin. Bu güzelim enginarı kurutmayalım, yetiştirelim.

Tuğçe Kirişoğlu: En büyük sorunlarımızdan bir tanesi Tuzla’da mandıraların köyün içinde olmasıdır. Devlet, belediyeler ve kaymakamlıklar aracılığıyla barınaklar yapmıştır ancak köy içindeki mandıralar bu barınaklara taşınamadı. Çevrede oluşan kötü ve sineklerden dolayı vatandaş rahatsızdır.  Acil olarak bir irade ortaya konularak çözüm yaratılmasını istiyoruz. Hayvancılar için ayrılan yerlerin modernleştirilerek taşınmalarını rica ediyoruz 

Osman Yolun: 30 yıl boyunca hükümete mandıra alanı almak için dilekçe yaptım yok sit alanı yok koruma alanı diye yer vermedi. Üç tane tarla satın aldım mandıra yapmak için. Fakat yapamadım. Ancak hükmet gazinolara, çakıl ocaklarına, kömür yapılmasına yer buldu verisinde hayvancıya bulamıyorsa yer versin hükümetin acizliği. Biz de köyümü dışında yatırım yapalım. 

Abdullah Muhtaroğlu: 160 gündür çeşmelerimizden su akmıyor. Medyaya defalarca su attım. Gelen hattımızı da inek mandırasına bağlamıştır 2000 TL’ye. Her yere gittik bir şey başarmadık çünkü belediye başkanı izniyle yapılmış. İkincisi bu köyde katledilmiş şehitler arasında kurtulup yaşayan insanlarız. Şehit çocuğu değiliz diye bize şehit arsası vermediler. Hadise kurbanıymışız dediler dört kardeşimi kaybettim ben. Bir yasa çıkarsınlar bize de arsa versinler. Bir karış arsası vardır Rum’un herhalde bize de verilecek.

Hasan Muhtaroğlu: KKTC’de kaç tane kilise vardır? Rumlar geliyorlar ayin yapıyorlar. Bizim de Hala Sultan var senede bir ya da iki defa gidiyoruz. Rumlar ayin yapmaya geldiğinde istavroz boyunlarında geziyorlar fakat ay ile yıldızı o tarafta kabul etmiyorlar. Nasıl barıştan söz ederler? Barış istiyorsak eşit şartlarda olması lazım. 

Ali Osman Can: Var olan sorunların hükümet tarafından masaya yatırılarak çözülmesi gerekir. Kıbrıs sorunu içine doğduğumuz içinde bulduğumuz bir sorundur. Muratağa köyünde Rumların etrafında yaşamış birisiyim. Masa devrilsin devrilmesin tartışmaları sürüyor. Bizim gidecek başka bir vatanımız yoktur. Bir sorun varsa Rumlarla Türklerin karşılıklı çözmesi gerekir. 

Hüseyin Olgunay: Başımızdaki vekiller ve başımıza gelmeye aday vekiller tarım sektöründe ciddi sıkıntılar olacaktır. Çünkü sütler elimizde kalacak ve kavga çıkaracağız. Hükümetin umurunda değil üreticinin ürünün elinde kalması. Bu memlekette sadece memurlar mı yürüyecek? Bütün üreticiler kan ağlıyor. 

Vijdan Onur (Halkın Partisi Gazimağusa İlçe Yöneticisi): Halka ait BEDİS piknik alanının birkaç kişiye devletin arsasından gelir elde etmesi için yandaşlarına peş keş çekilmesi bu halkın vatanım diyeceği toprağı kalmayacağını gösterir. Her başa gelen hükümet yetkilileri her tanıdığına bir parça toprak verirse ve onlar büyük paralar kazanıyorsa bizim toprağımız elden gidecek. 

Kenan Akın (Tarım Eski Bakanı): Bedi’s piknik alanı yıllardan beri halka açık bir piknik alnıydı. Bu eleştirileri getirirken halkımız o piknik alanını insanca kullanma bilincine sahip mi? Orman dairesinin bir büfesi var kiralarlar. Tuvalet yoktu tuvalet yaptılar. İnsanların yediği içtiği artıkları artmaya belediye araçları yetmiyor. Tel örgü yaptık araba girmesin diye, tel örgüleri kırdılar girdiler. Belirli bir bölümü uygun görülerek kiralanmıştır. Belediye tarafında kalan kısmına tahta masa yaptık kömür oldular beton yaptık kırdılar. Bu konularda da tepkimizi koyarsak doğru yolu bulmuş oluruz. .Bilinçli kullananlar bilinçsiz kullananlara da tepkili olsun

Erkut Şahali (Tarım Eski Bakanı): Piknik alanındaki masalar işletmecinin arzu ettiği şekilde sağlansın diye söküldü. Bugün orada yaşanan peşkeştir. İdare denetlemeli kirleteni bulmalı ve ceza kesmeli. Bulamazsa kirleteni, temizleyecek. Özel olarak seçilmiş birkaç kişiye kiralanma altında peşkeşidir. 

Saim Aytürk (Mormenekşe Muhtarı): Bizim 78 tane arsamız çöplük halinde hiç bir şey yapılmadı. Belediye biraz toprak taşıdı ama toprakla olmuyor. İçişleri bakanlığına da gittik. 3-4 tane ev var insanlar evlerine ulaşamıyor. Her gün batık arabaları çekiyoruz. İnsanlar kendi köylerinde kirayla oturuyorlar. 

Hayriye Tokyay (Çağdaş Kadınlar Birliği Koordinatörü): Mormenekşe Çağdaş Kadınlar Derneği olarak köyümüzün geçim kaynağı enginardır. Biz hanımlar birçok yemeğini tatlısını yaptık. Çeşitli faaliyetler yapıyoruz. Bizim bayanlara çağrımız olacak. Evinizde oturmayınız zamanınız varsa sivil toplum örgütleri ile uğrasın bir şeyler yapın. 

Mustafa Naimoğluları (Hayvancılar Birliği Başkanı): Murat Ağa Sandallar Atlılar köyünün 160 gündür susuz olduğunu öğrenmekten rahatsız oldum. Ağıllara su veriliyor köylüye verilmiyor. Öncelik köylülerindir. Belediye sorunu çözemiyor hayvancı ile halkı karşı karşıya getiriyor. Hangi siyasi gelirse gelsin halkın anasına çiftçe standart koyuyor. Halkı kendi sınıfınıza göre gruplaştırmayacaksınız Toplumu halkı kucaklayarak herkese eşit olmalısınız. 

Hüda Sesigüzel: Neden kimse konuşmuyor Kıbrıs sorunundan? Allahtan EOKA davası çıktı da rahat ettik. Mandıra verilmemiş. 100 bin tane Rum gelince buraya nereye yapacaklardı mandıraları? Muratağa Sandallar Taşkent’teki gibi katledilmek istemiyoruz. KKTC’de hürüm ve hür yaşarım. 20 sene korku matem vardı her evde. Kaybolan yüzlerce Türk nerede? Güneyde Türk düşmanlığı hırsından merhamet kalmadı. Anastasiadis’in birlikte yaşayalım söylemine kargalar bile güler. 

Halil Erdoğuş: Spor kökenli birisiyim. Madde bağımlılığına dikkat çekmek isterim. Özellikle küçük yaşlarda başlayan madde bağımlılığı ciddi bir sorundur. Çocuklara sahip çıkmak elbette aile bireylerinin görevi ancak çocuk dışarıya çıktığında ne ile karşılaşacağını bileceğiz. O yüzden aileleri bilinçlendirmek gerekiyor. 

Zorlu Töre (UBP Milletvekili): Yerli üretimi mutlaka desteklemek lazımdı. Kanımızla yoğurduğumuz bu toprağı alın terimizle de yoğurmalıyız. Bilinçli üretim çok önemlidir. Kaba yem yetiştiriciliği bizim için çok önemlidir. Türkiye’den gelen su ile Kıbrıs gerçek anlamda yeniden yeşil adaya dönecektir. Kıbrıs sorununa gelince; bu bölgeleri biz Rumlara veremeyiz, Güney Mesarya’yı da tarım ve hayvancılık üretimi nedeniyle veremeyiz. Vatanımıza sahip çıkacağız. 

Hürbüse Durmuşoğlu: Köyümüzde maddi açıdan çok ihtiyaçlı bir bayan arkadaşımız vardır. Kendisi aynı zamanda rahatsızdır da. Ben kendi imkânlarımla kendisine yardım etmeye çalışıyorum ancak çoğu zaman gücümü aşıyor. Bu bayanla ilgili son yaşadığımız bir şey, hastalandı ve biz Lefkoşa’dan buraya ambulans getirtemedik bu bayanı alıp da hastaneye götürmesi için. Bunlar sorgulanmalıdır, çözüm bulunmalıdır. Sosyal devlet anlayışı kendisini bu gibi durumlarda göstermelidir. 

Fikri Marasali: Kimse çıkıp da ‘ülkemizin bu artısı var’ diyemez.  Diyene de ne inanırım ne de kanarım. Bölgemizde de sorun çok enginardan tutun da birçok şeye kadar. Çocuk sahibi olup, çocuk okutacağım ve hem kendimin hem ailemin hem de çocuğumun geleceğine yatırım yapacağım? Bunu 1800 lira maaşla yapacağım? Bence en büyük sorun gerçekten gelecektedir.

Güncelleme Tarihi: 07 Mart 2017, 10:19
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473