banner564

Sert uyarı

Anamur’dan gelecek suyun dağıtımı ve kullanımı konusundaki belirsizlik ve bilgisizliğe dikkat çeken Soyer “eğer bunu da Türkiye’den bekliyorsak vay halimize” dedi

Sert uyarı
banner598
   Eski Başbakanlardan, CTP Gazimağusa milletvekili Ferdi Sabit Soyer, Diyalog’un iki gün üst üste manşetine taşıdığı Türkiye’den gelecek suyun dağıtımı, yönetimi ve fiyatlandırılmasıyla ilgili belirsizlik konusunda çok önemli uyarılarda bulundu.
   Konunun önemine dikkat çeken Soyer “Evet, su Türkiye'nin desteği ve katkısı ile gelecek.
Ancak bunu yapıyor diye, bizim de "elma piş, ağzıma düş " halinde olmamız mı gerekiyor?” sorusunu yöneltti. Suyun dağıtımı, kullanım alanları, yönetimi ve fiyatı konusunda her şeyin aydınlığa çıkması gerektiğini belirten Soyer “Ancak bir bakıyorum bu konuda tam bir belirsizlik ve bilgisizlik var. 
Topluma bilgi vermesi gerekenlerde sanki gözlemci imiş gibi bir haldedirler”dedi.
   “Eğer bu konuda olması gerekeni de bize, suyu getirecek olanın yapılmasını bekliyorsak, o zaman vay halimize” diyen Soyer, hükümete yönelik sert eleştirisini “Eğer bu konuda girişimci olmazsanız, Belediyelerin de bu alandan ekarte edilemelerini de yaşayacaksınız. Çünkü yaşam boşluk tanımaz”
Sözleriyle sürdürdü.
   Soyer’in, kendi sitesinden yayımladığı ‘Su’ başlıklı yazısı şöyle:
   Halkın ve yaşamın içinden öğrenmek önemlidir.
   Günümüzde Mesarya ve diğer bölgeleri gezip, hayvancılar ve tarımla uğraşanlarla konuşmak gerekiyor.
   Bu ülkede en kötü şeylerden biri veri eksikliği ve bunun sürekliliğinin olmamasıdır.
   Kısacası yaşamın tüm alanlarında ne olup bittiğini sağlıklı olarak göremiyor ve bu yüzden de çıkış için de yol da çizemiyoruz.
   İşte bu nedenle, pek çok konuyu gözlem ve yaşamın içinde, o alanda uğraşan insanların deney ve yaşanmışlıkları üzerinden ele alıyoruz.
   Bu kuraklık şartlarında nereye giderseniz gidin, su meselesinin büyük bir sorun olduğunu görürsünüz. Kuyularda su seviyesi çok düştü. Kimisi size bunu şöyle ifade eder.
   "Eskiden 5 saat su çekerdim, şimdi yarım saatte bitiyor. Kuyumdan artık su çekemiyorum."
   Bu yüzden hayvancılar bu kuraklık şartlarında, tankerle veya saatlerce kendi traktörleri ile su taşımaya çalışıyorlar mandaralarına. Su konusunda kuyu konusunda insanlar arasında kavga ve sorun oluşuyor. "Sen kullandın, benim kuyuyu kuruttun" gibi çekişmeler doruğa çıktı. Zor durumlar, çok daha zorlaşıyor her açıdan.

Büyük kötülük yaptık

   Bahçeciler ise felaket yaşamaktadırlar.
   Bu su konusunda yıllardır içine girdiğimiz duyarsızlık nedeni ile hiç bitmeyecekmiş gibi Güzelyurt aküferinden su çeke çeke onu da tuzlandırdık. Beşparmaklar'daki, Yeşilköy'deki aküferler artık, kritik eşiğe dayandı. Büyük bir kötülüğü kendimize, yurdumuza ve geleceğimize yaptık.
  Dolayısı ile su sorunu yaşadığımız yurdun, en önemli sıkıntısını oluşturmaktadır.
   Evet, bunun farklı yolları vardır. 
   Bunlardan biri de deniz suyundan arıtmadır.
   Ancak elektriğin yüksek maliyeti bunu sıkıntılı bir hale sokar.
   Şimdi su konusunda çok önemli büyük bir adım gelişti. Ilerliyor. 
   Bu da Türkiye'den su gelmesidir. Gerçekten önemli ve takdir edilmesi gereken bir proje ve girişimdir bu adım.
   Bunun gelmesi içinde yatırımlar son aşamasına gelmiş bulunmaktadır.
   Ancak üzülerek görüyorum ki bu kuraklık şartlarında ve artık bu coğrafyada suyun yaşam için büyük sorun olmaya dönüştüğü bu aşamada, bu mesele, sanki bizim meselemiz değilmiş gibi bir durgunluk, bir yabancılık yaşanmaktadır.
   Evet, su Türkiye'nin desteği ve katkısı ile gelecek.
Ancak bunu yapıyor diye, bizim de "elma piş, ağzıma düş " halinde olmamız mı gerekiyor?
   Bunun için istek ve beklenti kadar, bu olana dönük heycan da duymak gerekiyor.
   Bu bakımdan artık bu suyun dağıtımı, kullanım alanları, bu alanlara dönük ekonomik planlamaların ve yönetimi, fiyatı konusunda da her şeyin aydınlığa çıkması gerekiyor.

Gözlemci pozisyonuna girdiler

   Ancak bir bakıyorum bu konuda tam bir belirsizlik ve bilgisizlik var. 
   Topluma bilgi vermesi gerekenlerde sanki gözlemci imiş gibi bir haldedirler.
   Bu gelecek olan suyun, çok önemli bir kısmının kullanım suyu olarak değerlendirileceği açıktır.
   Bununla, Kent ve köylerimizde, insanlarımızın tuzlu ve kalitesiz su kullanma gerçeğinin ortadan kalkması çok önemlidir.
   Ayrıca bunun, özellikle kullanım suyu maksadı ile ağırlıkla Beşparmak, Güzelyurt, Yeşilköy ve diğer su havzalarından, milyonlarca ton olarak, yer altından çektiğimiz ve bu kuraklık şartları nedeni ile artık kritik eşik noktasına ulaşan su kaynaklarımızın, ana hatları ile korunmasını da getirecektir.
   Böylece hiç olmazsa gelecek olan kuşaklara bazı şeyleri bırakabileceğiz. 
Türkiye'den gelecek olan suyun belli miktarının, tarımsal alanda kullanımı bize çok yönlü ekonomik olanak ve alan sağlayacaktır.
   Ama bu kapasiteden ayrı olarak, kullanım suyu olarak yer altından çektiğimiz suyun çekimin durması ile bize bu, bunun kontrollü kullanımı ile tarımsal üretimde ekstra kapasiteler de yaratabileceği de açıktır.
   Yani gelecek olan suyun yaratacağı ekonomik alanlara, bu ek kapasite ile yenileri ilave etmek imkanı da doğacaktır.
   
Ekonomik yanı önemli

   Bunun ise ekonomik olarak bize yaratacağı ek kapasitenin üzerinde düşünmek dahi çok önemlidir.
Hem gelecek olan suyun hemde bu nedenle oluşacak ek kapasitenin tarım ve hayvancılık alanında değerlendirilmesinin topluma sağlayacağı imkanların son derece önemli olduğu açıktır.
   Dünyada geleceğin en önemli sorunun su yanısıra, gıda da olduğu düşünüldüğünde , bunun önemi bir o kadar daha ortaya çıkar.
   Bu su ile yapılacak üretimlerle, bir yandan hayvancılığın maliyetini düşürmek, öte taraftan bu yem bitkisi üretimi ile de dışa ödemek zorunda kaldığımız milyonlarca doların, yurt içinde kalmasını sağlamak imkanının gelişeceği açıktır.
   Yine bu imkanlarla bu alanda, başka üretimler ve bunun tarıma dayalı küçük sanayi ile desteklenmesi imkanları doğabilecektir. 
   Bunlar yeni iş, yatırım ve ekonomik alanlar aşılması demek olacaktır. Bu son derece önemlidir.
   Bunların Ödemeler dengemize olumlu katkı sağlayacağı gibi ayni zamanda bu olgu Verimlilik,üretkenlik konusunda da bize yeni ufuklar açabilecektir.
   Bu yüzden artık bu konuda bilinmeyenleri azaltmak gerekiyor.
   Çünkü bunun bir başka yanı da bu konudaki bilgi eksikliği nedeni ile bazı spekülatörlerin insanlara gidip, ucuz ucuz bu alanları satın alıp kapatmaya çalışmasıdır.
   Gezin Mesarya'yı ve insanlardan duyun.
   Bu zor şartlarda, suyun gelebileceği alanları "bilenlerin" nasıl ucuza toprak kapatmak istediklerini duyacaksınız.

İnsanlarla konuşmak lazım

   Çıkın ve insanlarla konuşun, kuraklıktan ötürü kuruyan su kaynaklarının yol açtığı acıları ve zorlukları duyun,dinleyin...
   Bu konu siyasi polemik ve gerginlik ile ele alınamaz.
   Bu konu, toplumsal ortak çıkarlar temelinde yaratıcı görüşlerle zenginleşmelidir. 
   Eğer bu konuda, planlamadan tutun da dağıtımına kadar olması gerekeni de bize, suyu getirecek olanın yapılmasını bekliyorsak, o zaman vay halimize. 
   Eğer bu konuda girişimci olmazsanız, Belediyelerin de bu alandan ekarte edilemelerini de yaşayacaksınız. Çünkü yaşam boşluk tanımaz. Düşünecen ve yapacan.
Üniversitelerin, uzmanların, devlet dairelerinin, hükümetlerin artık konuşması gerekiyor.
   Bunun için "bilenler" bildiklerini kendilerine saklanmasınlar. Açık bilgilendirme ile toplumla paylaşsınlar.
   Bu su projesi asrın projesi diye tanımlanıyor.Evet önemli bir proje, ama ben bunu Kıbrıs'ta yaşayan, burayı vatan bilen insanların geleceği ile bağlantılı bir proje olarak değerlendiriyorum.
   Su; susarak ve ter akıtmadan su olamaz...

Güncelleme Tarihi: 09 Eylül 2014, 11:27
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474