Diyalog Gazetesi
2014-05-26 01:28:51

Biden'in mesajlarını aldık ta biz ne sunduk?

26 Mayıs 2014, 01:28

ABD başbakan yardımcısı Biden'in gelişi ile herkes kendince bir görüş belirtti, resepsiyona toplantılara katılan, katılamayan, "Amaca değil araca" odaklananlar kadar daha geniş vizyondan yorum yapanlarda oldu..doğal olarakta farklı kesimler kendi dünyaya bakış açıları doğrultusunda paylaşımlarda bulundu.
Ben Kıbrıs Sivil Toplum Liderleri resepsiyonuna davetliydim, Sn Biden ile herkes gibi el sıkışıp konuşma fırsatı elde ettim , kendisi çok rahat bir şekilde konuşup hatta espiri yapma ortamı yarattı, gerginlik yoktu.
Kendisi davetlilere uzun uzun etkin bir konuşma yaptı ve metin zaten medyada var. Ben yaptığı konuşmaları, verdiği mesajları yapıcı ve olumlu buldum. Program akışı detayları bildirilmediği için kalıcı olması açısından kendilerine iletmek istediğim mesajı yazılı olarak hazırlamıştım, onu da sundum.
Kendilerine verdiğim yazıda "üst düzey toplantılarına Sivil Toplumu da dahil ettikleri için teşekkür ettim ve bu çok önemli mesajın gerekli çevrelere ulaşmış olduğunu temenni ettiğimi" ifade ettim. Zira inancım "Kalıcı barışçı medeniyetler ancak güçlü ve bağımsız sivil toplum üzerine inşa edilir, global manevi ve etik değerler ile beslenir, güçlü ekonomiler ile desteklenir, ama tüm bu kesimleri kucaklayarak ileri taşıyacak Liderler ile hedeflere ulaşılır" dedim.
"Biz, Kıbrıslı Türkler de evrensel boyutlarda demokrasiyi, serbest dolaşımı, insani standartların bize de uygulandığı bir dünyada , onurumuzla yaşamak istiyoruz,
Biz Kıbrıslı Türkler de çocuklarımızın Dünya vatandaşları olmalarını arzu ediyoruz,
Biz Kıbrıs'ın tüm dünyaya ve özellikle bu yöreye örnek bir barış projesi olmasını diliyoruz
Siz Kıbrıs'a doğrudan müdahil olmayacağınızı ama Kıbrıs meselesine gereken her türlü desteği sağlayacağınızı belirttiniz ve bizim de sizden ricamız budur " mesajını ilettim.
Ve kendi liderlerimizden, siyasi çevrelerden ve güney komşularımızdan ve tüm dünyadan da ricamız şudur: Allah aşkına! Artık herkes elini taşın altına soksun; gereğinden çok daha fazla laf üreten bir toplum olmanın ötesine geçelim artık. Ne siz ne biz, artık bir nesil daha bunu yaşamayalım ve bu yükü çocuklarımızın da omzuna artık yüklemiyelim, ilerlemelerini engelleyen prangalar ile dünyaya açılın diyoruz, kendimizi kandırmayalım.. Gidiyorlar ve geri dönmüyorlar. Istikrar ve anlaşma olmayan yerde ne ekonomi barınır, ne huzur ne güvenlik..
Ben ne siyasi bir model öneriyorum ne de evrensel değerlerden başka bir şeye tarafım; hayatımın her evresinde, Kanada'da yaşarken bile toplumsal barış, kültürler arası barış programını oluşturup okullara uygulamaya kadar sokan evrensel barışa inanan biriyim.
Bir toplum herşeyden önce kendi içinde birlik ve barış içinde yaşamassa, toplumsal çıkarları bireysel çıkarlarının üstünde tutmassa huzur, sevgi dayanışma gerektiren kalıcı ilerleme ve gelişme de ASLA olmadı, olamaz ve olmayacak.
Bu komşu ile olsun olmasın tüm dünya toplumları içinde geçerlidir.
Benim kendimi adadığım inancım da işte bu kadar basit.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.