Diyalog Gazetesi
2014-02-14 06:22:13

"Melek misin Şeytan mı? "

14 Şubat 2014, 06:22

Bir "belgesel" izliyordum geçenlerde, dünyadaki kötü, yanlış, hatalı ne varsa aslında insanoğlunun suçu olmadığını , uzaydan gelen varlıkların veya şeytanın Yaradana (iyiye) karşı bir savaşı olabileceği yorumu yapılmış. Bu tabii ki Batı kültürünün etkisi. Sorumluluk almama, kolaya kaçma eğiliminden kaynaklanıyor.

İnsanın içinde barındırdığı değerler -hammaddesi - ile doğduğuna inanırım. Doğru ve yanlışı öğrendikçe ve belli bir olgunluktan sonra kendi istek ve iradesi ile bu değerler gelişir, şekillenir, törpülenir ve yeraltında gömülü değerli taşlar gibi kıymeti daha da artarak açığa çıkar kullanıma geçer. İnsan doğasında da tüm değerlerin özü vardır, örneğin cömertlik değeri gibi.. Yeteri kadar gelişmediğinde ortaya cimrilik-paylaşımsızlık gibi kavramlar ortaya çıkar. Saygı gelişmeyince saygısızlık, kabalık olarak yansır. Aydınlığın olmadığı yerde karanlığın oluşmasına benzer, gerçek olan ışıktır, minik bir kibrit çöpü bile aydınlık yaratır ve bir yerden diğerine taşınabilir. Karanlık ise taşınamaz, sadece ışığın olmama halidir. Bu yüzdendir ki birbirimize özellikle çocuklara hitap ederken yansıtmasını istediğiniz değere atıfta bulunun. Örneğin ona kavgacı demek yerine barışçı ol, yalan söyleme değil dürüst olmaya, küfür etme değil saygı göstermeye davet edin. Gölgelerle savaşmak yersizdir, gölgeler daha güçlü ışık ile silikleşir, yok olur.

Yıllarca insanın doğasında kavgacılık , savaş, bencillik saldırganlık olduğu söylendi, kendi isteğimizle gelişebilecek, daha iyi ve güzel şeyler yaratabilecekken sorumluluk almaktansa kolayına kaçtık ve diğer canlıların yaşamak için iç güdüsel olarak kullandıkları duygulara indirgedik kendimizi.

Zaman içersinde bir bebeğin gelişip yetişkin olma sürecinde ki evreler gibi bizlerde gelişiyor kapasitemizin gücünü keşfediyoruz. Öğrenme, istek ve kararlılık ile dünyayı değiştiren eserler, sistemler, bilim ve sanatı kullanarak yaratabileceklerimizin bilinci evrenselleştikçe insan hakları, demokrasi, eşitlik, birlik, barış gibi , işbirliği ve dayanışma gibi ulvi değerlerin farkına daha çok vardık. Gerek kendimiz gerekse gelecek nesillerimizin daha rahat, daha güvenli ekonomik ve sosyal refah ve barış içinde yaşıyacakları bir dünya kurma çabalarımızı arttırdık.

Bu bilincin arttığı ülkelerde sosyal dayanışma, yardımlaşma, gönüllü hizmetler daha büyük oranlarda yaşanırken az gelişmiş ülkeler daha çok çatışma kültürünü sürdürdü. Ama dünyada yaratılan böyle bir ortak akıl ve bir sinerji mevcut iken bizler -ve genel olarak insanlık- ergeç evrensel boyutlarda iş birliği, yardımlaşma ve ortak yaşamayı isteyecek ve öğreneceğiz.

Bu, dilerim çok acı deneyimlerin bizi zorlaması ile değil insanın layık olduğu olgunluk ve gelişim düzeyine gelmesinden dolayı doğal gelişen bir süreç olur. Bize yakışan da budur.

canlı casino siteleri - kaçak iddaa siteleri - deneme bonusu - canlı bahis siteleri - güvenilir bahis siteleri - bahis siteleri - illegal bahis siteleri - kaçak bahis siteleri

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.