Diyalog Gazetesi
2020-11-01 06:10:18

‘Herkes benim gibi düşünsün’

Balin PALMER

01 Kasım 2020, 06:10

Ne kadar da ilginçtir ki insan birbirine bu kadar muhtaçken, bunu sürekli unutup nedense hep ayrışma yolunu seçer durur. Oysa ki insan nasıl olur da unutur ki gücünü birbirinden aldığını? Ne kadar çok birleşirse o kadar çok güçlenebilecekken neden birbirimizden farklı düşündüğümüzü fark ettiğimiz anda ayrışma yolunu seçiyoruz? 

 Ne kadar da çelişkili bir arzudur aslında özünde istediğimiz. Herkesin ve her şeyin bizimle ayni düşünmesini, tüm olayları ayni bakış açısıyla değerlendirmesini ve ayni inançlara sahip olmasını bekler dururuz. Bunun mümkün olamayacağını hatta olsaydı bile aslında gerçekten de böyle bir şey istemeyeceğimizi gözden kaçırıyoruz. Değişik sonu olmayan bir oyun yaratmışız hep birlikte. Adeta sorun çıkarmaya bağımlı olmuşuz. ‘Herkes benim gibi düşünsün, en doğru düşünce benim düşüncem’. Böyle bir şey mümkün olabilir mi? Tabi ki de hayır. Biz insanların birbirinin görüşlerinin farklı olmasıyla onları düşman ilan ediyoruz. Farklı inançları olduğu takdirde yine düşman ilan ediyoruz. Farklı bakış açıları veya faklı davranış biçimleri de olduğunda kendi kibirimizle dövüyoruz çoğunlukla birbirimizi.
Birbirimizin inancına katılmayabiliriz, birbirimizin görüşüne katılmayabiliriz; buna mecbur da değiliz. Farklı bakış açıları ve farklı yorumlama ve davranış şekillerimiz de olabilir. Burda tek hatırlamamız gereken şey birbirimizden farklı oluşumuzun aslında dünyayı daha renkli bir yer yaptığıdır ve hayatı hayat yapan şeyin de her birimizin dünyaya kattığı farklılıklar olduğudur. Dolayısı ile bizler her birimizi bu mükemmel olmayan haliyle kabul etmeyi ve saygı duymayı öğrenmeliyiz. Birbirimizden yeni bakış açıları öğrenmenin önemini hatırlamalıyız. Birini savunmaya girmeden durumu kişiselleştirmeden gerçek anlamda dinlemeyi öğrenmeliyiz. 
Farklı düşüncelere ve inançlara sahip olmamız bizleri birbirimizden ayrı düşürecek kadar güçlü sebepler olmamalıdırlar. Evet birbirimizi tabi ki eleştirme özgürlüğüne de sahibiz ve de insan ırkı olarak gelişebilmek için bunu yapmalıyız da. Ancak bunun her daim saygı ve sevgi çerçevesi içinde yapmayı bilmeliyiz. O zaman aslında çok daha etkin bir şekilde insan ırkı olarak ilerleme kaydedebiliriz. Çünkü birbirimizin söyleyeceklerini ve bakış açılarını gerçekten dinliyor oluruz ve bu gerçek dinleme hali aslında öğrenme sürecimizi hızlandırır. Ayrışmaya bu kadar meraklı olmamıza yine egomuz sebep olur. Çünkü ego her zaman en doğrusunun kendi fikri, bakış açısı ve inancı olduğuna ikna eder bizi. Peki ne pahasına bu illüzyona sıkı sıkıya tutunmayı seçiyoruz? 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.