Sevgi ve güç

Her koşulda ve her durumda gücümüzü Sevgi’den Sevgiden alırız. Sevgiyi büyük harfle yazıyorum çünkü Sevgi kelimesinin Tanrı kelimesin yerini alması gerektiğini düşünüyorum. Neden mi? Çünkü Tanrı dediğimizde her birimizde farklı bir his belirir. Her birimizin büyüdüğü yapı, çevre faktörleri, büyüdüğümüz ülkedeki dini inanışlar bu kelimenin anlamını herkes için değiştirir. Ancak Tanrı kelimesini Sevgi kelimesiyle değiştirdiğimizde, Sevginin herkes için anlamı genel anlamıyla aynıdır. Kimse Sevginin anlamını saptıramaz ve varlığını yokluğunu tartışamaz. Bence Sevgi kelimesiyle Tanrıyı tanımlamak her birimiz için çok kolay olurdu ve kısa süre içerisinde tartışma sona ererdi. Çünkü Tanrı dediğimiz şey sadece Sevgi olabilir. Ve bizlerin gerçek gücü Sevgiden gelendir. Bizlerin gerçek gücü Sevgidir. Sen Sevgisin ve ben Sevgiyim. Senin gerçeğin Ego değildir. Ego, Sevgiyle aynı anda var olamaz. Ego ayrıştırır. Sevgi iyileştirir, bütünleştirir. Mutlak gerçeklik tartışmasında bile Sevgi son sözdür. Hiç birimiz Sevgiyi göremeyiz, dokunamayız ama her birimiz Sevginin varlığını bilir ve hissederiz. Hiç bir tanemiz yoktur ki çıkıp Sevgi diye bir şeyin olmadığını söylesin. Sevgi her yerde aynı şeydir. Sevgi evrenseldir. Dünyanın da ötesindedir. Sevgi tüm varoluştur ve her şeyin anlamıdır. Sevgi senin ve benim özümüzdür. Bu her birimizin mutlak gerçeğidir. Dünyada sevgisizlik olan her noktada Sevgi arayışı vardır, Sevgi çağrısı vardır. O yüzden kötülük diye adlandırdığımız her şeyi ancak gerçek gücümüzle Sevgi gücüyle çözüme ulaştırabiliriz. Çünkü bir kişi ki kendi gerçek Sevgi gücüne uyanır onun adım attığı her yerde ışık vardır ve karanlık orada varlığını sürdüremez. İçimizde ve dışımızda yaşadığımız tüm sevgisizlik anları bizden taraf iyileştirilmeyi bekleyen taraflarımızdır. Durum çok basittir. Ben kendi içimde yaşadığım her sıkıntıda Sevgiden kopmuşum demektir. Tek yapmam gereken Sevgiye dönmektir. ‘Sevgi bu noktada ne yapardı?’ sorusunu sormak. ‘Sevgi bu noktada ne derdi?’ sorusunu sormak. ‘Sevgi bu noktada nasıl karar verirdi?’ sorusunu sorabilmek. Bu basit ama etkili çözüm yöntemleri bizleri kendi gücümüze doğru taşıyacaktır. Hiçbir zaman çözümler zor değildir. Cevaplar her zaman önümüzde ve basittirler. O yüzden onları bazen görmekte zorlanırız. Çünkü zihin karmaşık olanda cevap aramaya alışmıştır. Oysaki tüm muhteşemlikler basitlikte, sadelikte gizlidir. 
Sevginin değiştirip dönüştüremeyeceği hiçbir durum yoktur. Dünyadaki değişimi yaratmak istiyorsan ve yaşam amacının çağrısını duyuyorsan, yapman gereken çok basit; Sevgiye yani gerçek gücüne geri dön. Sevgisizliğini reddetme, bastırma, yargılama da. Sadece gör ve farkında ol. İnsanlığın kurtuluşu içindeki Sevgi'ye geri dönüp onu her ortamda taşıyabilmesinden geçer. O zamandır ki ben ve sen ayrımı biter ve geriye sadece ‘Biz’ kalır. ‘Biz’ olmayı başardığımız gün bu oyunun çözümlenmiş olduğu gün olacaktır.