Kendi içine bir yolculuk

Herbirimizin kendimizi algılayış biçimi vardır. Mesela bazılarımız kendi değerinin çok iyi farkındadır ve kendisini bu değer üzerinden algıladığı için hayatı da ona göre şekillenir ve şekillendirir. Yaptığı seçimler, her gününü yaşayış biçimi bu algıdan gerçekleşir. Tahmin edebileceğiniz gibi bu çok da fena duyulmayan bir gerçekliğe sebep olur. Bir de bazı diğerlerinin kendini algılayış biçimine bir göz atalım. Mesela kendisini değersiz hisseden bir kişinin gerçekliğine bir göz atalım. O kendi değerinin farkında olmadığı için, kendi hayatındaki gerçekliği bu algı üzerinden yaratır. Genelde hayatın dışındaymış gibi hisseder. Hep bu oyuna dahil olmaya çabalar durur. Genellikle suistimal edildiği alanlarda kendisini bulur. Neden mi? Çünkü bilincindeki inanç sistemi onu arzuladığı ortamlara ve olaylara götürür. Genelde aynı şeylerin farklı versiyonlarını film sahnesi gibi kendisi başrol oyuncusu olarak deneyimler. Aslında sanki de hayat sürekli olarak onu cezalandırıyormuş gibi hisseder. Ama gerçeğinde bu olayların ve dayanılmaz duyguların tekrar ve tekrar yaşanmasıyla hayat ona bir iyilik yapar. Gerçekliğe uyanması için bir çağrı gibidir bu olaylar. Kendi değerini fark etmesi, kendini bırakması ve her şeyin en güzeline onun da laik olduğunu bilmesi için fırsatlardır bu olaylar. 
Birinci anlattığım örnekte, kişi kendi değerinin farkında olduğu için genellikle ‘şanslı’ dediğimiz kişiler olarak adlandırılırlar. Bir şekilde büyürken bazılarımız ‘ben değerliyim’ inanç sistemini bilinçaltında oluştururken bazılarımız da ‘ben değersizim’ inanç sistemini bilinçsizce oluşturur. Bu oluşum üzerinde bir kontrolümüz olmayabilir ancak bunu değiştirme üzerinde tüm kontrol bizdedir. ‘Ben değersizim' inanç sistemini benimseyen bir kişi, bu titreşimle birlikte, bu duyguyu onaylayacak durumlar yaratmaya başlar. Çünkü onun bilinçaltından çıkan emir budur ve bizler kendi hayatlarımızın yaratıcıları olduğumuz için kendimizle ilgili neye inanıyorsak ve kendimizi neye laik görüyorsak onu yaratırız.
Bu noktada ben şunu söylemek istiyorum. ‘Şanssız’ diye adlandırdığımız bazılarımızın hayatını değiştirmesi ve hayatında muhteşemliği deneyimlemesi onun bir seçimine bakar. Evet büyürken değerli olduğu inanç sistemini benimseyerek büyüyen bir kişi için bazı şeyler daha kolay gerçekleşebilir. Ama bilinçaltımızdaki inanç sistemlerini değiştirmek tamamen bizim elimizdedir ve bu mümkündür. Yeter ki kişi bunu istesin. Bu bir kökten değişim sürecidir ve bu değişim tüm hayatımızın gözlerimizin önünde değişmesine sebep olur. Bazı zamanlar kolay bazı zamanlar zor da olsa, kişinin kendi yaratım gücüne uyanması ve kendi gerçekliğini bilmesi için yaşanılan muhteşem bir yolculuktur bu.