banner564

‘Arayan, soran yok’

Eski milletvekillerinden Ahmet Çaluda “Size bir oy veren kişi, beş yıl üzerinizde binili gezmek ister” dedi

‘Arayan, soran yok’
banner598

Ufuk ÇAĞA

Eski milletvekili ve sendikacılardan Ahmet Çaluda, ülkede eskiden beri siyasi yanlışlıklar yapıldığını belirterek, “Maalesef Kıbrıs Türk halkı eğer siyasi gücünüz varsa yanınızdadır, eğer bu gücü kaybederseniz hiç kimseyi yanınızda göremezsiniz. Benim de böyle oldu, birkaç gerçek dostum haricinde arayıp soran yok” dedi.

Diyalog’un sorularını yanıtlayan Ahmet Çaluda, siyasette yapılan yanlışlıkların devam ettiğini ve halkın siyasilere olan güveninin her geçen gün azaldığını vurguladı.

“Eski siyasetçilerin yaptıkları hatalar nedeniyle insanların vekilleri iş takipçisi olarak kullanmak istediğini” dile getiren Çaluda, “Size beş yılda bir oy veren kişi, sizin üzerinizde binili gezmek ister, her istediğini yapacaksınız, aradığı zaman telefonuna bakacaksınız, yasal olan veya olmayan işlerini yapmaya çalışacaksınız, eğer bunu yapmazsanız hem size laf söyler hem de ‘bir daha sana oy vermeyecem’ diye tehdit eder. Artık bu alışkanlıkların kırılması lazım” diye konuştu.

 

Referandumda bu sefer evet diyeceğim...

Annan Planı referandumunda “hayır” oyu kullandığını, olası bir çözümde  bu kez “evet” diyeceğini açıklayan Çaluda, her gün göçmen olma kaygısı ile yaşamaktan usandığını söyledi.

Rumlarla içiçe yaşamak istemediğini de belirten Çaluda, “Çocuklarımın da aynı korkuyu yaşamasını istemiyorum” dedi.

Ahmet Çaluda, çözüm müzakerelerinde  en zor konunun, toprak ve göçmen olacak kişiler meselesinde yaşanacağına işaret ederek,  Güzleyurt’ya 4-5 kez göçmen olmuş insanlar olduğunu, insanları yeniden göçmen durumuna düşürmeyecek bir anlaşmaya varılması gerektiğini söyledi.

Ahmet çaluda, Diyalog’un sorualrını şöyle yanıtladı:

 

Soru:Siyasete ne zaman başladınız, ne zaman ara verdiniz?

Yanıt:1983 yılında Ululsa Birlik Partisi Yeşilyurt örgüt başkanı olarak siyasete başladım, daha sonra bu parti içerisinde çeşitli görevler üstlendim. Lefke Belediyesi’nde 3 dönem belediye meclis üyeliği yaptım, 1997 – 2009 yılları arasında Kamu–İş Başkanlığı yaptım, daha sonra milletvekili seçilerek meclise girdim. Siyaset ile halen uğraşmaktayım.

 

Soru:Siyaset öncesinde ne iş yapıyordunuz, şimdi ne yapıyorsunuz ?

Yanıt:Siyaset öncesinde sendikacılık ile uğraşıyordum, şu anda Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’ndaki işime döndüm, ancak sendikacılık ile de ufak ufak uğraşmaya başladım.

 

Soru:Ekonomik durumunuz nasıl, nasıl geçiniyorsunuz? Ne kadar maaş alıyorsunuz?

Yanıt:Ekonomik durumum iyidir. Benim işimden dolayı aldığım maaş ve çalışan eşimin de aldığı maaş var.

 

Soru:Bakmak ile yükümlü olduğunuz kimseler varmı? Kimlerdir? Ne iş yapıyorlar?

Yanıt:Eşim ve üniversitede okuyan 2 çocuğum var.

 

Soru:Son zamanlarda ciddi bir sağlık problemi yaşadınızmı?

Yanıt: Hayır, herhangi bir sağlık sorunu yaşamadım.

 

Soru: Siyasetten ayrıldıktan sonra dostlarınızın size karşı ilgisi değişti mi? Arayıp soran oluyor mu?

Yanıt:Maalesef Kıbrıs Türk halkı eğer siyasi gücünüz varsa yanınızdadır, eğer bu gücü kaybederseniz hiç kimseyi yanınızada göremezsiniz. Benim de böyle oldu, birkaç gerçek dostum haricinde arayıp soran yok.

 

“Alışkanlıkların kırılması lazım”

 

Soru:Bugünkü siyaseti nasıl buluyorsunuz, yanlışlar nelerdir, neler yapılmalıdır?

Yanıt:Bizim ülkemizdeki siyasi yanlışlıklar eskiden beri yapılıyor ama giderek siyasilere olan güven daha da azalıyor. Ülkenin küçük olması, ekonominin kötü olması ve eski siyasetçilerin yaptıkları hatalar nedeniyle insanların vekilleri iş takipçisi olarak kullanmak istemesi bu olayı tetikledi. Size beş yılda bir oy veren kişi, sizin üzerinizde binili gezmek ister, her istediğini yapacaksınız, aradığı zaman telefonuna bakacaksınız, yasal olan veya olmayan işlerini yapmaya çalışacaksınız, eğer bunu yapmazsanız hem size laf söyler hem de ‘birdaha sana oy vermeyecem’ diye tehdit eder. Artık bu alışkanlıkların kırılması lazım. Yoksa siyasetçilere olan güven her geçen gün azalacaktır. Bir de artık eskisi kadar cesaretli siyasetçi kalmadı, bunun nedeni de dar bölge seçim sistemi. Bence seçimlerin ada genelinde yapılması ve karma oyun kalkması gerekiyor.

 

“Hergün göçmen olma kaygısı ile yaşamaktam usandım”

 

Soru:Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?

Yanıt:Bu güne kadar Kıbrıs konusunda çözüme inanmıyordum, Annan Planı’na da ‘hayır’ dedim. Ama bundan sonra olacak olan herhangi bir referandumda ‘evet’, yani olumlu oy kullanacağım. Bunun nedeni ise artık her gün korku ile her gün göçmen olma kaygısı ile yaşamaktam usandım, hiç olmazsa anlaşma olsun ki biz de ne yapacağımızı bilelim.

 

Soru:Kıbrıs Türk tarafı çözüme hazır mı?

Yanıt:Bence Türk tarafı çözüme hazır değil. Sayın Cumhurbaşkanı da bu konuda gafil avlandı. Türkiye ve diğer dünya devletlerinin bu işe aniden ağırlık vermeye başlaması bizi hazırlıksız yakaladı görüşündeyim.

 

Soru:Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak? Ve bu nasıl çözülebilir?

Yanıt:Bana göre en büyük sorun toprak konusunda ve göçmen olacaklarla ilgili kişilerle yaşanacak. Bu bölgede 4, 5 kez göçmen olan insanlar var, yine tüm ülkede mal alıp satanlar var, bu sorunları çözmek kolay olmayacaktır. Yine insanları yeniden göçe zorlamak ne kadar vicdani olacak. Bu işin en kolay çözümü tazminatlarla olur, Türkiye bu tazminatları ödeyerek hiç kimsenin yeniden göçmen olmamasını da sağlayabilir.

 

Soru:Çözüm olursa siz ne yapacaksınız?

Yanıt:Ben Rumlarla içiçe yaşamak istemem, çocuklarımın benim gibi korku içerisinde yaşamasına karşıyım. Durum ne olur bilemem ama en kötü ihtimalle Türkiye’ye yerleşip orada yaşarım.

yarın: Vasfi CANDAN

Güncelleme Tarihi: 26 Mart 2014, 01:23
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner473