Hüseyin ÇİÇEK

   Kıbrıs Türk Federe Meclisi’nin ilk üyelerinden olan Mehmet Altınay, 1976 yılında Toplumcu Kurtuluş Partisi’nden (TKP) mileletvekili seçildi. Bir dönem bakanlık da yapan Altınay, 1990 seçimlerinde Meclisi boykot eden milletvekillerinden biriydi.

   Halen DAÜ’de Dekanlık yapan Mehmet Altınay’a göre, milletvekilleri ikinci bir iş yapmamalı. Altınay, bakan atamalarının da ‘uzmanlık alanına göre’ yapılmasını istedi.

   Mehmet Altınay, Diyalog’un sorularını şöyle yanıtladı:

   Soru: Siyasete ne zaman başladınız, ne zaman ara verdiniz?

   Yanıt:Siyasete 1976 yılında başladım, 1990 yılında yapılan seçimlerde seçildiğim halde meclisi protesto edip girmeyen vekillerden biri de bendim, o tarihten sonra da siyasetten çekildim.

   Soru: Siyaset öncesinde ne iş yapıyordunuz?

   Yanıt: Siyasete başlamadan önce “Cypfruvex” isimli bir şirketin Gazimağusa şubesi müdürüydüm. Şu anda ise Turizm ve Otelcilik Fakültesi Dekanıyım.

   Devletten emekli olduğum halde bundan feragat etim. Vekilliği bıraktığımda 44 yaşındaydım, akademisyenliğe yöneldim ve durumumdan gayet memnunum.

By pass geçirdi

   Soru:Bakmak ile yükümlü olduğunuz kimseler var mı? Kimlerdir?

   Yanıt: Bakmakla yükümlü olduğum kimse yok. Çocuklarım, torunlarım hepsi işinin başında, oğlum Oxford Üniversitesinde Profesördür.

   Soru: Son zamanlarda ciddi bir sağlık problemi yaşadınızmı?

   Yanıt: 2000 yılında bir by pass ameliyatı geçirdim, onun haricinde şeker hastasıyım ancak bu hastalık ile yaşamaya alıştım.

   Soru:Siyasetten ayrıldıktan sonra dostlarınızın size karşı ilgisi değiştimi? Arayıp soran oluyor mu?

Siyasetten ayrıldıktan sonra çok daha fazla dost kazandım, neredeyse her evde bir tane öğrencim var, binlerce aileyle bağım var, buda akademisyen olmamın bir avantajıdır ve durumumdan gayet memnunum, hangi siyasetçinin bu kadar bağı var ?

Demokratik yapı iyileştirilmeli

   Soru: Bugünkü siyaseti nasıl buluyorsunuz ? yanlışlar nelerdir neler yapılmalıdır?

   Yanıt: Bir defa partilerde demokratik yapı daha iyi olmalıdır, potansiyel insanların önü açılmalıdır. Hükümetlere baktığınız zaman, bakanlık verdiği kişilerin bir çoğu ilgili bakanlığın alanında uzman değildir. Bakanlık verilirken  ilgili bakanlık alanında uzman kişilerin o makama oturtulması gerekmektedir.

   Bir de milletvekillerinin bu işi profesyonel olarak yapmaları gerekmektedir. Bugünkü milletvekillerinin çoğu vekillik yanında başka iş ile de uğraşıyor, bizim dönemimizde biz sadece milletvekilliği yapıyorduk.

Çözümsüzlük en kötü durum

   Soru: Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?

   Yanıt: Ortak paydalarda kazan-kazan yaklaşımı ile bir çözüm olmasını arzu ederim, şu anki çözümsüzlük durumunun en kötü durum olduğunu düşünüyorum, çözüm olması halinde bir istikrar geleceğini düşünüyorum.

   Soru: Kıbrıs Türk tarafı çözüme hazır mı?

  Yanıt: Bence Türk tarafı olarak çözüme hazırız, çünkü çözümsüzlüğün bedelini ödeyen taraf biziz,  çözüm için hazır olduğumuzu düşünüyorum.

Güç paylaşımı ve mülkiyet

   Soru:Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak? Ve bu nasıl çözülebilir?

   Yanıt: İki tane temel sorun vardır güç paylaşımı ve mülkiyet. Güç paylaşımı konusu biraz karışıktır ancak mülkiyet konusunun al – ver ile çözülebileceğine inanıyoyum,  yani bizim için bazı yerlerin  Rum tarafına verilebileceğine ve bunlara karşılık bizimde kazanımlar elde edebileceğimize inanıyorum.

   Soru: Çözüm olursa siz ne yapacaksınız?

   Yanıt: Ben akademisyen olarak çalışmaya devam edeceğim, benim mesleğim uluslararası bir meslektir dolayısı ile benim için herhangi bir değişiklik olmayacaktır, mesleğimi sürdüreceğim.

Yarın:Kemal Emirzade