banner564

Tanıtım şart

Türkiye’nin dünya çapında tanınmış firmalarından Paşabahçe’nin fuar ve etkinliklerinden sorumlu olan Senem Kantarcıoğlu KKTC için önerilerde bulundu

Tanıtım şart
banner598
HK Ajans
Senem Kantarcıoğlu, Ankara’da doğup büyümesi ve şu anda hayatını İstanbul’da sürdürmesine karşın, Kıbrıs ile bağını hiç koparmamış. Yüksek öğrenimini de ülkemizde yapmış. Yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türkler olarak, ülke için kaygılanan ve yapılması gerekenleri sıralayan Kantarcıoğlu, tanıtım atağının artırılması gereği üzerinde duruyor. Teşviklerin artırılması ve istikrarlı bir hükümet kurularak bürokrasinin düzgün çalışması halinde birçok kişinin ülkede yatırım yapmaya hazır olduğuna vurgu yapan Kantarcıoğlu, üniversiteler adası olarak anılmak için de üniversite izinleri konusunda titiz davranılmasını öneriyor. Kantarcıoğlu, yurt dışında yaşayanlar olarak mecliste temsiliyet, seçme seçilme hakkı taleplerini de dile getiriyor. İşte detaylar....
Soru: Kamuoyunun sizi tanıması açısından bize kendinizi anlatır mısınız?
Kantarcıoğlu: Annem Baf –Pelatusalı ve zamanında üniversite eğitimi için Ankara’ya gelmiş. Üniversite’den sonra evlenmiş, çalışmaya başlamış ve Ankara’da kalmış. Ben de doğal olarak Ankara’da doğmuşum. Ankara’da Kıbrıs Türk Kültür Derneği sayesinde, tüm yaz tatillerimi  adada geçirmemden dolayı çocukluğumdan beri bağlarımız hep güçlü kaldı.  Ardından da üniversite için geldim ve Yakın Doğu Üniversitesi, İşletme Bölümü’nden mezun oldum.
Soru: Kaç yıldır İstanbul’da yaşıyorsunuz?
Kantarcıoğlu: 20 senedir İstanbul’da yaşıyorum. Doğma büyüme Ankara’da olsam da, YDU’dan mezun olduktan sonra çalışmak istediğim firmalar İstanbul’da olduğundan dolayı İstanbul’a geldim. YDÜ’nün Mezunlar Derneği, YADOMED’i kurduk öncelikli İstanbul’da.  Sonrada hemen Kıbrıslı Türkler’in kurmuş oldukları derneklerle irtibata geçtim ve birçok kişi ile tanıştım bu sayede. 
Soru: Yaptığınız iş konusunda bize bilgi verebilir misiniz?
Kantarcıoğlu: Şişecam grup şirketlerinden birisi olan Paşabahçe’de çalışıyorum. fuar ve etkinliklerden sorumluyum. Ayrıca ithalat, ihracat şirketim var. Paşabahçe’de tanıtım için yurtdışı fuarlarına katılıyoruz, oldukça seyahat ediyorum o yüzden. Bayi toplantılarımızın ikisini de bu sene Kıbrıs’ta gerçekleştirdik. Kapalı Maraş bölgesi, İngiliz danışmanımızın o kadar çok ilgisini çekti ki, kendisine daha sonra çeşitli kaynaklar temin ettik bilgi edinmesi için. 
Soru: Kendi işiniz açısından ülkemize baktığınızda ne görüyorsunuz?
Kantarcıoğlu: Maalesef fuarcılık Kıbrıs’ta gelişemeyen bir sektör, ambargolar, direkt uçuşların olmayışı, yatırım ile ilgili problemlerden dolayı. Bu konunun önünü çok açık görmüyorum açıkçası.Kendi şirketimde ise, Kıbrıs’a ürün satıp, ürün alıyorum. Bazı ürünleri yurtdışına pazarlamaya çalışıyorum ama miktarlar çok fazla değil. Burada amaç para kazanmaktan çok, ada ile ilgili bir şeyler yapmak. 
Soru: KIBISAD hakkında bize bilgi verebilir misiniz?
Kantarcıoğlu: KIBISAD’ın kurucularından biriyim. Hatta, yine, İstanbul’da yaşayan, Gökhan Emirkanı ile beraber başlattık bu çalışmayı ve bu sayede birçok kişiye ulaştık. Türkiye’de yaşayan çok güzel işlerde çalışan insanlarımız var ama birbirimizden haberimiz yok. Yaptığımız etkinlikler ile yeni çevreler tanıyoruz. Böylelikle, ihtiyaç durumunda işlerimizde birbirimize destek olabiliyoruz. Kıbrıs’taki derneklerle, ticaret odası ile de görüşmeler yapıyoruz. Etkinliklerde, bir araya geliyoruz. Türkiye’den, Kuzey Kıbrıs’a yatırım yapmak isteyenlere ışık tutmaya, adamızdan, Türkiye’de iş yapmak isteyen kişilere ya da şirketlere, konularında uzman kişilerden danışmanlık almalarına ve tabi ki KKTC’yi her platformda tanıtmaya çalışıyoruz. 
Soru: İstanbul’da yaşayan Kıbrıslılar olarak  ülkemizde baktığınız zaman nasıl bir tablo görüyorsunuz?
Kantarcıoğlu: İstanbul’dan KKTC’ne bakınca kesinlikle daha huzurlu ve daha sakin bir yaşam görüyorum. Burada insanlar evden işe, işten eve gidebilmek için genellikle saatler harcıyorlar ve bu saatler trafik keşmekeşinden dolayı ekstra stres yüklenmemize sebep oluyor. Mesafeler aile ve sosyal ilişkilerimizi de olumsuz etkiliyor, örneğin iş çıkışı arkadaşımla bir kahve içeyim, dertleşeyim demek bile mesafelerden dolayı külfet haline gelebiliyor. Büyük şehrin büyük dertleriyle boğuşuyoruz demek abartılı olmaz sanırım.Ayrıca İstanbul’da maaş ve gelirin Kıbrıs’tan yüksek olduğu hep konuşulur ancak buradaki giderleri topladığımız zaman, refah düzeyinin Kıbrıs’ta daha iyi olduğunu söyleyebilirim.
Soru: İlerde KKTC’ye yatırım yapmayı düşünür müsünüz?
Kantarcıoğlu: Bir taraftan güney kesimi ile görüşmeler devam ederken, diğer taraftan Türkiye’ye bağımlı ekonomik yapısı devam etmektedir. Bu da dış ticareti olumsuz etkilemektedir.Yıllardır yurtdışında yaşayan bir insan olarak altını çizerek söyleyebilirim ki tanıdığım tüm Kıbrıslı Türk iş insanları KKTC’ne yatırım yapmayı mutlaka denemişlerdir veya denemek istemektedirler. Ancak KKTC’ndeki siyasi istikrarsızlık kurulan hükümetlerin en fazla 3-4 yıl sürmesi ve devletin süreklilik arzeden bir ekonomik politikası olmaması bizleri tedirgin etmektedir. Ayrıca nüfusun azlığı büyük çaplı iş yapmak için uygun olmadığı ve bürokrasinin çok ağır işlediği gerçeğini de görmezden gelemeyiz. Yatırım için girişimlerde bulunan birçok kişi de bürokrasi zorluklarından dolayı vazgeçip geri döndüler. Beyin göçü hakkında hep çalışmalar yapılıyor diye duyuyoruz ama, sanırım hep sözde kalıyor. İş olanakları ve yatırımların arttırılması konusunda teşvikler olması durumunda yurtdışında yaşayan çok insan geri dönecektir. Özellikle İstanbul’da birçok kişi, artık buradaki yorucu ve yıpratıcı hayattan bıktıkları için farklı iş olanakları ve yaşam alternatifleri arıyorlar. Bu, neden Kıbrıs olmasın? Türkiye’de geçen sene yaşanan olaylardan sonra Kuzey Kıbrıs’ta emlak satışları ve fiyatları oldukça yükseldi bildiğim kadarı ile. Beyaz Yakalı diye adlandırılan kesimin gelip konut almaları ve yatırım yapmaları da güzel bir gelişme oldu bizim için.
Soru: KKTC hükümetinden beklentileriniz nelerdir?
Kantarcıoğlu: Bürokrasinin hantallıktan kurtarılması, teşvik yasası, devlet kredilerinin arttırılması. Ülkemizin tanıtım faaliyetlerinin arttırılması. Ülkemiz hakkında konuşulurken, karşımızdaki kişilerin aklına öncelik olarak kumar ve vb imajların değil de, adamızın eğitim adası olarak anılmasını istiyorum mesela. Üniversitelere izinler verilirken daha çok kriter getirilmesi ve denetimlerin arttırılması lazım sanırım. Artık ticarete döndü bu konu, üniversite açmak rant kapısı olarak görülüyor. Yök’den onaylı 14 üniversite ile beraber adada onaylı 32 üniversite var.  Başvuru yapanlar, 2 sene geçerli üniversite izinlerini alıp, satış için elinde bekletiyor. İsimler, üniversiteler el değiştiriyor sürekli. Açılacak bölgelerdeki alt yapılar da kaldırmıyor. Gastronomi turizmi, eko turizm, spor turizmi ve kongre turizminin arttırılması için çalışmalar yapılmalı. Bu çalışmalarla, adamızın sanıldığının aksine, birçok zevke ve kişiye hitap eden bir yer olduğu konusunda tanıtımlar yapılmalı. Kendimizi tanıtma konusunda çok eksiğiz. Adaya direkt uçuşlar yapılabilirse, turizm oldukça ivme kazanacaktır. 
Yurtdışında yaşayan bizlere, vergi vermemize, erkeklerin vatani görevini orada yapmasına rağmen, oy hakkı verilmiyor seçimlerde. Ada içinde yaşayanlardan çok yurtdışında yaşayan var deniliyor ama şuana kadar hiçbir hükümet bunu araştırmasını yapmadı. Biz bu sayılara ulaşmak için bazı çalışmalar yapmaya çalıştık ama çok ilerleyemedik. Bunun için hükümetler arası resmi yazışmalar yapılması, resmi adımlar atılması gerekiyor. Yurtdışında yaşayan Kıbrıslı Türkler ile ilgili bildiğim kadarı ile Dışişleri Bakanlı’ğında bir birim vardı ama ilgili kişi yoktu. Türkiye’de olduğu gibi Başbakanlık bünyesi altında çalışma yapılacaktı, orada kurulan ekip de dağıtıldı. Ancak bir defa tanışma toplantısı yapabildik, kendileri ile. Meclis’te temsiliyet konusunda da, görüşmeler rağmen, hiçbir ilerleme sağlanmamıştır. Ülkemiz ile ile ilişkilerimizi sıkı tutabilmek için, yeni hükümetin bu konu üzerine düşmesi umudu taşıyorum. Tüm bunlara bağlı olarak, yurtdışında yaşayan Kıbrıslı Türkler, kendilerini ülkelerinden soyutlanmış hissetmektedirler ve yönetiminde söz sahibi olamadıkları ülkelerine yatırım yapmalarını beklemek de, bu noktada çok gerçekçi görünmüyor. Maalesef, Ticari Ateşeliklerimiz de yok. İstanbul gibi bir yerde, başkonsolosluk bünyesinde, Ticari Ateşeliğimizin olmaması çok büyük bir eksik.Özellikle yurtdışında yaşayan bizlerin devlet ile olan işlerini kolaylaştırmak için, E-devlet konusunun biran önce yürürlüğe girmesi gerekiyor. Başbakanlığın bu konu üzerine daha çok düşmesi gerekiyor.
Soru: Adaya kesin dönüş yapmayı düşünüyor musunuz?
Kantarcıoğlu: Adaya yerleşmek, hep hayalim. Huzur buluyorum burada fakat sanırım emekli olunca gerçekleştirebileceğim hayalimi. Ötelememim sebebi tabi ki iş olanaklarının az oluşu ama bulduğum her fırsatta, kısa kısa da olsa gelmeye çalışıyorum adamıza.

Güncelleme Tarihi: 05 Mart 2018, 11:04
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474