banner564

‘Tartışılamaz’

Diyalog’a konuşan KKTC’nin Dışişleri eski bakanları garantilerin ‘tabu olduğunu’ söyledi

‘Tartışılamaz’
banner598
Çiğdem AYDIN 


  Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu’nun “garantiler tabu değildir” açıklamasına, Dışişleri eski bakanlarından tepki geldi.
  Diyalog’a konuşan Taner Etkin, “Garantiler tabudur” derken, Atay Ahmet Raşit, garantilerin bulunacak çözümde devam etmesi gerektiğini söyledi. Dışişleri eski bakanlarından Vedat Çelik “Türkiye’nin garantörlüğü tartışılamaz” derken, Kutlay Erk, bulunacak çözümde “Güvenlik ve garanti düşünülmelidir” şeklinde konuştu.

Taner Etkin:Burcu’nun açıklamaları çok yanlış

  “Barış Burcu’nun açıklamalarını çok yanlış buluyorum, kendisi atanmış bir kişidir ve atanmış bir kişi olarak Kıbrıs Türk halkının iradesine saygı duymalıdır, KKTC Meclis kararlarına da saygılı olmalıdır. Türkiye’nin garantörlüğü bizim için tabudur ve bunun için gerekirse sonuna kadar mücadele edeceğiz. Çünkü Kıbrıs Türk halkının can ve mal güvenliği ancak Türk askerinin Anavatanın adadaki varlığıyla mümkündür. Barış Burcu bulunduğu makamı iyi değerlendirsin. Türk askerinin varlığı ve Türkiye’nin garantörlüğü bugün Kıbrıs Türk halkının varoluş ve özgürlük mücadelesinin temelidir bu böyle biline.”   
  Soru: Türkiye’nin şu anki garantörlüğünü sulandıracak veya kapsatmayacak bir çözüm önerisi ortaya çıkarsa tepkiniz ne olur? 
  Yanıt: Türk ulusu bugün garantörlüğün kaldırılmasını asla kabul etmez. Evet, Sayın Akıncı yüzde 60-62’lik bir oy ile seçilmiş olabilir fakat bu benim bağımsızlığımdan, kendi devletimden, garantörlüğün sürdülmesinden veya sulandırılmasından vazgeçtiğim anlamını taşımaz. Kıbrıs Türk halkının mücadelesinden vazgeçtiği anlamını buradan çıkarmaya çalışan zihniyetler yanılıyor. Elbette bir anlaşma olsun Kıbrıs Türkü’nün egemenlik, varlık, siyasi eşitlik temelinde yapılacak bir anlaşmaya biz de varız fakat garantörlüğün sulandırılabileceği veya yok sayılabileceği bir anlaşma söz konusu dahi olamaz.” 

Atay Ahmet Raşit: Garantiler olmazsa olmazımız 
  “Sayın Burcu’nun açıklaması pek hoş bir açıklama veya doğru bir açıklama olmadı diye düşünüyorum. Doğru bir çıkış değildi. Kaldı ki bu konuda özellikle Türk tarafında bir konsensüs sağlanmış değildir. Bu nedenle Barış Burcu Bey’in açıklaması arada cılız bir ses gibi kalmıştır. Bu açıklamanın ardından Sayın Akıncı durumu düzeltmeye çalışarak beşli zirveden bahsetmiştir ama bu durum göstermiştir ki Akıncı ve ekibi daha çok yeni ve aralarında da bir uyumu sağlayamamışlardır. Özellikle Rum tarafı bilinmelidir ki büyük bir beceriyle kendi iç dinamiklerine ve müzakerelerde garantilerin tartışılmasına kapı açmak için bunu ustaca kullanıyorlar. Bu konu basit bir konu olmamakla birlikte Rumların sürdürdüğü kurnaz politikalara da hizmet etmemelidir.

  “Kıbrıs Türk halkının olası bir çözümde olmazsa olmazı ilk olarak garantilerdir. Ardından siyasi eşitlik gelir ve bu halk garantörlüğün kalkması veya sulandırılmasını kabul etmesi mümkün değildir. Hele ki bölgemiz yangın yerine dönmüşken bölgenin güvenliğini Türk askeri sağlamaktadır. Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri bugün Kıbrıs’ta bir damla dökülmemesinin belki de tek nedenidir. Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri’nin ada üzerinde sağladığı güvenli barış ortamından bana göre Rumlar da akıllıca faydalanmalıdırlar. Eğer ki olası bir çözümde Rumların bir art niyeti yoksa Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri’nin Türkiye’nin garantörlüğünden bir çekinceleri olmamalı dahası Türk Garantörlüğü ve güvencesinde yaşamayı tahakküm etmelidirler.” 

Vedat Çelik:Grantiler tartışılamaz 
  “Garanti anlaşması ciddi bir konudur ve ciddi bir anlaşmadır. Ana unsurlardan biridir burada kan gövdeyi götürüyordu, Türkiye ve Yunanistan karşı karşıya gelmişti ve bu anlaşma ortaya çıktı. Garanti anlaşmaları ucuz bir konu değildir ve bu şekilde ucuz ucuz konuşulacak bir konu da hiç değil. Olmazsa olmazlarımızdır garantimiz. Üstelik garanti anlaşmasını biz istedik çünkü mağdur olan taraf bizdik onlar silahlı taraftı öldürülen, soykırım uğrayan bizi ebetteki bizim kırmızı çizgimiz garanti anlaşması olacak. Buradaki en büyük hata bütün kırmızı çizgilerimizi tartışmaya açmaktı. Rum’un ve Yunanistan’ın değişmez amacı Enosis hala sürmektedir. Sayın Akıncı, Enosis’in amacının sürdüğünü düşünmüyorum diye beyanat vermiştir fakat onlar zaten Enosis’i Avrupa Birliği’ne tek taraflı girmekle büyük ölçüde gerçekleştirmiştir. Adanın stratejik konumu dururken Türkiye’nin garantörlüğü tartışılmaz. Sayın Sözcü’nün bu açıklaması bizleri derinden üzmüştür.” 
  “Bir kere bilinmelidir ki iki toplum arasındaki güvensizlik devam etmektedir. Güvenlik konusu birinci derecede unsurumuzdur müzakerelerde. Toplum buna karşı çıkacaktır kanaatindeyim. Eğer Rumların art niyeti yoksa eğer Rumlar samimiyse o zaman ilk olarak Garantiler ve Türk askerinin adadan gitmesi koşulunu Güven Yaratcı Önlemler konusunda da gündeme getirmezdi. Güven Yaratıcı Önlemler’de ne istediklerine bakıyorum, güvenlik, Maraş, Güzelyurt verilsin; toprak, mülkiyet konuları var bu Güven Yaratıcı Önlem falan değil direk olarak asimile girişimidir. Güven Yaratıcı Önlemler de de samimiyseler öyleyse kaldırılsın Kıbrıs Türkü’nün ve adanın kuzeyindeki ambargolar izalasyonlar o zaman anlayalım samimi olduklarını. Garanti anlaşmaları sulandırılamaz bizim için güvenlik olmazsa olmazımızdır yok sayılacağı bir anlaşma da kabul edilemz. Avrupa Birliği ülkelerinde garanti yokmuş diyorlar Sn. Anastadiadis’in burada bilgi noksanlığı vardır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD, Almanya’da garantörlüğünü bugün hala sürdürmektedir fakat Almanlar bundan rahatsız olmuyor aksine ekonomik değer olarak görüp dolarları alıyor. AB ülkeleri çağdaşmış da üçüncü ülke garantörlüğüne gerek yokmuş yani şimdi Almanya çağdaş değil mi ?” 

Kutlay Erk: Güvenlik ve garanti düşünülmelidir 
  “Kıbrıs sorunu çözümünde 6 başlık var, bir tanesi güvenlik ve garantiler konusudur. Diğer başlıklar Kıbrıslı tarafların konusu ama özellikle garantiler, 1960'da imzalanan anlaşma 3 garantör devletle imzalandığı için uluslar arasıdır ve onlarla birlikte tezekkür edilecek bir konudur. Dolayısıyla, diğer 5 başlıkta taraflar anlaştıktan sonra ve garantörlerle bu konuda bir sonuç elde ettikten sonra anlaşmalar tamamlanmış olacak ve referanduma sunulacak. Güvenlik ve garantilerden konuşulunca hep garantörlerin Kıbrıs'taki etnik halkın can ve mal güvenliği algılanıyor. Ancak Doğu Akdeniz çok istikrarsız bir bölge. Kıbrıs sürdürülebilir barışı başarırsa, askeri ve ordusu çok küçük olacaksa, güvenlik ile tehdit dışardan ve özellikle terör gruplarından gelebilir. Jeopolitik konum itibarıyla da, askeri kapasitesi çok zayıf bir Kıbrıs adası, terörist örgütler için kendi faaliyetlerinde sıçrama tahtası olarak kullanılmaya uygun olabilir. Doğu Akdeniz'de insan, uyuşturucu, silah ve kadın ticareti yapıldığı da biliniyor. Askeri kapasitesi düşük bir Kıbrıs adası, nu faaliyetler için kesişim bölgesi olabilir. Dolayısıyla, Kıbrıs için güvenlik ve garantilerden konuşurken çağımızın ve bölgemizin yaşadığı diğer tehditlere karşı da güvenlik ve garanti düşünülmesi gereklidir.”
“Kıbrıslı Türkler son 60 yılı, sayısı daha fazla olan toplumun hegomonyacı vizyonu, eylemleri ve şaşkınlığıyla ile yaşadı. Bir insanın temel ihtiyaçlarından biri yaşayabilirlik koşulları, diğeri de güvenliktir. Acı deneyimlerden geçen Kıbrıslı Türkler için Türkiye'nin garantörlüğü önemlidir. Bugün sokaktaki vatandaş hayatta ve güvenlik içinde olmasını buna bağlıyor. Bu hissi kimse inkar etmemeli veya yanlış olduğunu iddia etmemelidir, kimsenin hisleri başkasının talimatı ile değişemez. Değişebilmesi için o hisleri insanlarda değiştirecek yeni deneyimler yaşanmalıdır. Dolayısıyla Kıbrıslı Türklerin bugünlük güvenlik ihtiyaçlarının onore edildiği, gelecekte ise değişen güvenlik ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenebilecek bir önleme ihtiyaç vardır. Bu da garanti anlaşmasının, halkların birbirine güven duyduğu, dış tehditlerin de kalmadığı bir sürece kadar devamı gerekecek. Bu durum Kıbrıslı Rumlar için güvenlik açısından bir tehdit ise, onları da tatmin edecek çözümler bulunmalıdır.
Şurası kesindir, referanduma sunulan anlaşma metni, insanların yaşayabilirlik ve güvenlik koşullarına olan ihtiyaçlarını karşılamıyorsa, kullanacakları oy 'Hayır' olacaktır. Hiç kimseden, varlığını tehdit edecek bir anlaşmaya 'Evet' demesi beklenmesin.”

Güncelleme Tarihi: 27 Temmuz 2015, 09:37
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473