banner564

‘Ama hazır değiliz’

CTP’nin eski ilçe başkanlarından Ülker Fahri, Kıbrıs Türk tarafının çözüm istediğini ve halkı doğru bilgilendirmenin şart olduğunu söyledi

‘Ama hazır değiliz’
banner598

Çiğdem AYDIN

   Kıbrıs Türk toplumunun aydınlarından, CTP eski Lefkoşa İlçe Başkanı Ülker Fahri, Kıbrıs sorununun çözümüne destek verenlerden biri. Fahri, Kıbrıs Türk halkına gerçeklerin anlatılması gerektiğini belirtirken “çözümü istiyoruz ama hazır değiliz. Oluşacak Federal Devlette AB standartları çerçevesinde şu anki yapıyla hazır değildir. İşveren ve işçilerle ilişkiler, sendikalarla hükümet ilişkileri çok başka düzenlemeler içerir ve bunun farkında değiller” dedi.

   Ülker Fahri, Diyalog muhabirinin sorularını şöyle yanıtladı:

 

Soru:Siyasete ne zaman başladınız ne zaman ara verdiniz?

Yanıt: “1986 yılında siyasete Cumhuriyetçi Türk Partisi’nde (CTP) başladım. Parti Meclisi üyeliği ve Lefkoşa İlçe Başkanlığı yaptım. Özker Özgür’ün CTP’den ihraç edilmesinin ardından bütün görevlerimden istifa ettim ve bir daha da hiçbir görev talep etmedim.

 

“İngiltere’de lokanta işlettim”

 

Soru:Siyaset öncesinde ne iş yapıyordunuz, şimdi ne yapıyorsunuz?..

Yanıt: “Ben zaten İngilterede yaşardım. 1973-86 yılları arasında Topkapı isminde bir lokantam vardı. 1986 yılında Kıbrıs’a geri döndüm ve kiralık araba işine girdim.Ve fiilen CTP içerisinde de o dönemlerde görev aldım. 1997 yılında kurulu bir şirket olan Gold Insurance Sigorta Şirketini satın aldım. Derviş Eroğlu Cumhurbaşkanı seçildiğinde ve müzakerin tekar başlaması gündeme gelince bir danışma kurulu kurulmasına karar verildi ve bana da bu kurulda farklı düşünenlerden biri olarak teklif  geldi. Açıkçası o ortamda UBP politikası dışında başka görüşlerinde konuşulması, tartışılması açısından bu görevi kabul ettim. Şu anda da hem sigortacılık hem de bu danışma kurulunda görev yapıyorum.”

 

Soru:Ekonomik durumunuz nasıl?. Nasıl geçiniyorsunuz?. Ne kadar maaş alıyorsunuz?..

Yanıt: “Ekonomik durumum orta halidir. Sigortacılıktan kazandığım parayla geçiniyorum.”

 

Soru: Bakmakla yükümlü olduğunuz kimseler var mı?. Kimlerdir? Ne iş yapıyorlar?..

Yanıt: “İki çocuğum var ve ikisi de üniversite bitirdi kendi mesleklerini icra ediyorlar.”

 

Soru: Son zamanlarda ciddi bir sağlık sorunu yaşadınız mı?. Yaşadıysanız ne tür sorunlar?..

Yanıt: “Hayır yaşamadım. Mide sorunu yaşamıştım bir dönem. Midemde yara oluşmuştu 4 ay süren bir tedavi yaptık Kıbrıs’ta sonuç alamayınca İstanbula gittim ve orada tedavi oldum. Şu anda çok şükür iyiyim bir sorunum yoktur.”

 

“CTP’nin militan kadrosu beni sevmiyor”

 

Soru: Siyasetten ayrıldıktan sonra dostlarınızın size karşı ilgisi değişti mi?. Arayıp, soran oluyor mu?..

Yanıt: “Benim CTP’liliğim Naci Talat, İlker Kılıç’ın Ankara’daki üniversite yıllarından başladı. İngiltere’ye gidince bu dostluklar kesintiye uğradı. Geri döndüğüm de de dostluklarımız kaldığı yerden devam etti ve ediyor da. Ama CTP’nin bir takım militan kadrosu, benim CTP ile ile olan ilgimi bilmeyen veya beni tanımayan o kadro, ben CTP ile ilgili bir eleştiri yaptığım zaman gerek gazetede, gerekse televizyonlarda bu insanların hışmına uğrarım. Ama bu beni korkutmaz. Cumhurbaşkanlığının danışma kurulu içeirisnde görev alıp kendi düşüncelerimizi ortaya koyup etkin bu yönde etkin rol oynamak düşüncesiyle hareket ettiğimi göremeyen veya görmek istemeyen insanlar vardır. Oysa beni takip etseler yazılarımı ve yorumlarını okusalar, dinleseler benim vizyonumda bir değişiklik olmadığını göreceklerdir.”

 

“Toplum üretimden koparıldı, sektörler el değiştirdi”

 

Soru:Bugünkü siyaseti nasıl buluyorsunuz?. Yanlışlar nedir?. Neler yapılmalı?..

Yanıt: “Mecliste temsil edilen siyasi partilerin ne yazık ki hiç bir ilkeli duruşu yoktur. Ne koalisyon protokolü, ne parti programlarına uyulmamaktadır. Tamamiyle Türkiye ile olan protokollere göre icraat yapılıyor ve kendi seçmenlerinin taleplerine uygun davranmıyorlar. Bu hoş karşılanamaz. Bir diğer konu siyaset kurumunun gelmiş olduğu bu noktadan dolayı toplum içerisinde bilgiye, görgüye sahip olan insanlar bu siyasi arenadan uzaklaşmıştır ve bu da ülke ve toplum için ciddi bir kayıptır. Örneğin Kıbrıs sorunu konsunda bir yandan Cumhurbaşkanına destek verdiklerini söylerken diğer yandan yapılan açıklamalar görüşme sürecinin tam aksinedir. Bu da Kıbrıs Türk toplumunun masadaki pozisyonuna zarar vermektedir. İkinci bir konu ise ekonomi yönündedir. Ülkede ciddi  ekonomik sıkıntılar yaşanmasına rağmen hükümetin Türkiye ile imzaladığı ekonomik program ağır aksak gidiyor, sendikalardan gelen tepkiler vardır ve kendi yerli üreticisini de ekonomiinin dışına atmaktadır. Ne yazık ki hükümetin sağlıklı bir ekonomi politikası ve yürütecek bir ekibi olmamasından dolayı bir yandan Avrupa Birliği’ne uyum çalışmaları diğer yandan Türkiyeden gelen ekonomik önlemler adı altında Kıbrıs Türk ekonomisini ciddi bir açmaza götürüyor. Böyle gidilirse Kıbrıslı üreticiler tamamen üretimden koparılacak ve dıştan gelenlerin eline geçecektir. Turizm, oteller, havaalanı, bankalar tamamen yabancıların eline geçmiş durumdadır. Yerliler ortadan kalkmıştır. Taksiler, restoranlar, barlar, kafeler, kaportacılık, demircilik, inşaat sektörü bunlar hep yavaş yavaş el değiştirmektedir.Ve Kıbrıs Türkü bu sayede tamamen yok edilmektedir.”

 

 

“Süreci sekteye uğratma çabası var”

 

Soru:Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?..

Yanıt: “Kıbrıs sorununda başta ABD olmak üzere AB ve BM’nin ciddi bir isteği ve uğraşı olduğunu görüyorum. Ancak çözüme yaklaştık sonra  kritik konular gündeme geliyor. Toprak konusu, buraya yerleşmiş Türkiyelilerin durumu ile ilgili çok ciddi sesler yükseliyor ne yazık ki  kendilerine milliyetci diyen bir kesim varılacak bir çözüme karşı insanaları ayaklandırma ve süreci sekteye uğratma çabası içerisine girmiştirler. Bana göre toplum masada konuşulanlar konusunda bilinçli kişiler tarafından bilinçlendirilmelidir. Çünkü toplumsal çıkarlar önem arz etmektedir. Bütün Kıbrıs’ın AB çatısı altında birleşmesi halinde ne olacağı noktasında insanlar bilinçlendirilmelidir.

 

Soru:Kıbrıs Türk tarafı çözüme hazır mı?. Değilse ne yapmalı?..

Yanıt: “Çözümü istiyoruz ama hazır değiliz. Oluşacak Federal Devlette AB standartları çerçevesinde şu anki yapıyla hazır değildir. İşveren ve işçilerle ilişkiler, sendikalarla hükümet ilişkileri çok başka düzenlemeler içerir ve bunun farkında değiller İyi bir hazırlık yapmadan AB’ye girilirse Kıbrıs Türkü o zaman ciddi sorunlar yaşayacaktır. Oluşacak Federal hükümetin kadrolarında yer alacak kaç tane bürokrat veya kamu görevlisi vardır? Hazır mı değil mi bu sorunun yantında vardır.”

 

Mülkiyet ve toprak en önemli sorundur

 

Soru:Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak? Ve bu nasıl çözülebilir?..

Yanıt: “Ganimet düzeninin yarattığı mülkiyet ve toprak sorunu en önemli sorundur. İki tarafta da liderlerin ve etrafındaki kadroların çözm yönünde kararlı ve dirayetli duruşları ile ancak çözülebilir.Varılacak olan anlaşma her iki tarafı da tatmin edeceği için her  kazanımın acı bir de karşılığı olacağının bilincinde olunması gerektiğini düşünüyorum.”

 

Soru: Çözüm olursa siz ne yapacaksınız?..         

Yanıt: “Federal devlette görev talep edeceğim.Ve her iki tarafı uzlaşı ve eşit paylaşım içerisinde ülkeyi geleceğe hazırlayarak katkı koyucu rol oynamaya calışacağım.”

 

Yarın İsmail BOZKURT

 

 

Güncelleme Tarihi: 17 Nisan 2014, 04:08
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473