banner564

Dağlar bizim

Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hamit Bakırcı, Beşparmak Dağları’nın oyulduğunu belirterek, AB’ye şikayette bulunan Rumlara tepki gösterdi:

Dağlar bizim
banner598

Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hamit Bakırcı, Beşparmak Dağları’nda faaliyette bulunan taşocakları konusunu Avrupa Birliği’nin (AB) gündemine taşıyan Rumlara sert çıkarak, “Dağlar bizim, Rumlar’ın da değil, Avrupa’nın da değil, onlar buraya karışamaz” dedi.

   Diyalog gazetesini ziyaretinde kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan Bakırcı, Taşocaklarını kapatmanın doğru bir yöntem olmadığını, ancak iyi işletilmeleri için çalışma yaptıklarını söyledi.

   Bakan Bakırcı, Rum tarafının uzunca bir süreden beri konuyu Avrupa Birliği nezdinde canlı tutarak, Türk tarafına baskı talep etmesine çok sert tepki gösterdi. Bakırcı şöyle dedi:

   “Rumlar önce kendi topraklarına baksınlar, kendi ülkelerinin yönetimiyle ilgilensinler. Buraya hiç uzanmasınlar. Yani onlar istediği kadar bunu Avrupa Birliği’ne şikayet etsinler, AB’nin yetkilileri zaten bize hiç bir zaman ‘kapatalım’ talebiyle gelmiyorlar, gelemezler de, çünkü kendi ülkelerinde de yapıyorlar. Önemli olan, buradaki mantık şu; bunlar bizim, bu dağlar bizim, Rumların da değil, Avrupa’nın da değil, biz sahip çıkmalıyız. Bu noktada kapatmak çözüm mü, değil.  Ama doğru işletilmesini sağlamak lazım, biz topluma bunu anlatmaya çalışıyoruz.”

 

“Kapatmak çözüm değil”

    Yaklaşık 10 gün sonra Büyükkonuk’daki bir taşocağını rehabilite edeceklerini açıklayan Bakırcı, şöyle devam etti:

   “Basamaklama çalışmaları devam ediyor, orayı ağaçlandıracağız. Yani insanlar doğru şeylerin nasıl yapıldığını görecek. Ama kapatmak çözüm değil. İnsanlar, ‘Beşparmakların bir parmağı gitti’ diyor, giden bir şey yok ama böyle bırakılırsa gidecek, ama doğruyu yaparsak gitmeyecek, şimdiye kadar yapılmayanı, basamaklandırmayı yapacağız. Gelmişler, patlatmışlar, taşı alıp gitmişler. Dünyada bu iş böyle yapılmıyor. Dünyada bu iş, kademeli olarak, basamaklayarak, belli bir aşamaya geldiğinde bırakıyorlar ve ağaçlandırıyorlar.

   Basamaklanan yerlere piknik alanı yapmamız lazım, bunun bu ülkede bir örneği yok, onun için kimse inanmak istemiyor. Bunun küçük bir örneğini Büyükkonuk’ta yapacağız. Taşocağı işletmecisi ile basamaklama için sözleşme imzalanacak, yapmadığı takdirde sözleşmesi feshedilecek. Biraz mantıklı düşüneceğiz; doğayı maksimum değil minimum zararla kullanmamız lazım, o dağları da yok etmeyeceğiz. Şuan aktif olarak, bizi en çok etkileyen 16 taşocağı var.”

 

Çevre cezaları 50-60 kat artacak

   Çevre yasalarına uymayanlara ceza yazdıklarını ancak cezaların yetersiz olduğunu ve yeni yasada cezaların 50-60 kat artacağını belirten Bakırcı,“Belediyelere ceza yazıyoruz. Aksa’ya yazdık, limanlarda hemen her gün yazıyoruz” dedi. Bakırcı şöyle devam etti:

   “Girne, Lefkoşa, Güzleyurt belediyerine ceza yazdık. Devlet dairelerinde çevreye zaran veren ispatlanırsa onlara da ceza yazacağız. Bireylere de yazacağız. Bireyin, ‘haberim yoktu’ dememesi için kısa mesajlar ve televizyon aracılığıyla kısa yayınlar yapacağız, çevrenin önemini anlatacağız, ‘yasalara uyulmadığı takdirde, asgari ücretin dörtte biri ceza uygulanacaktır’ diyeceğiz ve bir hafta sonra uygulamaya başlayacağız. Bunun için özel ekipler oluşturuyoruz.”

 

İyi niyet dönemi bitti

   Bakanlıktaki ilk 6 ayının iyi niyet dönemi olduğunu ve bunu herkese de söylediğini, şimdi de ceza döneminin başladığını kaydeden Bakırcı, şöyle devam etti:

   “Bizim ilk 6 ayımız iyi niyet olduğunu herkese söylemiştim. Bu ülke hepimizin. Bu  6 ay içinde iyi niyetli olup kendine çeki düzen veren var, ama yüzde 80’i ‘bu da geldi bu da gider’ havasında devam ediyor. 6 aylık iyi niyet süresi bitti, bundan sonra ceza dönemi. Ama cezalar yeterli değil, onun için de yasal düzenleme yapıyoruz.

   Biz Aksa’ya 6 asgari ücret kestik, yapmadığı için 12 asgari ücret daha kestik, yasa burada ‘dur’ diyor.  Şimdi bir gün Aksa’yı kapatayım diyorum. Elektriksiz kalacağız.  Ben de diyorum ki; Teknecik’e söyleyelim  bir gün dönüşümlü elektrik versin. Elektiriği kesince, esnafı ve sanayiciyi de düşünmek zorundayım.

    Daha sonra Aksa’yı açalım ertesi gün Teknecik’i kapatayım. Ama kapatmadan önce havayı kirlettiği için Teknecik’e de ceza keseceğim. Yeni yasada cezaları, asgari ücretin 50-60 katı artırıyoruz. Şuan hukukçumuz inceliyor. “

 

“Ben gitmeyeceğim”

   Rum Başpiskopos 2. Hrisostomos’un  Kıbrıs sorununun çözümü halinde,  “Sadece Kıbrıslı Türklerle evli olanlar adada kalabilir” sözlerin hatırlatılması üzerine ise Bakan Bakırcı, “Gönderebilirse göndersin” diyerek şu ifadeleri kullandı:

   “Ben gitmeyeceğim. Ben Türkiye kökenliyim. 1996’dan beri bu Ada’dayım.  Ben gitmeyeceğim, gönderebilirse göndersin. Şimdiye kadar buradaki göçmenler hep ‘bir gün biz gideceğiz’ mentalitesini taşıdılar, yaşadıkları eve bir çivi çakmadılar. Bu kafayla gidersek bir gün gideriz. Sahiplenmediğiniz hiç bir yer sizin değildir. Sahiplendiğiniz zaman sizindir.

   Ben, 2004’deki Annan Planı sürecinde evimi yaptım. Kim gönderecek beni. Benim eşim 3 yaşından beri burada. Çocuklarım burada doğdu, büyüdü. Kızım 15 yaşında, oğlum 7 yaşında, nereye gönderiyorlar, insan haklarından çok bahsediyorlar, böyle bir şey mümkün değil, kimse de buna izin vermez.”

 

Diyalog’a başarı diledi

   Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hamit Bakırcı, Diyalog Gazetesi’ni ziyaret ederek, Genel Müdür ve Genel Yayın Yönetmeni Reşat Akar ile görüştü. Bakırcı’ya ziyaretinde Özel Kalem Müdürü Mehmet Osmanlılar ile Basın Danışmanı Burhan Canbaz eşlik ettiği.

   Diyalog gazetesine yayın hayatında başarılar dileyen Bakırcı, medyanın önemine dikkat çekti ve haber yapılırken, ilgili tüm tarafların görüşlerine başvurulmasının önemine dikkat çekti.

 Genel Müdürü ve Genel Yayın Yönetmeni Reşat Akar, Bakan Bakırcı’ya Diyalog Medya Grubu’nun çalışmaları hakkında bilgi verdi ve yapımı son aşamaya gelen televizyon binasını gezdirdi.

 



Güncelleme Tarihi: 18 Mart 2014, 12:50
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474