Diyalog Gazetesi
2020-08-02 00:57:02

Çirkin böcek

Balin PALMER

02 Ağustos 2020, 00:57

Odasına giren hamam böceği uykusunu kaçırmıştı. Genelde hayvan alemiyle arası iyiydi. Bir tek hamam böceklerinin sinsice içeri sızma ve insanca algımızdan kaynaklanan onların çirkin görünümleri onu rahatsız ediyordu. Bazen sorgulardı kendi kendine neden hamam böcekleri bize çirkin görünürler diye. Neye göre onların çirkin yaratıklar olduğuna karar vermiştik diye düşünürdü kendi kendine. Ama bu detaylı düşünme halinden aniden sıkılıp ‘Şimdi yine bu hamam böceğiyle uğraşmam gerekecek, saat sabahın 3’ü ve bütün uykum kaçtı’ diye kendi kendine söylendi. Hamam böcekleriyle baş etme konusunda hiçbir zaman iyi olmamıştı. Onları öldürmek istemiyordu ama ne yapacağını da bilemiyordu. Geçen gün dayanamayıp sinek ilacı alıp evine getirmişti. ‘Artık başka çarem yok’ diye içinden geçirdi ve bu ilacı kullanacağım dedi. Gitti ve hamamböceğinin üstüne bu ilacı sıktı. Hamamböceği çıldırdı ve çok hızlı hareketlerle yaşamını kurtarmaya çalıştı bir süre. Hamamböceğinin bu çaresizce yaşam savaşını izlerken, gözlerindeki yaşlara engel olamadı. Şu an bütün insansı zalim yanıyla başka bir canlının onun yaşam alanına girdiği için öldürme hakkı olması ve bunu çok sıradan bir şeymiş gibi yapması onu çok etkilemişti. Hamam böceğini izlemeye devam etti. Üzülmüştü bu duruma. Yapmak istememişti böyle bir şey. Ama yapmıştı. Başkasına bu duygusunu anlattığında ‘Ne buna mı üzüldün’ dediklerinde; aslında insan olarak ne kadar da kendimizi beğenmiş olduğumuzu ve özden ne kadar da kopuk olduğumuzu geçirmişti içinden. Çok sıradandı insan için başka bir hayvanın canını almak. ‘İnsanın egosu herhangi bir yaşam formunun yok olmasına sebep olacak ve bunda kendimizi haklı görecek kadar umursuz ve zalim yaratıklar olmuşuz aslında’ diye düşünüyordu içten içe. Bir hamam böceğinin değerinin daha az olduğuna karar verebiliyordu bir insan. Bu da düpedüz bir kendini beğenmişlikti onun gözünde. ‘Bu algıyı hayatın birçok kısmında pratik olarak uyguluyor insan' diye düşündü. Sorun bu algının kendisi. İnsanın özünden kopuk, her şeyi ezip geçen yapısıydı onu üzen. Hassasiyetini kaybetmiş olması, sevgisizleşmesi ve bununla ilgili de pek bir şey yapmıyor olması ve tam tersine insanın bu durumu normalleştirmiş olmasıydı onun için problem. Bu duruma kendisi de dahildi. İnsanın içinde bitmeyen bir canilik ve kendini beğenmişlik vardı ve bununla ilgili farkındalığımızı yükseltmemiz gerekiyordu. Karanlık içimizde mevcuttu ama biz bu durumun farkında olursak belki de hayat içerisinde daha farkındalıklı ve bilinçli adımlar atabiliriz diye düşünüyordu. Bir hamam böceğiyle geçirilen 2 dakikalık bir an bile aslında çok öğreticiydi. Hayata daha detaylı bakılabilmeliydi. Çünkü hayatın kendi dili vardı ancak çok azı henüz bunu keşfetmişti.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.