banner564

Sevinç ve gözyaşı

Girne Ağır Ceza Mahkemesi, sonucu merakla beklenen ve ülke tarihinde bir ilk olan kürtaj davasının 6 sanığından 3’üne beraat, 3’üne de hapis cezası verdi

Sevinç ve gözyaşı
banner598
Melin DOBRAN
Girne Ağır Ceza Mahkemesi, sonucu merakla beklenen ve ülke tarihinde bir ilk olan 6 sanıklı kürtaj davasında kararı açıkladı. Kamuoyunda büyük yankı uyandıran olayda yürütülen soruşturma ve operasyonlarda, yasa dışı şekilde sonlandırılan hamilelikler sonucu 1 bebekle 6 fetüsün Çatalköy’deki Hz. Ömer Türbesi ile eski Zeyko yağ fabrikası civarında gömüldükleri belirlenmişti. Bebek ve fetüslere, İstanbul’da otopsi yapılmıştı.
Fatma Şenol başkanlığında, üye yargıçlar Murat Soytaç ve Seran Bensen’den oluşan Girne Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklardan Dr. Mehmet Ali Tunçbilek, Dr. Verda Tunçbilek ve ameliyat hemşiresi Taner Okburan’ın tüm davalardan beraatine; Dr. Fahri Karagözlü’nün 5 yıl, Dr. Rasıha Serdaroğlu’nun 4 yıl ve hemşire-ebe Ayşegül İşbilen’in ise 2 yıl mahkumiyetine karar verdi. 
Mahkeme Başkanı Fatma Şenol’un kararı açıklamasıyla beraat eden Verda Tunçbilek, Mehmet Ali Tunçbilek ve Taner Okburan sevinç gözyaşları döktü. Aileleri ve dostları ile kucaklaşan Tunçbilek çifti ile Okburan’ın serbest kalması sevenlerini mutlu etti. Eşi ile el ele mahkemeden ayrılan Verda Tunçbilek, “Tek isteğim çocuklarımı görmek” diyerek gözyaşı döktü. Mahkum edilen 3 sanık ise büyük bir üzüntü içerisinde mahkemeden bindirildikleri tutuklu aracı ile cezaevine gönderildi…

Dava 1 yıla yakındır sürüyordu
Girne’deŞubat 2016 tarihinde Ada Hospital isimli özel hastanede yapıldığı öne sürülen yasa dışı kürtaj olayının bir yıla yakındır süren davası dün nihayet karara bağlandı. Dr. Verda Tunçbilek, eşi Dr.Mehmet Ali Tunçbilek, Kadın Doğum Uzmanı Fahri Karagözlü, Anaztezi Uzmanı Rasıha Serdaroğlu,Hemşire Taner Okburan ve Ebe Ayşegül İşbilen 20 davadan yargılandı. Sanıklar Kadın Doğum Uzmanı Fahri Karagözlü, Anaztezi uzmanı Rasıha Serdaroğlu, hemşire Taner Okburan ve Ebe Ayşegül İşbilen aleyhine getirilen adam öldürme davası iddia makamı tarafından ispatlanamadığı gerekçesi ile düşerken, mahkeme üç sanığı ise tüm suçlamalardan beraat ettirdi. 

Tunçbilek çifti beraat etti
Aleyhlerine getirilen tüm davalardan beraat eden Dr. Verda Tunçbilek, eşi Dr.Mehmet Ali Tunçbilek ve Taner Okburan, beraat sevinci yaşarken, mahkeme Fahri Karagözlü, Rasıha Serdaroğlu, ve Ayşegül İşbilen’i ise mahkum etti.
Yargıç Fatma Şenol’un baktığı “yasa dışı kürtaj” davasında karar açıklandı.Yargıç Şenol, öncelikle adam öldürme suçuna konu olan 34 haftalık bebekle ilgili olgulara değindi. Şenol, iddia makamının 34 haftalık bebeğin göbeğine propofol iğnesi yapılarak ölümüne neden olunduğunu ve dört sanığın adam öldürme suçunu işlediğini belirttiğini ifade etti. 

“İddia makamı suçun işlendiğini ispatlamalı…”
Şenol, ceza davalarında ıspat külfetine değinerek, sanıkların bu suçtan mahkûm olabilmesi için iddia makamının suçun işlendiğini şüpheden ari bir şekilde ıspatlaması gerektiğine vurgu yaptı. Yargıç, 34 haftalık bebeğin kız cinsiyetinde olduğunu, 25 Şubat tarihinde Girne’de Zeyko yap fabrikası civarında gömülü olarak bulunduğunu, bebeğin 25 Ocak’ta Aziz Doğgün ve Cemaliye Ölmez tarafından gömüldüğüne bulgu yaptıklarını açıkladı. Yargıç, bebeğe sezaryen operasyonun ise Taner Okburan, Ayşegül İşbilir, Rasıha Serdaroğlu ve Fahri Karagözlü’nün yaptığına bulgu yaptıklarını ifade ederek, sanıkların adam öldürme suçundan mahkûm edilebilmesi için bebeğine anne karnından ayrıldıktan sonra canlı olup olmadığına değinilmesi gerektiğini söyledi.
Yargıç, Adli Tıp Uzmanı İdris Deniz ile Türkiye’de görevli Adli Tıp Uzmanı Elif Kara’nın mahkemede verdiği ifadeye değindi. Şenol, Kara’nın ifadesinde çürümeden dolayı 34 haftalık bebeğin canlı doğup doğmadığı konusunda bir bulguya varılmayacağını belirttiğini, ayrıca bebeğin göbeğinde iğne izi görmediklerini aktardığını söyledi. 

Deniz ve Yorulmaz’ın ifadesine vurgu yapıldı
Şenol, İdris Deniz’in de bebeğin göbeğinde iğne izi tespit etmediklerine dair ifade verdiğini belirterek, 34 haftalık bebekte bulunan propofol maddesinin ise anne karnında canlılığı gösterdiğini, canlı olmayan bir bebeğe propofol maddesinin bulunamayacağını söylediğini aktardı.
Şenol, savunma makamının ise Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Coşkun Yorulmaz’ı mahkemeye tanık olarak dinlettiğini belirterek, Yorulmaz’ın 34 haftalık bebek ile ilgili uzman raporlarını incelediğini, bebeğin anne karnında canlı olduğuna dair tek bir bulguya dahi rastlamadığını, ayrıca bebekte bulunan propofol maddesinin ise plasentadan geçmiş olabileceğini söylediğini hatırlattı. Yargıç, Yorulmaz’ın bebek ölü olsa dahi plasenta ile arasındaki bağın 7 saat devam edebileceğini, anneye verilen anestezi ilacının plasenta yolu ile bebek ölü olsa dahi geçebileceğini söylediğini kaydetti.

Hemşirenin ifadesi güvenilir mi?
Uzman tanıkların 34 haftalık bebek ile ilgili ifadelerine değinen yargıç, daha sonra Ada Hospital’de görev yapan ve bebeği canlı gördüğünü iddia eden tek tanık olan hemşire Z.N’nin ifadesini ele aldı. Şenol, Z.N’nin ifadesinde Rasıha Serdaroğlu’nun propofol iğnesi hazırladığını, Taner Okburan’a verdiğini ve Okburan’ın ise Fahri Karagözlü’nün talimatı ile bebeğin göbeğine iğne yaptığını anlattığını söyledi. Yargıç, Z.N’nin iğneden sonra bebeğin morarıp kasıldığını söylediğini de belirttikten sonra, bu ifadenin güvenilir olup olmadığını değerlendirdi.
Yargıç, 34 haftalık bebeği canlı gördüğünü öne süren tek tanık Z.N’nin davanın ön duruşmalarında iğne yapıldığını gördüğüne dair ifade vermediğini, bu yöndeki ifadesini ağır ceza mahkemesinde yaptığını vurgulayarak, tanık Z.N’nin savunmanın, “Neden daha önce söylemedin” sorusunda karşın ise, “Sormadılar söylemedim” şeklinde cevap verdiğini hatırlattı. Yargıç, böylesi önemli bir konuda, adam öldürme davası olabilecek bir meselede tanığın sormadılar söylemedin açıklamasının kabul edilir olamayacağını belirterek, hemşire Z.N’nin mahkemedeki tanıklığına itibar etmediklerini açıkladı.

10-15 saniyede anlattıklarına şahit olamaz…
Yargıç, ayrıca Z.N’nin ameliyat odasına girip 15.20 saniye kaldığına dair de ifade verdiğini kaydederek, sanığın 15-20 saniyede mahkemeye aktardığı olgulara şahit olmasının mümkün olmadığını, bu süre içerisinde iğne hazırlanması, bebeğe verilmesi ve bebeğin morarmasının uzman tanıkların ifadeleri baz alındığında mümkün olmadığını açıkladı. Yargıç, iddia makamının adam öldürme suçunun işlendiğine dair iddiasını ıspatlamadığına, 34 haftalık bebeğin anne karnında ölü olabileceğine ve bunun sanıklar lehine kullanılması gerektiğine bulgu yaptıklarını ifade etti.

Dört fetüsle ilgili davalardan da beraat
Sanıklar Rasıha Serdaroğlu, Fahri Karagözlü, Ayşegül İşbilen ve Taner Okburan’ı adam öldürme suçundan beraat ettiren Yargıç Şenol, daha sonra diğer davaları ele aldı. Şenol, 1 numaralı,4 numaralı, 6 numaralı, 8 numaralı ve 9 numaralı fetüslerle ilgili ise anne karnından ne şekilde tahliye olduklarına dair mahkemeye bir bulgu sunulmadığını, bu fetüslerde ilaç kalıntısı olduğuna dair bir bulgu sunulmadığını ve bu fetüslerin annelerinin tespit edilemediğini ifade ederek, iddia makamının bu 5 fetüsle ilgili davaları da ıspatlayamadığını belirterek, sanıkları bu fetüslerle ilgili davadan da beraat ettirdi.

Tanık, sanıkları hemen tanıdı…
Yargıç Şenol, 17-18 haftalık 5 numaralı fetüs ve 17-19 haftalık 2 numaralı fetüs ile davaları ele alarak, 5 numaralı fetüsün annesi N.D isimli kadının kürtaj davasını duyup Türkiye’den geldiğini ve mahkemede tanıklık ettiğini belirterek, N.D’nin bebeğinin sağlıklı ve erkek olduğuna dair ifade verdiğini söylediğini aktardı. Şenol, N.D’nin mahkemede tanıtma merasiminde operasyonuna girdiğini söylediği Fahri Karagözlü, Rasıha Serdaroğlu ve Ayşegül İşbilen’i hemen tanıdığını ve hastanede yattığı süre içerisinde tansiyonunu ölçmeye gelen Verda Tunçbilek’i de teşhis ettiğini aktardı.
Yargıç, N.D’nin avukatlar tarafından sorgulandığını ancak ifadesinde sarsılmadığını belirterek, bu tanığın ifadesinin güvenilir olduğuna bulgu yaptı.

Akçal’ın operasyonuna kimler katıldı?
Yargıç, 17-19 haftalık 2 numaralı fetüsün annesi Melis Akçal’ın DNA testi ile tespit edildiğini vurgulayarak, Akçal’ın bebeğin operasyonuna Ayşegül İşbilen, Fahri Karagözlü ve Rasıha Serdaroğlu’nun katıldığını söylediğini belirtti.
Yargıç, sanık Fahri Karagözlü’nün Melis Akçal’da kist olduğu ve patladığı için acil bir operasyon yaptığını öne sürdüğünü, Rasıha Serdaroğlu’nun ise acil bir vakaya girileceğine dair kendisine bilgi verildiğini iddia ettiğini belirtti. Şenol, hem N.D’nin hem de Melis Akçal’ın hastanedeki kayıtlarda kist ameliyatı olduklarına dair not düşüldüğünü ifade ederek, kist ameliyatının yanında sezaryen operasyonunun yazılmamış olmasını doğumu gizlemeye yönelik bir hareket olduğunu ifade etti.
Şenol, sanık Fahri Karagözlü’nün 2 ve 5 numaralı sağlıklı fetüsleri yasa dışı sonlandırma operasyonu ile aldığına vurgu yaptı. 

İşbilen bilerek operasyonlara girdi…
Yargıç, sanık Ayşegül İşbilen’in de yasa dışı olduğunu bilerek ameliyatlara girdiğini ve sanık Karagözlü’ye yardım ettiğine bulgu yaptıklarını açıkladı. Yargıç, sanık İşbilen’in operasyon için gelen Melis Akçal’dan kan aldığını, kayıtlara annelerin kist ameliyatı olduğuna dair not düştüğünü ifade etti. Yargıç, bir anestezi uzmanının işlem yağacağı hasta ile ilgili her konuda bilgilendirildiğini ifade ederek, sanık Serdaroğlu’nun sonlandırma yapılacağını bile bile 2 ve 5 numaralı fetüslerin ameliyatlarına girdiğine bulgu yaptıklarını açıkladı.
Yargıç, mahkemede sunulan ifadeler ışığında Taner Okburan’ın 200 TL ücret karşılığında çağrıldığında ameliyatlara geldiğini, operasyona giren hastanın kaç aylık hamile olduğunu bilecek veya hastanede tutulan kayıtlardan haberi olabilecek durumda olmadığına kanaat getirdiklerini dile getirdi.

“Tunçbilek çifti suç ortaklığı yapmadı…”
Davaya konu olan 7 fetüsten 2 ve 5 numaralı fetüslerin sonlandırma operasyonu ile alındığına ve sadece bu iki fetüs ile ilgili suç işlendiğine bulgu yapan Şenol, sanıklar İşbilen, Karagözlü ve Serdaroğlu’nun operasyonları yasa dışı olduğunu bilerek gerçekleştirdiklerini ifade ettikten sonra Mehmet Ali Tunçbilek ile Verda Tunçbilek’in suç ortaklığı yapıp yapmadığına dair iddiaları da değerlendirdi.
Şenol, sanık Mehmet Ali Tunçbilek ile Verda Tunçbilek aleyhine mahkemeye sunulan kanıtları incelediklerini ve suç ortaklığı yapmadıklarına bulgu yaptıklarını açıkladı.
Şenol, u olgular ışığında sanıklar Verda Tunçbilek, Mehmet Ali Tunçbilek ve Taner Okburan’ı aleyhlerine getirilen tüm davalardan beraat ettirdiklerini açıkladı.
Karagözlü, Serdaoğlu ve İşbilen mahkum oldu
Yargıç, sanıklar Fahri Karagözlü, Rasıha Serdaroğlu ev Ayşegül İşbilen’i ise hamileliği yasa dışı sonlandırma, çocuk düşürmeye teşebbüs ve çocuğun doğumunu gizleme suçlarından mahkum ettiklerini belirtti.
Duruşmada üç sanığın avukatları mahkemeye hafifletici etkenleri sundu.

İşbilen, cezasından sonra sınır dışı edilecek
İşbilen’in avukatı, müvekkilinin sabıkasız ve 1986 doğumlu genç bir kimse olduğunu, 1996 yılında ailesi ile KKTC’ye yerleştiğini ve tüm eğitiminin burada aldığını ifade ederek, KKTC Vatandaşı olmayan müvekkilinin mahkum olması halinde sınır dışı edileceğini ve tüm hayatını geride bırakmak zorunda kalacağını dile getirdi. 

Serdaroğlu’na mülayim ceza talebi…
Sanık Serdaroğlu’nun avukatı da müvekkilinin topluma hizmet vermiş saygın biri olduğunu, 67 yaşında olan sanığa bir defaya mahsus hafif bir ceza verilmesini talep etti. 

Seroydaş: Karagözlü, kimseyi zorla ameliyat etmedi…
Fahri Karagözlü’nün avukatı Tahir Seroydaş’ın sözleri ise mahkeme ortamının gerilmesine neden oldu.
Seroydaş, çok önemli olduğu ifade edilen bu davanın aslından bir hamileliği yasa dışı sonlandırma davası olduğunu, sanıkların adam öldürme suçundan beraat ettiğini ifade ederek, müvekkilinin kimseyi kolundan tutarak zorla masaya yatırmadığını söyledi. Seroydaş, Melis Akçal ile N.D’nin kendi isteği ile operasyon yaptıklarını, Akçal’a verilen cezanın kamuoyu nezdinde tartışıldığını, mahkemenin buna göz yummaması gerektiğini ifade etti.
Seroydaş, Melis Akçal mahkum edilirken, savcılığın N.D’ye dava getirmediğini, elini kolunu sallayarak Türkiye’ye geri dönmesine izin verdiğini söyledi.
Seroydaş’ın bu sözleri üzerine davanın savcısı Kıdemli Savcı Erdinç Akyener itiraz etti. Savunmanın hafifletici nedenleri sunarken böyle bir konuya giremeyeceğini, ayrıca Anayasanın savcıya bir şasha dava getirilip getirilmeyeceğine dair yetki verdiğini ifade etti.

Savcı Akyener salonu terk etti…
İtirazı değerlendiren Yargıç Şenol, savunmanın mahkemeye kamuoyunun tepkisi hakkında bilgi verdiğini, savcılığın işlemlerine dair bir söylemde bulunmadığını belirtti. Bunun üzerine Savcı Akyener, yargıçtan izin alarak mahkeme salonundan ayrıldı.
Yaşanan gerginliğin ardından mahkeme üç sanık hakkındaki ceza kararını açıkladı. 
Sanıklar lehine sunula hafifletici etkenleri de göz önünde bulundurduklarını belirten Yargıç, Ayşegül İşbilen’i 2 yıl, Rasıha Serdaroğlu’nu 4 yıl ve Fahri Karagözlü’yü ise 5 yıl hapis cezası ile cezalandırdıklarını açıkladı.

Akyener: Karar Yüksek mahkemeye taşınacak…
Kararın ardından basına açıklama yapan Savcı Erdinç Akyener hem beraat kararını hem de yetersiz olduğunu düşündükleri ceza kararını yüksek mahkemeye taşıyacaklarını ifade etti. Akyener, duruşma esnasında avukat Tahir Seroydaş’ın savcılığa hakaret ettiğini ifade ederek, bu konuda da gereken işlemi başlatacaklarını açıkladı. Akyener, Melis Akçal’ın bebeğini aldırttığı tarihte evli olmadığına, kürtaj izni için annesinin imzası ve onayını aldığına vurgu yaparak, Melis Akçal ile eşinin 3 yıl önce boşandıklarını ve bu olayın çarpıtılarak kamuoyunun yanıltılmaya çalışıldığını sözlerine ekledi.

Güncelleme Tarihi: 29 Mart 2017, 11:18
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473