Rum müzakereci Andreas Mavroyannis, bunca zaman yürütülen müzakerelerde Türk tarafını memnun edecek herhangi bir adımın atılmadığını ilk defa itiraf etti. Mavroyannis, Dönüşümlü Başkanlık konusunun görüşme masasında olmadığını belirtirken, daha önce 50 bin Türk göçmenin adada kalmasına ilişkin görüş birliğinin de şimdiki tezleri arasında bulunmadığını söyledi.

   Kıbrıs Türk tarafını iki önemli konuda Annan Planı’nın gerisine götürmek isteyen Rum tarafı, tüm göçmenlerin ‘geri dönüşünün’ de garanti altına alınmasını istiyor.

   Mavroyannis yaptığı açıklamada  “tüm Kıbrıslıların insan haklarına mutlak şekilde saygı duyulması, mülkiyet ve geri dönüş hakkının garanti altına alınması gerekiyor” dedi.

   Göçmen olan Kıbrıslı Rumların büyük çoğunluğunun Kıbrıs Rum idaresi altına dönmesinin mümkün olacağı ciddi toprak düzenlemelerinin de garanti altına alınması gerektiğini ileri süren Mavroyannis, ayrıca AB özgürlüklerinin de bu ülkede mutlak bir şekilde işlev göstereceği konusunun garanti altına alınması gerektiğini söyledi.

  “Andreas Armevtis” isimli bir kurumun Limasol Belediyesi’nde düzenlediği etkinlikte konuşan  Mavroyannis, Dönüşümlü Başkanlığın da masada olmadığını söyledi.

   Kıbrıs Rum tarafının, Talat-Hristofyas arsındaki görüş birliklerini ele alıp almadığı şeklindeki bir soru üzerine Mavroyannis, dönüşümlü başkanlığın müzakere masasında bulunmadığını, Downer’in görüş birlikleri belgesine de dahil edilmediğini; 50 bin TC kökenli vatandaşın adada kalmasını öngören ikinci görüş birliğinin de tezlerinden çıkarıldığını ifade etti.

   Mavroyannis, üçüncü görüş birliğinin ise Kıbrıs’taki Türk ve Yunan vatandaşlarına eşit hakların sağlanması şeklinde olduğunu ancak Kıbrıs Rum tarafının bunu kabul etmediğini zira Avrupalı vatandaşlar olarak var olan Yunanların haklarının, üçüncü ülke vatandaşlarıyla eşitlenmesinin mümkün olmayacağını belirtti.

“Çabalar basit değil”

    Mavroyannis, sarf edilen çabaların basit olmadığını, hepsinin, Türkiye’nin adil ve doğru bir çözüm fikrini kabul etme olumsuzluğuna takıldığını ileri sürdü.Mavroyannis buna karşın silahları bırakmayacaklarını, kararlı olduklarını ve çabaları sürdüreceklerini söyledi.

   Tezlerinin, yavaş yavaş anlayış bulduğunu söyleyen Mavroyannis, “irrasyonel olduğumuzu, Kıbrıs’ın herhangi bir vatandaşından, ne Kıbrıslı Türk’ten ne de Kıbrıslı Rum’dan, herhangi bir hak almaya çalıştığımızı sanmıyorum, Kıbrıs Türk toplumundan herhangi bir hakkı mahrum etmiyoruz, onların acılarına da saygı duyuyoruz” ifadesini kullandı.

   Mavroyannis sözlerinin devamında, kendi taraflarında herkesin maruz kaldığı bir durumun söz konusu olduğunu buna eş zamanlı olarak toprağa ilişkin durumun ne olduğunun da unutulmaması gerektiğini, sona ermesi gereken “istila ve işgalin” bulunduğunu iddia etti.