banner564

‘Beni Kıbrıs’a gömün’

İşsiz bırakıldığı için göç eden ve 1972’den beri yaşamını Londra’da sürdüren ünlü tiyatro sanatçısı Osman Balıkçıoğlu vasiyetini Diyalog aracılığıyla açıkladı

‘Beni Kıbrıs’a gömün’
banner598
Çiğdem AYDIN
Tiyatroya ve ülkesine gönül veren, Kıbrıslı Türk kimliğini gerek Londra’da gerekse Kıbrıs’ta başarıyla temsil eden Osman Balıkçıoğlu, vasiyetini ilk kez açıkladı. Balıkçıoğlu, “Benim vasiyetimdir ömrüm yetmez de Kıbrıs’a yerleşemezsem eğer, beni Kıbrıs’a gömün” dedi.
Kıbrıs Türk kültüründe önemli yeri olan “Alikko ile Caher” oyunlarının Caher’i, tiyatro sanatçısı ve yazar Osman Balıkçıoğlu, KKTC’deki sağlık hizmetlerinin yeterli olmadığına da dikkati çekerek, “Sağlık hizmetleri açısından tamamen Londra’yı bırakıp KKTC’de yaşayamayız. Çünkü sağlık hizmetleri ne yazık ki çok yetersiz” şeklinde konuştu.
Diyalog’a konuşan ünlü tiyatro sanatçısı yazar Balıkçıoğlu Londra’da yaşadığı yılları, zorlukları ve KKTC’de de satışa sunulacak “Uzaktan Gazel Okuyan Adam” isimli kitabını anlattı. Balıkçıoğlu, 14 Eylül Perşembe günü Lefkoşa Merit Otelde saat 19.00’da kitap tanıtımı ve sevenleri ile bulaşacak. 
Balıkçıoğlu’nun kitabının tanıtım etkinliği, Kanser Hastalarına Yardım Derneği yararına yapılıyor.
Osman Balıkçıoğlu’nun, sorularımıza verdiği esprili ve enerji dolu yanıtlar şöyle:

Soru: Kitabınıza 'Uzaktan Gazel Okuyan Adam' adını verdiniz. Kıbrıs'tan, özellikle de Londra'da yaşayanlara yönelik eleştirilerden mi kaynaklandı bu kitap işi?

Yanıt: Benim işim gücüm yok sürekli bir şeyler yazıyorum. Özellikle de Facebook’a Kıbrıs konusunda da bir şeyler yazıyorum, arada bir mesajlar atıyorum. Şimdi burada (KKTC) yaşayan arkadaşlarımız soydaşlarımız görüşlerine göre, hangi siyasi görüşe yakınsalar, ben örneğin bir siyasi görüşe yakın mesaj atıyorsam, karşı taraftaki bana mesaj atıyor “uzaktan gazel okuma sen” diye. Diğer bir görüşe yakın bir mesaj yazarsam da bu defa da diğer görüşe sahip olanlar “uzaktan gazel okuma sen” diye mesaj atıyorlar. Yani işlerine gelmedikleri zaman siz uzaktasınız konuşmayın diyorlar bize, ama işlerine geldiği zaman kendi fikirlerine yakın bir şeyler yazdığınız zaman istediğiniz kadar konuşun diyorlar. O yüzden “Uzaktan Gazel Okuyan Adam” olarak koydum kitabımın adını.” 

Soru: Ne kadar zamanda ortaya çıktı kitabınız? 

Yanıt: Bu yılların birikimi oldu. Bu kitapta yazılanlar aslında Facebook’ta daha önce yazdığım şeylerdir. Geneli anekdotlar şeklindedir, fıkralar şeklindedir, güldürü niteliktedir. İngilizce Türkçe karışımıdır. İngiltere’de yaşayan Kıbrıslı Türklerin çocukları özellikle Türkçeyi öğrenirken içerisine birçok da İngilizce kelime katarak konuşuyorlar. Bu beni etkiledi ve onların konuştuğu şekilde yazmanın fena fikir olmadığını düşündüm ve o şekilde yazdım. Bu çok ilgi gördü ve toparladım kendi ciddi yorumlarımı da ekleyerek kitaplaştırdım.

Soru: Sizler yurt dışından herhangi bir şey söylediğinizde veya yazdığınızda, Kıbrıs'ta yaşayanlar sizlere "Uzaktan gazel okuyacağınıza memleketinize gelin" diyorlar. Bu tavır sizi üzüyor mu?

Yanıt: Bunlar çok tartışıldı ve tartışılıyor. Bizim Londra’da yaşayan kardeşlerimiz fazla karışmasınlar bu işe, bıraktılar memleketi gittiler niye konuşuyorlar diyorlar. Ama benim şöyle bir durumum vardır onu da açıklamak zorundayım: Ben bu ülkeden kendi gönlümce ayrılmadım, gitmek zorunda kaldığım için gittim. Gittiğim günden sonra da ben Kıbrıs’la yattım Kıbrıs’la kalktım. Ben tiyatrolar yapıyorum ve benim tüm oyunlarımda hep Kıbrıs ağzı, Kıbrıs kültürü, Kıbrıs karakterleri var. 
Kıbrıs konusunda yazıyorum. Ben 15 yıl radyo sunuculuğu ve program hazırlayıcılığı yaptım Londra Türk Radyosunda. 15 yıl haftada 4 program olarak benim işlediğim Kıbrıs oldu. Komedisini Kıbrıs ağzıyla yaptım. Kıbrıs masası diye bir tartışma programı yaptım konusu Kıbrıs olan. Toprağın Kokusu diye yine Kıbrıs’ın köylerini, kasabalarını tanıtan programlar yaptım. Bunları da o yöreden o köyden kasabadan gelen insanları stüdyoya çağırarak onlarla tartışma yaparak yaptım. En sonunda da bir kitap programım vardı, o programda da sürekli Kıbrıslı yazarların kitaplarını işledim. Yani Kıbrıs’la hiç kopmadım. Onun için kendimde hak görüyorum fikrimi paylaşmak ve söylemek bakımından. Çünkü ben Kıbrıslıyım. Yani şimdi ben Suriye ile ilgili de fikrimi yazıyor veya söylüyorum bunun için Suriye’de mi yaşamam lazım benim?
 
Soru: Kıbrıslı Türkler geçmiş yıllarda, özellikle 1960 sonrasında adayı niye terk etti? Bunu bir de sizin ağzınızdan dinleyelim...

Yanıt: Bu durumun çeşitli nedenleri vardır daha çok ekonomik nedenlerle dayanıyor. Kimisi de burada yaşama imkânları zorlaştığı için gitti. Benim gidiş nedenim işsiz kaldığım için, işsiz bırakıldığım içindi. 1972 yılında buradan ayrılmak zorunda kaldım. Ben Devlet Tiyatrosu’ndaydım ve istifa etmek zorunda kaldım bazı nedenlerden dolayı. Daha sonra bana iş verilmedi ve mecburen babamın ailemin yanına gittim İngiltere’ye sebep bu gidiş o gidiş ve orada kaldık. 


Soru: İlk gittiğinizde ne tür sıkıntılar yaşadınız? Bir kısmını bizimle paylaşır mısınız?

Yanıt: Ben İngiltere’ye 28 yaşında gittim ve o yaşıma kadar evde yumurta kırıp kızartmadım o kadar her şeyi hazır bekleyen birisi idim. Önce belediyede vergi işleri şefiydim sonra Devlet Tiyatroları vs. Ama İngiltere’ye gidince yaşamımı kazanmak için restoranlarda garsonluğa başladım, şeflik yaptım, fırınlarda işledim ve bu çok zor geldi. Bunları yaparken ben hiçbir zaman ne tiyatrodan ne de yazmaktan kopmadım. Geceleri de tiyatro yazar, Londra’da yılda 2 kez de tiyatro sahnelerdik. Londra’daki Kıbrıslı Türklere biz tiyatroyu özellikle de Kıbrıs ağzı ile yapılan tiyatroyu sevdirdik. İstanbul Türkçesi ile de ortaya koyduğumuz tiyatro oyunları vardı ama oraya 100 kişi geliyorsa idi Kıbrıs ağzı ile yaptığımız tiyatrolara binler geliyordu insanlar özlem duyuyordu kendilerinden bir şeyler buluyordu.
 
Soru: Şimdi ne yapıyorsunuz? Artık dönmeyi düşünüyor musunuz? Neden dönmüyor ya da dönemiyorsunuz?

Yanıt: Hiç boş durmuyorum. 73 yaşındayım ve hala yazıyorum. Orada Balıkçıoğlu Kabare Tiyatrosu diye bir tiyatrom var. Yılda birkaç kez kendi yazdığım oyunları küçük bir grubumla sahneye koyuyoruz. Kitaplarım var, onları yazıyorum. Bu beşinci kitabım, burada tanıtımını yapacağız. Bir kitabım daha var hazırlıyorum o da radyo parodilerinden oluşacak güldürü şeklinde bir kitap olacak ve yılsonuna hazır olacağını düşünüyorum. Dönmeyi düşünüyorum ama bir ayağımız yine de Londra’da olacak. Benim vasiyetimdir, ömrüm yetmez de Kıbrıs’a yerleşemezsem eğer beni Kıbrıs’a gömün. Burada ev aldık arada gidip geliyoruz şu anda ama tamamen Londra’dan da kopamayız. Torunlarımız, evlatlarımız var orada yaşayanlar var kurulu bir düzen var.

Soru: Döndüğünüzde bu KKTC’nin sağlık hizmetleri, ulaşım olanakları, çukur yolları, kesilen telefonları ve elektrikleri sizi kızdırmayacak mı?

Yanıt: Tabi ki üzülüp kızdıracak. Ha bir de sağlık hizmetleri açısından tamamen bırakıp KKTC’de yaşayamayız çünkü sağlık hizmetleri ne yazık ki çok yetersiz. Londra’da aldığımız alıştığımız bir sistem var hizmet anlayışı var burada yok. En büyük eksiklik doktor yok. Yeni hastane yapacaklarmış, inşallah yaparlar. Dönenler var tabi Londra’da yaşayan Kıbrıslı Türklerin yüzde 80’nin evi burada bazıları geliyor birkaç yıl burada yaşıyor sonra pes ediyor sistemden dolayı ve geri dönüyor. Londra’daki sistemde her şey yasalara göre gidiyor, burada tanıdıklara göre gidiyor. Her iş burada böyle ne yazık ki bu yüzden geri dönüyor insanlar, burada kalamıyor. Burada bir evim var geldik kalıyoruz 3 aydır tamir edilmedi ve evimde bugün telefon yok. Ama siz burada yaşarken bu aksaklıklar sizi rahatsız ediyor etmeli de ama bizde öyle bir özlem var, bu özlem bunları görmemizi engelliyor. Biz diyoruz bizim memleketimiz dünyanın en güzel memleketidir, öyle hissediyoruz duygularımız bunlar. Ben mesela yılda 3-4 kez geliyorum bu vatan özlemidir, memleket özlemidir başka bir şey değil.

Güncelleme Tarihi: 12 Eylül 2017, 10:12
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473