banner564

Bürokrasinin  acı faturası

İşadamı Nami, “Karpaz Marina’da engeller yüzünden gerçekleşemeyen otel projeleri yapılsaydı ne Yenierenköy Belediyesi para ne de bölge istihdam sıkıntısı çekecekti” dedi

Bürokrasinin  acı faturası
banner598

 Çiğdem AYDIN

Ticaret Odası eski Başkanı İş Adamı Erdil Nami, Karpaz Marina projesinin bürokratik engellerden dolayı yarım kaldığını söyledi. Nami, marinanın orijinal projesinde iki adet beş yıldızlı otel de bulunduğunu ancak yetkililerin gerekli yardımları yapmamasından yapılamadığını belirterek, “Oteller yapılsaydı ne Yenierenköy Belediyesi para sıkıntısı ne de Karpaz Bölgesi istihdam sıkıntısı çekecekti” dedi. Nami, “Gelmiş geçmiş tüm hükümetler yolunu projenin yolunu açmadı” ifadesini kullanarak, “Engeller çıkmasaydı şu anda Akdeniz ve Ortadoğu’nun en büyük marinasına sahip olacaktık” dedi. Nami, Kapalı Maraş’ın da Türk yönetimi altında açılabileceğini belirterek Taşınmaz Mal Komisyonun mali sorunlarının da Şerefiye vergisi ile aşılabileceğini kaydetti.  
Erdil Nami Diyalog’un sorularını şu şekilde yanıtladı:

Soru: Yenierenköy'e Yat Limanı yapılması için çok uğraş verdiniz. Ne tür zorluklarla karşılaştınız? Halen devam eden zorluklar var mı?

Cevap: Projenin gündeme gelmesi, hayat bulması için üç önemli kişinin ciddi gayretleri oldu. Kendimi bu üç kişiden biri olarak görüyorum. Projeye başından beri çok ciddi derecede inandığım için, sanki öz sermayem varmışçasına uğraştım, özdeşleştim. Projenin orijinal kurucusu David Luis, her ne kadar onun için “Yahudi, İsrail yatırımı gibi söylemlerde bulunulsa da, kendisi İngiliz Musevi’sidir. Bir vesileyle kendisiyle tanıştıktan sonra Orta Doğu veya Kıbrıs’ta bir marina yapmak için uygun lokasyon aradığını öğrendim. Bu arada iyi tanıdığım İş Kadını Sıdıka Atalay’ın da böyle bir projesi olduğundan haberdar oldum. O da finansör arıyordu. Bir yanda finansör arayan Sıdıka Hanım, diğer yanda lokasyon arayan bir yatırımcı vardı. Ben de tam o noktada aralarında köprü oldum.
David Luis’e bölgeyi tavsiye ettim, götürüp gösterdim, müthiş beğendi. Öz kaynaklarından 100 milyon dolar harcayarak, bugün Doğu Akdeniz’deki en mükemmel az sayıda marinadan bir tanesi olduğunu iddia ettiğimiz Yenierenköy’deki Karpaz Marina’nın inşasına başladık.

Soru: Yat Limanı projesine ek olarak otel yapımı var mıydı? Vardıysa neden yapılmadı? Kim engelledi bu yatırımları?

Cevap: Orijinal projesinde iki adet beş yıldızlı otel de vardı. Oteller yapılsaydı ne belediye para sıkıntısı ne de Karpaz Bölgesi istihdam sıkıntısı çekecekti.  Vesilelerle, yetkililere gelmiş geçmiş başbakanlara yazılı sözlü rica ettim, anlattım, yazdım, çizdim. “Tarihi bir fırsattır”, dedim. Yabancı sermayeye teşvik yasamız var ama yasa ile iş bitmiyor. Yatırımcının bir talebi vardı, basitti, ekstra ayrıcalıklar istemiyordu; mevzuatta var olan, “yatırım büyükse, büyük istihdam yaratıyorsa, ülkeye yenilik getiriyorsa” maddesine dayanarak, kira sözleşmesini 99 yıla çıkarmak istiyordu. Yasada bir tek nokta net değil, bunu söyledi. Dedim, “Bakın arkadaşlar şu kanunun bu maddesine dayanarak yasanın 49 yılı 99 yapabilirsiniz.” Bana dedikleri, büyüklükten kastınız nedir? Tamam dedim, o zaman bir müsteşarınızı ya da ilgili bir komite kurup yasaya açıklık getirin, tüzük ekleyin, deyin ki yatırım büyüklüğü 100 milyon ya da 150 milyon dolardır. İstihdamda yüz - iki yüz kişi deyin, onun da adını koyun. Yenilikse, bu zaten yenilik, daha adada marina yok. Dolayısıyla her üç kriter var. O zamanki bazı üst bürokratlar, siyasiler, “Erdil bey haklısınız ama bu hakkı size verirsek başka yatırımcılar da bunu isteyebilir” dediler. Olabilir dedim. “Diğer yatırımcılar da bu kriterin içine giriyorsa vereceksiniz,” dedim. Zaten bu yasanın amacı ülkemize yatırımı çekmek… Eğer bunu yaparak daha çok yatırımcı gelip isteyecekse, ne mutlu, demek ki yasamız amacına ulaşmış demektir. Bundan çekinecek bir şey yok. İpe un sermekte bizim üzerimize yoktur, yani lüzumsuz şeyler. Luis, tabi bu arada vefat etti. Seksen yedi yaşındaydı ve o kalben bu yeri bölgeyi bu adayı sevdi. Şimdi birçok insan, “en güzel yeri şuna buna verdiniz” diyorlar ya hani. Bir şeyler yapılmamışken gidip baksalar ya… Neden başkası gidip bakmıyor, yapmıyor? Memleketi sevmek ona dokunmamak değil, güzel dokunmaktır. Yirmi katlı bir bina, tabiata, tarihe uymayan bir şey yapılırsa tamam… Marina o kadar güzel uyum sağladı ki marinanın orada olduğunu bilmezseniz, göremezsiniz. O kadar arazi ile uyumlu bir proje yaptık. Orada restoran, Beach Club, on yedi bin metrekare beton alan yaptılar.
Gemilerin bakımı için ve bu bakımı nasıl yapacaksınız, yatı dışarıya alabilmeniz lâzım. Bir süper yat aşağı yukarı yüz tondan fazla olduğundan, üç yüz tonluk kaldırma gücü olan bir vinç, Türkiye’nin Güney sahillerindeki marinalarda bile yoktur. David Luis’in hayatı yatlarda geçtiği için, aksayan tarafları çok iyi gördüğünden buraya her şeyin en iyisini sağladı. Daha güzeli olacaktı ama… Gelmiş geçmiş tüm hükümetler yolunu açmadı.

Soru: Taşınmaz Mal Komisyonu karar üretemez hale geldi. Bu yüzden de Maraş'ta otelleri bulunan Rumların satış için yapılan başvuruları geri çektikleri açıklandı. Bunu nasıl yorumlarsınız?

Cevap: Taşınmaz Mal Komisyonu’nun güçlendirilmesi ve aldıkları birçok kararı uygulayabilmeleri Kıbrıs İş İnsanları ve Yatırım Derneği’nin en büyük hedeflerinden bir tanesidir. Halkımız, hatta bu işi bildiğini zanneden bazı arkadaşlar tarafından dâhi yanlış anlaşılmaktadır. Yani bunu bir Şerefiye Vergisi olarak düşünüyorlar. “Şerefiye Vergisi niye vereyim ben, mal benim” diyorlar. Şerefiye Vergisi Dünyanın gelişmiş her ülkesinde var. Biz icat etmiyoruz bunu. Yani örnek verecek olursak; sizin Londra’da da olsa, babanızdan dedenizden kalan malınız varsa, eğer devlet o malın kenarına bir park veya yeni cadde ya da yeni bir tren istasyonu gibi yatırımlar yapıyorsa ve sizin arsanızın değeri 100 bin sterlin ’den 500 yüz bin sterlin’e çıkarsa, bu mal değer artışıdır ve ekstra o bölüm için bir vergi alınır. 

Maraş için üç yüzü aşkın müracaat var
Maraş konusuna gelince; o bir bütünlüklü çözüm meselesidir. Biz bunu söyledik, yazdık, Cumhurbaşkanımızla da görüştük. Siyasi parti liderlerimizin hepsiyle de özellikle seçimden önce görüştük. Bunun büyük faydası olduğunu söyledik. Çünkü Taşınmaz Mal Komisyonu’nun küfesindeki problemlerden bir tanesi de Maraş’ta oturan insanların puanları, malları, değerleri ve tazmini. Bunun gündemde kalması gerekir. Şu anda sırf Maraş için üç yüzü aşkın müracaat var.  Buraya onların yerleştirilmesi komplike bazı sorunlar çıkarabilir. Belediye hizmetinin nereden alınacağı gibi… Bizim projemiz, önerimiz şu; “bizim yönetimimiz altında kalıp, buyurun yerinize yerleşin, mal sizindir”. Bu durumda gelen de olur gelmeyen de. Büyük yatırım var orada, siz bunu açacaksınız. Şimdi bu büyük yatırımın bazı gereksinimleri var. Çünkü artık o yatırımlar yatırım olmaktan çıktı, çürüdü, hepsi A’dan Z’ye yenilenecek ama sizin mülk sahibine, “buyurun kardeş, mal sizindir, koçanlarınız geçerlidir, tabi bunu Taşınmaz Mal Komisyonu inceleyecek, o zaman o yasal mülkiyet Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne “aldın, vermiyorsun, işgal ediyorsun” davası var ya, o kalkacak.” Bu defa, gelmek isteyenlerin listesi ile kabul başlayacak. Devletimiz bunlarla karşılıklı bir komite oluşturup, bunları bir yerde kümelendirebilirse, o yerin alt yapısıdır, lojistiğidir, yıkım işidir, Türkiye’nin alt yapı yeteneklerini kullanarak işbirliği ile kalkındırıp düze çıkarmak, hem bize hukuki bir üstünlük verecek hem de bizim şu anda durağan olan ekonomimize büyük bir iş potansiyeli doğuracak.

Soru: Hükümet programında Taşınmaz Mal Komisyonu'nun çalıştırılmasına ilişkin madde var ancak henüz adım atılmadı. Bu konuda hükümete nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Cevap: Bizde, “hem ödemeyelim hem mal bizim olsun” anlayışı var. Hukuki mal sahibi olabilmemiz için Türkiye Cumhuriyeti, azami kolaylıkları, bu Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden yapmaya hazır. Yalnız diyor ki “siz, mal sahipleri olarak siz de elinizi taşın altına koyun, bu Taşınmaz Mal Komisyonu’nun Değerlendirme Yasası’nı çıkarın.” Bu yasa bize Türkiye’den bir taslak şeklinde geldi, bu taslak Kur’an kelamı değil;  alırsın, incelersin, bizim ülkemizin şartlarına göre uyarlarsın ve Bakanlar Kurulu’na sunarsın. 
Bu yeni bir şey değil. Beş- altı yıldan beri bizim siyasilerimizin önündedir bu yasa. Günahtır, yazıktır. Neden çünkü popülarite peşindeyiz. “Ben bir şey almadan vatandaşa arsa verdim, tapu verdim” gibi söylemler… Bu halkı kandırmaktır. Halka doğrusunu söyleyip, “bak arkadaş bunu verince bu mal senindir, çocuklarınındır, torunlarınındır, ilelebet hakiki, temiz, uluslararası tanınan bir koçan elde edeceksin” demek gerekir. Bunu anlatmaktan neden zorlanıyoruz biz, hâlâ anlamış değilim. Türkiye büyük fedakârlıklar yapmaya hazırdır ama bizim de iyi niyet jesti olarak Taşınmaz Mal Komisyonu’nu Güçlendirme Yasası’nı çıkarmamız gerekiyor. 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner473