banner564

DVB-T yaygınlaşmalı

Uydu aidatlarının yüksek olduğunu belirten özel televizyon yöneticileri ve yetkililer, alternatif çözüm olarak aynı öneriyi sundu:

DVB-T yaygınlaşmalı
banner598
Özgül Gürkut MUTLUYAKALI (TAK)
Medya içinde önemli bir yere sahip televizyon yayıncılığı ülkemize özgü birçok sorun yaşarken, televizyon yöneticilerinin büyük çoğunluğu çok pahalı olduğunu belirttikleri uydu yayınları yerine “sayısal (dijital) karasal yayıncılığın” yani “DVB-T”nin “yaygınlaştırılması gerektiğini vurguluyor.
KKTC televizyonları, Türksat uydusundaki yayınları için yılda 9 milyon TL’yi aşkın para ödüyor. Bu paranın büyük kısmı devletçe karşılanıyor olsa da, zaten ekonomik zorluklar içinde bulunan yayıncılar için büyük külfet oluşturuyor.
Oysa KKTC’nin yüzde 90’ında yayınların DVB-T’den izlenme imkanı da var. Ancak yapılan araştırmalar, DVB-T’nin henüz çok düşük oranda izlendiğini gösteriyor. Dünyada ise internet tabanlı bir yayın türü olan IP TV uygulaması yaygınlaşıyor.
CTP-UBP hükümeti, haziran ayından itibaren uydu katkı payı ödemelerini durdurma kararı aldı.

Akar: Devlet her evde DVB-T’den izlenmeyi sağlamalı
Diyalog Medya Grubu Genel Yayın Yönetmeni Reşat Akar, devletin DVB-T yayınlarının her evde izlenebileceği önlemleri alması gerektiğini vurguladı. Gerekirse eski televizyonların bu yayın sistemine uyumlu hale getirilebilmesi için gerekli cihazı bir defalığına ücretsiz ve sıfır gümrükle sağlanmasını öneren Akar, halkın da DVB-T yayınları konusunda eğitilmesi gerektiğini söyledi.
Akar, devletin BRT’ye ayırdığı bütçe kadar, devlet kurum ve kuruluşlarının da özel televizyonlara eşit ve adil biçimde reklam dağıtmasını istedi.
“YYK’nın Türkiye nezdinde tanınır hale getirilmesi gerektiğini” belirten Reşat Akar, Diyalog TV’nin RTÜK’ün yanlış bir kararıyla Türksat’taki yayınlarının durdurulması olayına işaret ederek o süreçte YYK yetkililerinin RTÜK’e ulaşmakta sorun yaşadıklarını kaydetti. Akar, “Hükümet ya YYK’yı tanıtmalı, ya da hepimizi RTÜK’e bağlamalıdır” dedi. Akar, 2013’te Diyalog TV için yaptıkları başvurularda yaşadıkları sorunlara değinerek, uzun bekleme sonrası sadece uydu yayın izni alabildiklerini, “taksi izinleri gibi karaborsa” olan Türksat’ta yer bulmakta da sıkıntı yaşadıklarını anlattı.

Karasal yayın duracak dendi ama…
Kendilerine “Haziran 2014’ten itibaren karasal yayınlar duracak” denilerek karasal yayın izni verilmediğini oysa bugüne gelindiği halde karasal yayınların sürdüğünü belirten Reşat Akar, bu durumu eleştirdi.
Reşat Akar, Güney Kıbrıs’tan önce KKTC’de 5-6 yıl önce Türkiye’nin büyük paralar harcayarak dijital yayınların altyapısı için gerekeni yaptığını ancak hiçbir siyasi ve sivil toplum örgütünün “bu yatırım yapıldı ama dijital yayıncılık ne oldu” diye sormadığını savundu.


“Sorunun temelinde devlet ciddiyetsizliği var”
Akar, dijital yayıncılığa (DVB-T’ye) mutlaka geçilmesi gerektiğini ancak devletin bütün konularda olduğu gibi yayıncılık konusunda da ciddi bir duruşu olmadığını, sorunun temelinde devletin ciddiyetsizliği, tutarsızlığı ve plansızlığı bulunduğunu ifade etti.
Akar, televizyonlara uydu katkı payı verilmesiyle ilgili Bakanlar Kurulu kararında sadece 5 KKTC vatandaşı istihdam edilmesi kuralını da eleştirerek bir televizyonun en az 20 personel gerektirdiğini söyledi.

Devlet ilanları medyaya eşit dağılmalı…
Türkiye televizyonlarının yarattığı haksız rekabet konusunda sadece bir tarafı suçlayarak sonuç alınamayacağını belirten Akar, KKTC televizyonları arasından da bazılarının pazarlıkla reklam fiyatlarını kırdığını belirtti ve bu durumu eleştirdi.
Akar, devlet ilanlarının medyaya eşit dağıtılması için bir genelge hazırlanabileceğini ve kriterler belirlenebileceğini kaydederek “popülizmden ve iktidara yakın medyanın desteklenmesinden vazgeçilmesini” istedi.

Çözüm olursa radyo ve televizyonlar kapanır…
Reşat Akar, KKTC’deki radyoların da dünya standartlarının çok altında olduğu ve frekansları nedeniyle dinlenemez halde oldukları görüşünü ifade ederek adada olası bir çözümde yayıncılıkta Güney Kıbrıs’la rekabet edebilecek durumda olmadıklarını söyledi. Akar, ayrıca radyoların hiçbir şekilde denetlenmediğini de belirterek bunun yarattığı sıkıntılara dikkat çekti.
Akar, “Bu şartlarda bir çözüm olursa 6 televizyonumuz ve tüm radyolarımız kriterlere uymadıkları için kapanır diye düşünüyorum. Buna bir tedbir lazım” dedi.

Diyalog’ta yatırımlar gerçek maaş üzerinden…
4 Kasım 2014’te yayına başlayan Diyalog TV’de halen çoğu kadrolu ve sosyal güvenlik yatırımları gerçek maaşları üzerinden yapılan 25 kişi görev yapıyor. Haber ağırlıklı bir kanal olan Diyalog TV üç ajansa abone. Diyalog TV’nin uydu, DVBT, internet, mobil, IP, akıllı uygulamalarda yayını bulunuyor.

Birinci: Reklam politikası oluşturulmalı…
Kıbrıs Genç TV’yi de bünyesinde bulunduran Birinci Medya Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Tekin Birinci, yayıncılıktaki sorunların çözümü için güçlü bir irade gerektiğini vurguladı.
Birinci, her şeyi devletten bekleyen biri olmadığını ancak devletin sisteminde sıkıntılar bulunduğunu; Türkiye kanallarının KKTC’ye yönelik yayınlarının da sıkıntılardan birini oluşturduğunu söyledi.
Türkiye kanallarının reklamlarının KKTC’de de izlendiğini, oysa Avrupa ülkelerinde reklamların kesildiğini kaydeden Birinci, “Temel sorun budur. Çünkü Türkiye’deki büyük firmalar, Türkiye TV’lerindeki reklamlardan dolayı bize reklam vermiyor” dedi.
Devletin medyanın yaşaması için sorumluluklarını yerine getiremediği için televizyonlara uydu katkı payı olarak ayda 30 bin TL verdiğini belirten Tekin Birinci, BRT’ye 58 milyon TL bütçe ayrılmasını da eleştirdi.
31 Mayıs 1997’de kurulan Kıbrıs Genç TV, halen Türk-Sat’ta, internette, karasal antende ve DVBT’de yayın yapıyor. 56 sürekli personeli ve 60’a yakın da programcısı bulunan Kıbrıs Genç TV, 3 bin 180 metrekarelik binasında ülkenin en büyük stüdyosuna sahip…

Özuslu: Ciddi bir dönüşüme ihtiyaç var
United Media bünyesindeki Sim TV’nin Genel Yayın Yönetmeni Sami Özuslu, ülkede medyanın genelinin ve televizyon yayıncılığının tehlikede olduğu ve ciddi bir dönüşüme ihtiyaç duyduğu görüşünde… Bunu yıllardır söylediklerini, nedeninin de haksız rekabet olduğunu ifade eden Özuslu, KKTC’nin ithalatında büyük oranda Türkiye ürünleri yer tutarken Türkiye medyasının KKTC’de “beleş reklam yaptığını” belirtti.
Özuslu, “Ben Türksat uydusuna her bir kanalın yılda 600 bin TL ödemesini ister devlet olsun, ister kanalların kendi imkanlarıyla olsun, çok büyük bir israf olarak görüyorum” dedi.


Şadi: Uydu modası karasal yayının önünü kesti
AS TV Yönetim Kurulu Başkanı Metin Şadi, yayıncılıkta işin ta başından yanlışlıklar olduğunu, teknik sıkıntılar nedeniyle düzgün yayın yapılamadığını; ayrıca birkaç televizyon kanalı uyduya çıkınca bir moda başlatıldığını söyledi.
Uydu modasının karasal yayının önünü kestiğini, uyduda yayının çok pahalı olduğunu, sonrasında konunun milliyetçiliğe çekilip “sesimiz duyulsun” denildiğini anlatan Şadi, yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklere yayınların ulaşmasının doğru ve gerekli olduğunu kaydetti.
2004’ten beri yayında olan AS TV’de 10 civarında çalışan bulunuyor. AS TV uydudan, internetten, karasal, DVBT ve youtube kanalıyla yayın yapıyor.

Tatar: Tehlikeler var
Kanal T Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Tatar, sorunlu bir sektör olan yayıncılıkta çözüm çabası da görmemekten yakındı.
Medyayı ticari yatırım görmediğini vurgulayan Tatar, ancak KKTC’de medyadan para kazanan sadece birkaç gazete bulunduğunu söyledi. Kazanç sağlanamayan bir yerde yatırım ve geliştirmenin de çok zayıf kaldığını kaydeden Sibel Tatar, sektörün iyi kadro gerektirdiğini, birkaç kişiyle yürütülecek bir iş olmadığını ifade etti.

“Kalemini satanlar olabilir”
Sibel Tatar, medya sektöründe yeterli gelir sağlanamamasının demokrasiye aykırı gelişmelere, tehlikelere yol açtığını, programını, görüşünü, kalemini satarak bir gelir elde etme çabasına girenler ve etik ilkelerden uzaklaşanlar olabildiğini kaydetti. Tatar, “Herkesi zan altında bırakmak istemem ama yeterli gelirin olmamasından dolayı sektörde böyle bir tehlike oluşuyor” dedi.

“DVB-T’ye geçildi ama insanlar geçmedi”
DVBT için gerekli yatırımın geç yapıldığını, insanların da buna hazır olmadığını, evlerde gerekli altyapı olmadığını kaydeden Tatar, “DVB-T’ye geçildi ama insanlar geçmedi, önemli olan kullanılabilir olmasıdır” dedi.Tatar, ayda 15 bin 500 dolar uydu parasını ödemeyi kimsenin istemediğini ancak izlenebilmek için uydu yayınlarının sürmesini gerekli gördüğünü ifade etti. 

Dervişağa: Katkı payı kaldırılırsa sıkıntı artar…

Kıbrıs TV Müdürü Pınar Gözek Dervişağa, uydu katkı payının kaldırılmasının yayıncılıktaki sıkıntıları daha da artıracağı görüşünde...
Pınar Gözek Dervişağa, KKTC’de DVB-T yayınlarının yaygınlaşması için çok ciddi bir altyapı yatırımına ihtiyaç duyulduğunu; bir diğer önemli noktanın ise DVB-T yayınları konusunda vatandaşın bilgilendirilmesi konusundaki noksanlık olduğunu belirtti. Dervişağa, bu sıkıntının en aza indirilmesi için YYK tarafından hazırlanan bilgilendirici kamu spotlarının televizyonlarda yoğun bir şekilde yayınlandığını anlattı.
Kıbrıs Medya Grubu bünyesinde 19 yıl önce yayına başlayan KTV, halen Türksat, D-smart dijital platformu ve DVB-T aracılığıyla yayınlarını seyirciye ulaştırıyor. KTV'de 16 tam zamanlı, 3 de yarı zamanı personel bulunuyor.

Safa: Dünya IP TV’ye geçti ama biz…
Ada TV Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özmen Safa, devletin ve hükümetlerin, yayıncılıktaki sorunları kabullenmesi gerektiğini söyledi. Safa, “Tüm dünya internet yani IP yayıncılığına geçerken ülkemizde bu mümkün olamadı çünkü maalesef yeterli altyapımız yok ve yine maalesef yakın bir tarihte de olacak gibi görünmüyor. Bir an önce yetkililerin bu konuyu oturup netleştirmesi şart” diye konuştu.
RTÜK’ün KKTC’den yayın yapan bir televizyon kanalını kapatabildiğini ve bu kararın önüne kimsenin geçemediğini belirten Ali Özmen Safa, iki ülke yetkililerinin bir masa etrafına oturup ne yapılması gerektiğini kararlaştırması ve sorumlu merciin kim olduğunu bilebilmeleri için bu kararı kendilerine tebliğ etmesini istedi.

“Ortada kazanılmış bir hak var…”
Safa, uydu katkı payının kaldırılmasını doğru bulmadığını ifade ederek, “Ortada kazanılmış bir hak var ve bu geri alınmaya çalışılıyor. Siyasilerimiz artık bir an önce bizlerden de görüş alarak bu konuya çözüm bulmalıdırlar” dedi.
Ali Özmen Safa, bu para verilmezse ülkenin karanlığa gömüleceğini savundu.

“Haksız rekabetle karşı karşıyayız”
“Hep söyledim söylemeye de devam edeceğim. Haksız rekabet ile karşı karşıyayız. Hem içte hem de dışta…” diyen Safa, Türkiye’deki kanalların reklamlarının KKTC’de de yayınlanıyor olması nedeniyle KKTC’de varlığını sürdüren Türkiye’deki büyük şirket bayilerinin KKTC televizyonlarına ve gazetelere reklam verme ihtiyacı duymamasını eleştirdi.
Safa, ülke yetkililerine seslenerek haksız rekabeti önlemek için Türkiye’deki firmaların ürünlerine KKTC’ye girişte fon konulmasını önerdi.20 Temmuz 2008’de “güçlünün değil haklının yanında” sloganıyla yayın hayatına katılan Ada TV karasal yayınlar yanında Türksat uydusundan ve internet ortamından yayınlarını sürdürüyor. 7 yıl önce ilk 3 G yayını yapan Ada TV’de 40 personel çalışıyor.


Tosun: Yayıncılık değişim sancısı yaşıyor
BRTK Müdürü Mustafa Tosun, ülkede yayıncılığın değişim sancısı yaşadığını; bütün dünyada da değişimden öte dönüşüm olduğunu ve KKTC’nin de bundan etkilendiğini söyledi.
1997’den beri sayısal yayıncılığı (DVBT’yi) takip ettiklerini, 2004’te planlarını oluşturduklarını, 2006’da Cenevre’de bir konferansa katıldıklarını ve Ekim 2009’da KKTC’nin yaklaşık yüzde 70’ine erişen DVBT sistemini kurduklarını kaydeden Tosun, Ağustos 2010’da ihalesi yapılan ikinci paketle de BRTK sitesinden DVB-T yayınlarına başlandığını belirtti.

“DVB-T izlemek için basit bir antene ihtiyaç var”
DVB-T yayın izlemek için yeni model televizyonlarda basit bir antene ihtiyaç olduğunu, dijital tarama yapılarak yayınların bulunabileceğini belirten Tosun, zaten şu anda da birçok evde bu yayınların izlendiğini ancak bazı vatandaşların bunun farkında olmadığını ifade etti.

BRT’de 520 kişi çalışıyor
1974 yılında TRT yayınlarını aktarmakla yayına başlayan BRT televizyonu, 1976’da kendi stüdyosunu kurdu, Temmuz 1979’da ise TRT ve Güney’den önce renkli yayına başladı. 1986’da Selvilitepe’deki vericileri devreye koyan BRT, 1995’te tam gün yayına geçti. BRT televizyonu, 1997’de haftada 3 gece analog yayına (uydu yayınına); Haziran 1998’de ise dijital (sayısal) uydu yayınına başladı. Biri HD yayın da yapan 2 televizyon ve 6 radyosu bulunan BRT’da 520 personel çalışıyor.

Diren: Fon önerdik
KKTC’de radyo ve televizyon yayınlarını denetlemekle yükümlü Yayın Yüksek Kurulu’nun (YYK) Başkanı İlkay Diren ise tarihi çok eski ve yeterli olmasa da yayıncılıkta iyi bir mesafe kat edildiği düşüncesinde…
Diren, yayıncılıkta yeterince gelişme sağlanamamasının nedeninin Türkiye’deki ulusal yayınlarla rekabet edilememesi geldiğini belirtti.
BRT ve devletin desteğiyle DVB-T yatırımlarını büyük ölçüde tamamladıklarını kaydeden Diren, DVBT yayınlarını daha da yaygınlaşması için bir kampanya yürütülmesi gerektiğini, bu amaçla bir kamu spotu da hazırlandığını belirtti.

Güncelleme Tarihi: 18 Nisan 2016, 09:24
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner473