Meclis dün, Kamu Hizmeti Komisyonu (KHK) ile Tarım Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanlığı bütçelerini görüştü.

Meclis Başkanı Sibel Siber başkanlığında saat 11.20’de toplanan Meclis Genel Kurulu, ilk sırada Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde oy birliğiyle kabul edilen 4 milyon 613 bin 400 TL’lik Kamu Hizmeti Komisyonu’nun bütçesini görüştü.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, Kamu Hizmeti Komisyonu bütçesini onayladı.

Çeler: KHK’nın sicili hala temizlenmedi

Genel Kurul toplantısında Kamu Hizmeti Komisyonu bütçesi üzerindeki ilk sözü TDP milletvekili Zeki Çeler aldı.

Çeler, toplumda siyasilere olan güvenin her geçen aşağıya çekildiğini kaydederek, “Kamu Hizmeti Komisyonu’nun da sicili hala daha temizlenmedi” dedi.

Üçlü kararnamelere işaret eden ve partizanlıkların sürdüğünü savunan Çeler, “Bu kurumun yapısının değişmesi gerek” şeklinde konuştu.

Taçoy: KHK’da eşitlik ve adalet vardır…

Çeler’den sonra DP UG Genel Sekreteri Hasan Taçoy söz aldı.

Kamu Hizmeti Komisyonu’nun siyasetçinin dilinden düşmeyen bir kurum haline getirildiğini kaydeden Taçoy, “Kamu Hizmeti Komisyonu’nun sınavlarında eşitlik ve adalet vardır” dedi.

Tatar: Yasal değişiklik şart

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili Ersin Tatar, kamuda 13 bin 500 kişinin çalıştığını kaydederek, “Bu kurumun daha tarafsız çalışabilmesi için yasal değişiklik yapılması gerekiyorsa, biz buna milletvekilleri olarak katkı sağlarız. Bu kurum bizim kurumumuzdur. Ona sahip çıkmalıyız” dedi.

Görüşmelerin tamamlanmasıyla Kamu Hizmeti Komisyonu’nun 4 milyon 613 bin 400 TL’lik bütçesi oy çokluğuyla kabul edildi.

Çiftçiler Birliği bütçe görüşmesini izledi

Meclis Genel Kurulu’nda, dün 223 milyon 256 bin 700 TL olarak öngörülen Tarım Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanlığı bütçesini görüştü.

Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği üyeleri Genel Kurul salonundan tarım bütçesi üzerindeki görüşmeleri izledi.

Dinçyürek, 3 saati aşkın konuştu

Tarım bütçesinde ilk sözü DP UG Milletvekili Hakan Dinçyürek aldı. Hakan Dinçyürek’in Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı bütçesi üzerindeki konuşması 3 saati aşkın sürdü.

Devletin enerjiyi Tarım Bakanlığı altında tutmasını hala anlayamadığını ifade eden Dinçyürek, “Enerji konusunda dairenin adı var kendisi ortada yok” dedi.

Kıb-Tek’ten kimin sorumlu olduğunu soran Hakan Dinçyürek, “Bu kurumun başındakiler hükümeti, hükümete verdikleri taaddütleri tanımayacak kadar sorumsuzdur. Bu yönetimden hesabı kim soracak?” dedi.

Şahali, yetkisiz yetkili…

Dinçyürek, Tarım Bakanı Erkut Şahali’yi enerji konusunda “yetkisiz yetkili” diye tanımladı.

Hakan Dinçyürek, “Kıb-Tek enerji başlığında bir kalemdir, bu ülkede hem belirleyici, hem karar üretici, hem uygulayıcı, hem denetleyici olamaz. Bu kurum elbette önemli bir kurumdur ama gereğinden fazla görev üstlenirseniz doğruya değil, yanlışa gidersiniz” şeklinde konuştu.

Dinçyürek, Kıb-Tek Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Akim’in hükümetten gitmelerinin hemen ardından bir gazeteye verdiği demeci kürsünden okudu.

Her konuya değindi…

Öte yandan Kıbrıs konusuna, Güven Yaratıcı Önemler’e değinen Dinçyürek, Güney Kıbrıs’ın enterkonnekte sisteme geçilmesi konusunda ortaya bir irade koyamadığını söyledi, “Bu konuda bile karar üretemeyen Rumlar, bizimle nasıl ortak devlet kuracak?” diye de sordu. 

Su konusunda da değerlendirmede bulunan Dinçyürek, “Hükümet hangi konuda reform yapacağını belirledi, ne kamuoyuyla paylaştı, ne de Türkiye ile istişarede dik bir duruş sergiledi” dedi.

‘Suyu biz yöneteceğiz’ şekilde gereksiz sloganlar atıldığını kaydeden Hakan Dinçyürek, “Hükümet kendi sloganlarında boğuldu” ifadesine yer verdi.

Taş ocaklarının kimsenin malı olmadığını da vurgulayan Dinçyürek, taş ocaklarıyla ilgili tüzüğün Bakanlar Kurulu’ndan yanlışlarla geçirildiğini savunan, “Geçmiş uygulamalara bir bakın” diyerek tüzük konusunda eleştirilerde bulundu.

Dinçyürek, bu yılki bütçenin yetersiz olduğunu kaydederek, “Geçen yılki 135 Milyon TL’lik Tarım Bakanlığı bütçesi Temmuz’a kadar gittiyse, bu yılki 145 milyon TL en fazla Temmuz’a kadar gider. Bu mantalite değişmeli” dedi.

Oğuz’dan Dinçyürek’e, ‘Ucuz politika’ eleştirisi 

UBP Genel Sekreteri Dursun Oğuz, DP-UG Milletvekili Hakan Dinçyürek’in söylemlerini eleştirerek, “Ucuz politika böyle olur” ifadelerini kullandı.

Sorunların çok olduğunu ve ülkenin en büyük sorunlardan biri olan ürün bedellerinin ödenmemesi olduğunu dile getiren Oğuz, hükümete geldiklerinde kendilerini sorunların içinde bulunduklarını söyledi.

Oğuz, tek haklı olanın üretici olduğunu ve bu sorunun da hükümet sorunu olduğunu, yetkileri doğrultusunda çözüm üretmeye çalışacaklarını kaydetti.

Angolemli: 13. Maaş için Ercan’ı sattınız

TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli de, çiftçilerin paralarının ödenmemesini eleştirerek, “13. Maaşı alamadınız diye Ercan’ı sattınız. Bu çiftçiler de ne yapsın paralarını istiyorlar” şeklinde konuştu.

Angolemli, dünyada çiftçinin üretiminin devamı etmesi için her türlü katkının verildiğini ve ürettiği ürünü devletin satın aldığını anlatarak, “Çiftçi sizden sadece hakkını, parasını ister başka birşey istemez” dedi.

Angolemli, hayvancılıkta hellim ticaretinin önünün açılmasından dolayı küçükbaş hayvancılıktan sağlıklı süt üretiminin sağlanması gerektiğini söyledi. 

Sennaroğlu:

UBP Milletvekili Ergün Sennaroğlu, santrallerdeki yakıtların 1 Ocak tarihinden itibaren değişecek olması bilgisini aldıklarını bunun da sağlık açısından çok olumlu olacağını söyledi.

Serdaroğlu, “5 bin TL’nin üzerine maaş alanlara 13. Maaş verilmesin de bu çiftçiler ödensin ben razıyım. Ama olmazmış ya hep ya hiç olması lazımmış” dedi.

Ataoğlu: Hal Yasası bir an önce geçmeli

DP-UG Milletvekili Fikri Ataoğlu da, Kıb-Tek’in bakanlığa bağlanmamasını eleştirerek başladığı konuşmasında koalisyon hükümet programında yer alan gıda konusundaki maddeleri okudu.

Ataoğlu, karlı bir üretim yapılması, tüketiciye kalitede ve uygun fiyatta ürün sağlanmasının bakanlığın görevi olduğunu ifade ederek, hükümet programında yer alan bir takım maddelerin uygulanmasının önemini anlattı.

Hal yasasının önemine değinen Ataoğlu, Hal yasasının biran önce geçirilmesini talep etti.