banner564

Yasal Sorunlar

KKTC de Yargı Bağımsızlığı ve Adalet Bakanlığı

Yasal Sorunlar
banner598

 Hazırlayanlar :  

Av. Orhan Arsal   
  Av. Şengül Göksu

Emekli Yüksek Mahkeme Başkanı Taner Erginel ile Yargı Bağımsızlığı ve Adalet Bakanlığı ile ilgili söyleşi (2)

 
Yüksek Mahkeme Başkanının odasındaki yazıda “Amacımız KKTC Mahkemelerini dünyanın en adil Mahkemelerinden biri haline getirmektir” diye yazmaktadır. 

Soru 1: KTFD Anayasası ile KKTC Anayasasının Adalet Bakanlığını kaldırarak dünyada ilk kez Adalet Bakanlığı olmayan bir devlet oluşturduğunu söylediniz. Bu sıra dışı bir olay. Anayasalarımız niye böyle bir düzenleme yapma gereği duydu. 
Cevap 1: KKTC Anayasasının giriş bölümünde Kıbrıs Türk Halkının 1974 de özgürlüğe kavuştuğu ve büyük bir coşku içinde bağımsız devletini kurduğu ifade edilmektedir.  Bu coşku ve sevincin Anayasasının metnine de yansıdığı anlaşılmaktadır. 
KKTC Anayasasını yapmak için oluşturulan Kurucu Meclis uzun süre, tahminen bir buçuk yıl çalıştı. Bu Mecliste çok farklı görüşler tartışıldı ve önemli ilkeler benimsendi. Hazırlanan taslak 5 Mayıs 1985 de referanduma sunuldu ve %70 evet oyuyla kabul edildi. 
Kurucu Meclisteki milletvekillerinin bir bölümünün KKTC’yi örnek bir devlet haline getirme ideali ile hareket ettikleri anlaşılmaktadır. Ellerine bir fırsat geçtiğini ve dünyanın en demokratik, en adil devletini oluşturabileceklerini düşünüyorlardı.  Böyle bir ideali benimsedikleri için diğer ülkelerde olmayan onlardan  daha farklı ve daha ileri ilkeler kabul ettiler. 
Ancak zamanla bu ideal unutuldu. Benimsenen ilkelerin dünyaya örnek olma bilinci içinde uygulandığını söyleyemeyiz.
 
Soru 7: Anayasamızın Adalet Bakanlığının yetkilerini Yüksek Adliye kuruluna verdiği anlaşılıyor. Uzun süre Yüksek Adliye Kurulunda görev yaptınız. Kuruldaki gözlem ve deneyimlerinizi anlatır mısınız?
Cevap 7: 1986 yılında Yüksek Mahkeme Yargıçlığına atandım. Anayasamızın düzenlemesi nedeniyle Yüksek Adliye Kurulu üyesi oldum. O dönemde Yüksek Adliye Kurulu Başkanları Sn. Şakir İlkay ve Sn. Salih Dayıoğlu ile birlikte çalıştım.  2002 yılında Sn. Salih Dayıoğlundan sonra Kurulun Başkanlığına seçildim ve emekli olduğum 2006 yılına kadar Başkan olarak görev yaptım. Kurulun çalışması ile ilgili edindiğim bilgileri sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyacağım.
Soru 8: Anayasamızda diğer ülkelerden farklı ve daha ileri   ilkeler olduğunu, söylüyorsunuz. Yargı Bağımsızlığı ilkesini tüm devletlerin benimsediğini ancak uygulamada birçok ülkenin fazla başarılı olamadığını, KKTC Anayasasının   Adalet Bakanlığını iptal ederek, Yürütme ile Yargı arasında etkilenme olasılığını tamamen ortadan kaldırdığını, böylece Yargı Bağımsızlığı ilkesini en ileri bir noktaya taşıdığını söylüyorsunuz. Bu nasıl mümkün olabildi? 
Cevap 8: Bir devlette en aktif organ Yürütmedir. Yargı Bağımsızlığı ilkesi ile kastedilen Yargının Yürütmeden bağımsız olması, kararlarını Yürütmeden etkilenmeden verebilmesidir. 
Yürütmenin Yargıyı etkileyebilecek olan birimi Adalet Bakanlığıdır.  Bir ülkede Adalet Bakanlığı olduğu ve yargıçların tayin, terfi, nakil ve disiplin konularında söz sahibi olduğu zaman Yargı Bağımsızlığı tehlikeye girer. KKTC dışında dünyadaki tüm ülkelerde Adalet Bakanlığı vardır. Genellikle yasalarla veya ananelerle Adalet Bakanlığının yargıya müdahalesi engellenmeye çalışılır. Ancak her ülke bu konuda yeterince başarılı olabilmiş değildir.  
1974’den sonra Kıbrıs Türk Halkı yeni bir devlet kurma olanağını elde etmişti.  Kurucu Meclislerin idealist milletvekilleri dünyanın en demokratik en adil devletini oluşturma çabası içine girdiler. 
Yargı Bağımsızlığını gerçekleştirmek bu ideallerden biri idi. Federe Devlet Anayasası Yargı Bağımsızlığını garanti etmek için beklenmedik bir adım atarak Adalet Bakanlığını iptal etti. KKTC Anayasası da aynı ilkeyi korudu. Bu Anayasalarda Adalet Bakanlığı yetkileri, çoğunluğu yargıçlardan oluşan Yüksek Adliye Kuruluna verildi. Böylece Yürütme ile Yargının yolları tamamen ayrılmış ve Yargı bağımsız hale gelmiş oldu. 
 
Soru 9: Bunun Yargı bağımsızlığını sağlamak için yapılmış bilinçli bir değişiklik olduğunu söylüyorsunuz. Yeni bir devlete sahip olmanın verdiği coşku ve sevinç içinde dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile yapılamamış bazı demokratik adımların atıldığını iddia ediyorsunuz. 
Cevap 9: Evet bunları söylüyorum.

Soru 10: Bu nasıl gerçekleşti?

Cevap 10: Bu sıra dışı düzenlemeyi, Federe Devlet ve KKTC Anayasalarını hazırlayan Kurucu Meclislerde görev yapmış idealist hukukçular gerçekleştirmiştir. Onların KKTC’nin örnek bir devlet olmasını arzu ettikleri ve bu nedenle çeşitli konularda alışılmamış düzenlemeler yapma cesareti gösterdikleri anlaşılmaktadır.

O tarihlerde görevde bulunan Yüksek Mahkeme Yargıçları da aynı coşku ve sevinci paylaşmış olmalılar ki yeni düzenlemenin başarılı olması için ellerinden geleni yaptılar. Ancak daha sonra yeni sistemin   kusurları ortaya çıkmaya başladı.

Açıkça ifade edeyim.  Bu kusurları gidermek zorundayız. Kusurlar var diye sistemi bozmamız ve Yargı Bağımsızlığından uzaklaşmamız büyük bir kayıp olacaktır. Yargı Bağımsızlığını ortadan kaldırmak değil, sistemin kusurlarını gidererek daha mükemmel hale getirmek için mücadele etmeliyiz. 

Bunun için ortaya çıkan sorunlar üzerinde duralım ve bu sorunları giderecek çözümler bulmaya çalışalım. Bu amaçla emek harcamaktan kaçınmayalım.  Çünkü Yargı Bağımsızlığını yitirmemiz büyük bir kayıp olacaktır. Yargı Bağımsızlığı olmadan adalet olamaz. Bu konu hepimiz ilgilendiren ciddi bir konudur. 

Soru 11: KKTC Anayasasının Yargı ile ilgili tüm görevleri Yüksek Adliye Kuruluna verdiğini söylüyorsunuz. Bu sisteme Yüksek Adliye Kurulu Sistemi ismi verilebileceğini ifade ediyorsunuz.  Kurulun çalışmaları konusunda bilgi verir misiniz? 
Cevap 11: Yüksek Adliye Kurulunun oluşumu ve görevleri Anayasada belirtilmiştir. Kurul 12 üyeden oluşmaktadır. Üyelerin 8’i Yüksek Mahkeme Yargıçlarıdır. Diğer dört üyenin biri Cumhurbaşkanının, biri Cumhuriyet Meclisinin ve biri de Baronun atayacağı temsilcilerdir. Diğer üye ise Başsavcıdır.  Dikkat edilirse bu kurulda Hükümetin temsilcisi yoktur.
Yargı Bağımsızlığına karşı tehlike Yürütmeden gelir. Kurulda Yürütmenin bir temsilcisinin bile olmaması Yargının tamamen bağımsız olmasının amaçlandığını gösterir. Anayasayı yapanlar bunu amaçlamış olmalıdırlar.  
KKTC’de Parlamenter sistem olduğu için Cumhurbaşkanı tarafsızdır. Cumhurbaşkanı temsilcisi yargı bağımsızlığına karşı bir tehlike oluşturmaz. Bu durumda Kurulda bağımsızlığı bozabilecek hiçbir etken olmadığı anlaşılır. 
Yargıçların atanması, terfisi, nakli ve disiplin işlemleri dahil yargı ile ilgili tüm konularda karar vermeye yetkili olan Yüksek Adliye Kuruludur. 12 üyeden 8 inin Yüksek Mahkeme Yargıcı olması yargıçların kararlı olduğu konularda yargının son sözü söylemesine olanak sağlar. Bu oran Yargı Bağımsızlığının teminatıdır. 

Dıştan gelen temsilciler ise Yargının dış kurumlarla iletişim içinde olmasını sağlarlar. Onlar sayesinde yargıçlar dış kurumların yani Cumhurbaşkanının, Baronun, Yasama Meclisinin ve Savcılığın tartışılan konularda ne düşündüğünü öğrenir. Bu görüşleri dikkate alarak karar verirler. Dıştan gelen temsilcilerin bir görevi de Yargının sorunlarını ve görüşlerini temsil ettikleri kuruma iletmektir. Böylece hem Yargının bağımsız olması hem de devletin diğer organları ile iletişim içinde olması sağlanmıştır.
 

Devam edecek

8 Bölümden oluşan  bu yazı dizisinde Yargı Bağımsızlığını çeşitli yönleri ile tartışacak,  hukuk sistemimizin daha  iyiye gitmesini sağlamak ve bozulmasını önlemek  için geçmiş deneyimlerimizi  anlatarak  yeni görüşler üretmeye çalışacağız. 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474