Güney Kıbrıs’ın ünlü avukatlarından, eski Başsavcı Alekos Markidis “Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) egemen değil. MEB’imizin sınırları içerisinde egemenliğimiz yoktur. Orası açık denizdir” dedi.

   Markidis haftalık Simerini’ye verdiği özel mülakatta, siyasilerin MEB konusunda Rum medyası ve kamuoyunda yanlış anlaşılmalara neden olan yorumlar gözlemlediğini söyledi.

   “MEB egemen değildir. MEB’imizin sınırları içerisinde egemenliğimiz yoktur. Orası açık denizdir” diyen Markidis şunları kaydetti:

    “Şu anda 12 mil olan karasularının ötesinde seyir, tatbikat veya herhangi başka bir şey yasak değildir. Türkiye’nin verdiği ‘Dikkat edin, engelleriz’ mesajları tehdittir ancak henüz engellemedi. Araçlarını gönderip MEB sınırlarımızın içerisinde sondaj yaparsa ihlal olur ancak bunu halen yapmadı. Özlü ihlal noktasına henüz varmadık.”

Uluslararası hukuk

 

    Rum tarafında görmezden gelinen diğer bir konunun da uluslararası hukuk olduğuna dikkat çeken Markidis, şunları ekledi:

   “Diyelim ki Türkiye uluslar arası hukuku ihlal etmiş olsun. Böyle bir durumda Kıbrıs Cumhuriyeti olarak ne yapacağız? Hangi imkanlarla tepki göstereceğiz? Yasadışı bir eylemi engellemek için gönderecek filon yokken ne yaparsın? Kıbrıs Cumhuriyeti toprağında 40 bin askeri varken MEB’de tatbikat yapıyor diye bağırıyoruz. Barbaros farazi ateşkes hattının kuzeyine, Mağusa körfezine geldi diye protesto ediyoruz.”

İsviçre konferansı

   Alekos Markidis, Crans Montana’daki konferansı, Kıbrıs sorunu müzakere sürecinde kritik bir dönemeç diye niteledi.

   “Çöküş olması halinde, BM, bizim tarafa bile sorumluluk yükleyebilir. Konferans çökerse 2013’te başlayan çabanın sonu olacağı düşünülmelidir” vurgusunu yapan Markidis “çöküş olursa bunun bizim tavrımızdan kaynaklanmamasına ve bizim tarafa sorumluluk yüklenmemesine özen göstermeliyiz” dedi.

   Alekos Markidis, Rum Ulusal Konseyi üyesi siyasi parti başkanlarının Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile birlikte Crans Montana’ya gidecek olmasına ise şu yorumu getirdi:

   “Şahsen, bu kadar anlaşmazlık varken siyasi liderliğin neden İsviçre’ye gitmesi gerektiğini anlamıyorum. Başkan ne söylese hayır diyeceklerine göre ne yapmaya gidecekler?”