banner564

‘Ülkemizi sevmedik’

Güney Kıbrıs’ın deneyimli siyasilerinden Takis Hacidimitriu, Rum tarafının anayasaya bağlı kalmayarak altını oyduğunu itiraf etti

‘Ülkemizi sevmedik’
banner598

Kıbrıslı Rum veteran politikacı ve İki Toplumlu Kültürel Miras Komitesi eski eş başkanı Takis Hacidimitriu “ülkemizi sevmedik. Anayasaya bağlılık yemini ettik aynı zamanda altını oyduk” dedi.
   Politis’e,  tanıtımı 7 Kasım’da yapılacak yeni kitabı “Kıbrıs Cumhuriyeti 1964-1967: Militarizasyondan Askeri Yönetime” ile ilgili söyleşi veren Hacidimitriu “ülkeyi sevmedik, anayasaya bağlılık yemini ettik, aynı zamanda altını oyduk” sözünü özetle şöyle izah etti:
   “Kıbrıs’a bağımsızlık verildi, Kıbrıslıların talebi değildi, millî aklı da tatmin etmiyordu ama Kıbrıs liderliği (III. Makarios) olguları hesap etmek zorundaydı. Olgular şunlardı: sömürge dönemi sona erdi, Kıbrıs’ın yönetimi de halkı birleşik şekilde Kıbrıs’ın tamamı bir anayasa ile Kıbrıslıların eline geçiyordu, bize devlet, Kıbrıs’ın bağımsızlığına dayalı hukuk devleti olma fırsatı verildi. Bunu zafer gördük bu da felaketlerin başlangıcı oldu. 
   Anayasa’nın 13 maddesiyle ilgili çok şey söyleniyor, ancak: Zürih anayasası avantajlar veriyor, iki devletli toplumlu devlet oluşturuyor, Kıbrıslı Türklere avantajlar veriyor. Biz de baştan başlamak ve self determinasyonu, ENOSİS’i başarmak için yıkmak istedik. Kıbrıs liderliğinin hatası, olguları, yönetimin ve sorumluluğun Kıbrıslı Rumlarda olduğu mantığıyla değerlendirmemesiydi. Kıbrıslı Türklerin imtiyazları var mıydı? evet. Aşırı mıydı? evet. Ancak tekrar ediyorum, yönetim Kıbrıslı Rumların elindeydi. Bakanlar Kurulu kararlarını basit çoğunlukla alıyordu ve çoğunluk Kıbrıslı Rumlarındı. İçişleri, Maliye, Dışişleri, Ulaştırma bakanlıkları yani bütün verimli ve önemli bakanlıklar Kıbrıslı Rumların elindeydi. Bir ülkenin yaşayabilmesi için halkın tamamına yönelik toplumsal algı gerekir ve bu da ancak Anayasa’ya inançla sağlanabilir. Anayasayı yıkarsan ülkenin ve halkın bütünlüğünü de yıkarsın ve ülkeyi maceralara sürüklersin.

İşbirliği yerine çatışma

   Kitabım ve Kıbrıs hükümeti üyelerinin şahsi anlatımlarından, 60-63 döneminde işbirliği yerine zıtlaşma ve çatışmayı ileri götürdüğümüz ortaya çıkıyor. O da toplumlar arası çatışmalara, ardından savaşa, sonra izolasyona ve sonra da Kıbrıslı Türklere yönelik önlemlere evrildi.  Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasındaki uçurumun sürecini araştırırken gördüm ki yaşananlar kader değildi, gökten de inmedi. Bizim tercihlerimiz, bizim kararlarımızdı. Devlet olmak yerine  askerî yönetim olduk,  İngilizlerle mücadele bitti ve ‘şimdi Türkleri yiyelim’e geçtik. Hükümette yer alan EOKA yetkilileri tarafından 1959’dan sonra bu çizgi izlendi. Burada, EOKA ile ne yapacağı ikilemiyle karşı karşıya kalan Makarios’un da sorumluluğu var. devleti desteklemek yerine EOKA’nın ve kendi adamlarını tercih etti ve 1964’te Papandreu’ya yazdığı mektupta da itiraf ettiği gibi, devlete ve devletin sürekliliğine hiçbir zaman inanmadı.” 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Turkish Power
Turkish Power - 7 ay Önce

En buyuk hata Osmanlinin balkanlari kibrisi ingiliz fransiz ispanyol gubi asimile etmeyip dinini dilini degistirtmemesi olmus

SIRADAKİ HABER

banner608

banner473