Kıbrıs sorununun, bu yıl içinde Haziran ayına kadar çözüleceğine ilişkin beklentiler yoğunlaşırken, Rum lideri Nikos Anastasiadis, Türkiye’nin ‘iyi niyetli’ yaklaşımına ‘ağır şartlarla’ karşılık vermeye başladı.

   Anastasiadis; dünyanın saygın gazetelerinden Financial Times gazetesine yaptığı açıklamada, çözümün 2016’da gerçekleşebilmesi için 3 temel şartı ortaya koydu. Türk askerinin hemen çekilmesini ilk şart olarak ortaya koyan Anastasiadis, bunun dışında 1960’taki garantörlük sisteminin iptalini ve toprak konusunda kendilerine göre ‘yeterli taviz’ istedi.

   Güney Kıbrıs’ta yayımlanan Fileleftheros gazetesi, Anastasiadis’in, Financial Times gazetesine yaptığı açıklamayı “Çözüme Üç Şart… Anastasiadis’ten Muhatabı Türkiye Olan Mesaj” başlıklıklarıyla yayınladı.

   Anastasiadis 2016’nın ‘kritik yıl’ olduğunu belirterek, “Toprakta yeterli ilerleme olursa, garantiler tasfiye edilir ve Türk askerleri çekilirse, yıl içerisinde çözüm bulunabilir” dedi.

   Anastasiadis “Türkiye askerini çekmezse ve Kıbrıs’ın güvenliği, diğer garantör ülkelere değil Avrupa üyeliği sıfatına dayanmaz. BM ve Güvenlik Konseyi tarafından garanti edilmezse anlaşma söz konusu olmaz” vurgusu yaptı.

Sözler eyleme dönmeli

   Türkiye’den olumlu söylem işittiğini belirten Anastasiadis “geriye, Türkiye’nin bu söylemle askerini çekmeyi kast edip etmediğini göstermesi,  toprak düzenlemelerini desteklemesi ve hiçbir şekilde herhangi bir üçüncü ülkenin himayesinde olmayacak bağımsız bir devlet inşa edeceğimizi anlaması kaldı” ifadesini kullandı.

   “Çözüm olması halinde Kıbrıs, Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında bir arada yaşama modeli olacağız” diyen Anastasiadis, yürütülen müzakerelerin başarı şansının Annan planından daha yüksek olduğunu çünkü artık 2004’teki gibi, dışarıdan dayatılan bir şey olduğu hissi bulunmadığını söyledi.

Gazete, Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis’in de Financial Times’a “ Kıbrıs Rum tarafının, nüfus veya mülkiyet aracılığıyla Ada’nın kuzey kesimini dönüştürme niyeti yoktur” dediğini haberine ekledi.

   Alithia haberi “Anastasiadis Çözüme Şart Koşuyor… Başkan Financial Times’a Verdiği Röportajda Türkiye İşgal Askerlerini Çekmezse 2016’da Çözüm Olamayacağını Bir Kez Daha Vurguladı”  başlık ve spotlarıyla aktardı.

   Kıbrıs Türk tarafının bir anlaşma çerçevesinde toprak tavizinde bulunması gerekeceğinin genel kabul görmesine karşın Cumhurbaşkanı Akıncı’yla müzakerelerde henüz Toprak konusunun detaylarına girmediklerini söyleyen Anastasiadis “Önemli olan,  müzakerelerin hızlandırılması. Bu arada güven ortamı işlememiz ve iki toplum arasında var olduğunu kabul etmek zorunda olduğumuz şüpheciliği aşmamızdır” dedi.

   Gazete, Financial Times yazarının en çok ilerlemenin iki bölgeli iki toplumlu federasyonda yetki paylaşımında, gelecekteki devlet modelinin yasama ve yürütme kurumlarında ve iki toplumun siyasi eşitliğinde kaydedildiğini belirterek bunların, Kıbrıslı Türkler açısından özellikle hassas konular olduğuna vurgu yaptığını yazdı.

AB Muktesebatı uygulanmalı

   Bu arada Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis arzusunun “Avrupa müktesebatının Ada’nın tamamında uygulanması olduğunu” belirterek “Kıbrıs sorununun çözümüyle birlikte, Kıbrıs’ta daha az veya daha fazla Avrupa toprağı olmaması beklentisi içerisindeyim” dedi.

   Alithia “Anastasiadis: Çözümden Sonra Daha Az Avrupa Toprağı Olmayacak” başlığıyla aktardığı haberinde Anastasiadis’in, Tüm Sendikal Platform tarafından ara bölgedeki Chateau Status restoranda düzenlenen ve Cumhurbaşkanı Akıncı’nın da katıldığı etkinlikte yaptığı konuşmayı aktardı.

  “Ada’daki fiili durumun, uluslararası hukuk ve Avrupa hukuku ilkelerine uymadığını, nüfus dengesi ve Ada’daki güvenliğin daimi bozulma kaynağı oluşturduğunu” savunan Anastasiadis “Kıbrıslı Türk liderle birlikte, ülkemize barış getirmekten başka seçeneğimiz ve yolumuz yoktur” ifadesini kullandı.

Anastaiadis müzakerelerde ilerleme kaydedildiğini ancak sorunlar ve iki tarafın alması gereken yol bulunduğunu belirterek “Çözümden sonra Kıbrıs’ta daha az veya daha fazla Avrupa toprağı olmayacak.  Arzumuz Avrupa müktesebatının, Avrupa Birliği’ne katılım sözleşmesinin öngördüğü gibi,  Ada’nın tamamında uygulanmasıdır” dedi.